20 Haziran 2024 Perşembe

Günlük Türü Nedir? Günlük Türünün Özellikleri

 


Daha önce deneme, makale, masal, fabl, destan, sohbet (söyleşi) gibi metin türlerine değinmiştik. Şimdi bu yazımızda “günlük türü nedir?" sorusunu cevaplayıp  günlük türünün özelliklerine değineceğiz. 

Günlük Türü Nedir? Günlük Türünün Özellikleri 

Bir kişinin günlük yaşantısındaki deneyimlerini, izlenimlerini duygu ya da düşüncelerini, tarih belirterek, günü gününe anlattığı yazı türü günlük olarak adlandırılır.

Günlük türü, aslında insanın içini dökme ihtiyacından doğmuştur denilebilir. Buradan yola çıkarak günlüklerin çoğunun içe dönük olduğunu belirtebiliriz. Ancak dışa dönük yazılan edebî anlamda günlükler de mevcuttur.

Günlük Türüne Örnek Metin

                                                                                                                                   20 Haziran 2024

Bugün öyle bir sıcak hava vardı ki kelimelerle anlatılmaz. İnsanlar adeta sıcaktan dışarı adım atamadılar. Bu havaları sevmiyorum gerçekten. Onun dışında gün içerisinde kayda değer önemli bir şey olmadı. Aslında olsa da umurumda değil artık. O kadar bıktım ki anlayışsızlıklardan, bencillikten, yapmacıklıktan artık hiçbir şey yapmak istemiyorum. Sadece insanlardan uzak bir yaşam sürmek istiyorum. Gösteriş, kötü niyet, ayak kaydırma, anlayışsızlık, bencillik hepsi canıma tak etti artık. Hiç kimse anlamıyor seni, en yakının bile... En yakının bile seni anlamazken neye yarar artık bu çaba? Artık sadece bir köşeye çekilip sadece kitap okumak istiyorum. Okumayayım da ne yapayım? Ancak öyle bağlanıyorum hayata. Rahatlatıyor beni. Dünyadan, yapmacık insanlardan uzak kalmanın tek çaresi benim için kitaplar. Yazarın dediği gibi "Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir."

 

Yukarıdaki metinde yazar gün içerisindeki yaşantısını, duygularını ve düşüncelerini tarih belirterek, günü gününe dile getirmiştir. Dolayısıyla bu metni günlük türü kapsamında değerlendirebiliriz.

19 Haziran 2024 Çarşamba

"İpsiz Sapsız" Deyiminin Hikâyesi


Deyimler, anlatıma çekicilik katan, genellikle gerçek anlamından uzaklaşıp mecaz anlam kazanan, birden fazla sözcükten oluşan ve bir durum bildiren dil birlikleri ya da kalıplaşmış sözcük topluluğu olarak tanımlanabilir. “Az sözle çok şey anlatma” işleviyle anlatımda özlülüğü sağlayan deyimlerin ilgi çekici hikâyeleri vardır. Biz bu yazımızda “ipsiz sapsız” deyiminin hikâyesini anlatacağız.

 

“İpsiz Sapsız” Deyiminin Hikâyesi

Şimdi olduğu gibi eskiden de Anadolu’dan İstanbul’a çalışmak üzere adamlar gelir, bunların çoğu da herhangi bir mesleğe sahip olmadıklarından ya hamallıkla yahut kazma kürekle çalışarak işe başlarlarmış. Bunların içinde öyleleri olurmuş ki hamallık yapmak için ne bir ipleri, amelelik yapmak için de ne bir kazma veya kürekleri bulunurmuş. Bir ip veya tutacak bir sap sahibi olmayan bu kişiler için söylenen ipsiz sapsız deyimi de meslek sahibi olmamakla birlikte, bir işe güce de yaramayan adamlar hakkında tahkir anlamında kullanılmıştır. Hâlen haylazlık eden, herhangi bir geçim vasıtası peşinde olmayan sorumsuz insanlar için bu deyimi kullanırız. Hatta daha ileri giderek “ipe sapa gelmez herifin biri!” dediğimiz de olur.

Kaynak: İskender Pala, İki Dirhem Bir Çekirdek, Kapı Yayınları


Edebiyat-Psikoloji İlişkisi


Edebiyat, TDK Güncel Türkçe Sözlük'te Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı; yazın.” şeklinde tanımlanmaktadır. Psikoloji ise TDK Güncel Türkçe Sözlük’te “Bir grubun veya bir bireyin düşünme, duygulanma biçimlerini ve davranışlarını konu alan bilim dalı, ruh bilimi, ruhiyat.” olarak tanımlanır. Aslında her iki kavramın da ortak noktası insan ve insanın davranışlarıdır. Her iki bilim de insanı ve davranışlarını konu alır. Bu nedenle edebiyat ile psikoloji bilimleri arasında sıkı sıkıya bir bağ vardır.

Edebiyat-Psikoloji İlişkisi

Psikoloji bilimi, edebiyatı besleyen en önemli çalışma alanlarından biridir. Psikoloji de edebiyat da insan ruhuna eğilir ve insan ruhunun bilinmeyenlerini, insanın içinde bulunduğu ruh hâlini aktarmaya çalışırlar. Bu konuyla ilgili İsmet Emre, “Yeni Türk Edebiyatının Psikoloji Kaynakları” adlı makalesinde şunları kaleme almıştır:

“Doğalarındaki yakınlıktan dolayı psikoloji, edebiyatı besleyen en ciddi çalışma alanlarından biri olagelmiştir. Her iki disiplin de insan ruhunun karmaşasındaki bilinmezliklere eğilmeleri ve karanlık noktalarına uzanmaları bakımından yer yer benzeri yöntemleri kullanmak durumunda kalmışlardır. Bir anlamda edebiyat ile psikoloji, insan ruhunun farklı ortamlardaki dil kodlarıyla şifrelerini çözme uğraşı vermektedirler.”

Edebî eserleri meydana getiren yazarlardır. Yazarlar, edebî eserlerini oluştururken bu eserlere kendilerinin yaşantılarından, duygularından ve düşüncelerinden izler bırakırlar. Başka bir deyişle edebî eserlerde yazarın psikolojisinden izler olduğunu söyleyebiliriz. Sözünü ettiğimiz bu husus da gösteriyor ki edebî eserler insan ruhundan izler taşır ve bu durum da edebiyat ile psikolojinin sıkı sıkıya bir ilişki içinde olduğunu gösterir.

Bir şairin ya da bir yazarın kaleme aldıkları eserlerde nasıl bir ruh hâli içinde olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Bu konuda Mustafa Karabulut, “Cahit Sıtkı Tarancı'nın Şiirlerine Psikanalitik Bir Yaklaşım” adlı makalesinde şunları dile getirmiştir:

“Şair ve yazarlar, eserlerinde psikolojik yapılar hakkında bilgiler verirler. Sanatçı bir bakıma toplumun sözcüsü durumundadır ve eseri vasıtasıyla bastırılmış duyguları ortaya koyar. Örneğin; Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinde ölüm söylemi onun psikolojisinden izler taşır.”

Yukarıdaki ifadeler edebiyat-psikoloji ilişkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kaynak:

1.TDK Güncel Türkçe Sözlük

2.İsmet Emre, Yeni Türk Edebiyatının Psikoloji Kaynakları, Turkish Studies

3.Mustafa Karabulut, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiirlerine Psikanalitik Bir Yaklaşım

 

 


22 Mayıs 2024 Çarşamba

Destan Nedir? Destan Türünün Özellikleri Nelerdir?


 

Bir millet veya toplumun hayatında derin izler bırakmış savaş, göç, kıtlık, afet vb. olayların anlatıldığı ya da bir milleti veya toplumu ilgilendiren bir kahramanlık konusunun bazen manzum, bazen mensur bazen de manzum-mensur karışık şekilde anlatıldığı edebî türe destan denir.

Türk destanlarında gerek şiir gerek düz yazı tarzında kullanılan dil, açık ve veciz bir ifade gücüne sahip olup, bu anlatım dili konuşma dilinin zenginliğini ve anlaşılırlığını yansıtır. Destanın dili çeşitli söz sanatlarıyla örülü olup bu söz sanatlarından en çok mübalağa (abartma) sanatı öne çıkar. Benzetme, tezat vb. gibi söz sanatları da kendisini destan türünde gösterir.

Destanlarda olağan ve olağanüstü unsurlar iç içedir. Örneğin; Türk destanlarında kahraman çoğunlukla olağanüstü şartlarda olağanüstü bir şekilde doğarak yine olağanüstü bir şekilde hızlı bir büyüme süreci geçirir.

“Türk destanlarında kahraman çoklukla olağandışı şartlarda olağanüstü bir şekilde doğar, hızlı ve olağanüstü bir büyüme süreci yaşar, kendini ispatlayabileceği ve alp sıfatını alabileceği bir eylemi gerçekleştirir, hâkimiyet sınırlarını genişletme, tutsaklığa ve sürgün hayatına son verme, kaçırılan akrabaları kurtarma, istilacı yabancı hanlara ve zorba yöneticilere ders verme, yer üstü ya da yer altından gelen müdahalelerle bozulan düzeni yeniden kurma ve bunun gibi sebeplerle akınlara çıkar, bu zorlu akınlardan zaferler elde ederek yurduna döner ve ulusu ya da halkı ile birlikte huzurlu bir hayat sürmeye başlar.” (Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yayınları, 8.Baskı, 2011)

Türk destanlarında başkahramanlar konusuna geldiğimizde ise karşımıza ilk olarak alp tipi etrafında toplanan atlı göçebe yaşam tarzının idealize ettiği, düşmanlarla olan mücadelesini milleti adına yürüten başkahramanlardır.

İslâmî dönem Türk destanlarının başkahramanı ise “Gazi” tipidir. Gazi, din ve vatan uğruna savaşan, dindar bir kişiliğe sahip kahramandır. (Kaplan; 1991:112-119)

8 Mayıs 2024 Çarşamba

"Çizmeyi Aşmak" Deyiminin Hikâyesi



Birden fazla sözcükten oluşan ve gerçek anlamından uzaklaşarak bambaşka bir anlam kazanan söz gruplarına deyim denir. Kalıplaşmış sözlerden oluşan ve genellikle mastar hâlinde bulunan deyimlerin amacı bir durumu çekici, hoş ve ilgi çekici bir şekilde belirtmektir. Deyimlerin yol gösterme, ders ya da öğüt verme gibi bir amacı yoktur. Deyimler bu yönüyle atasözlerinden ayrılırlar.

Az sözle çok şey anlatma” gibi bir işlevi de olan deyimlerin ilgi çekici hikâyeleri de vardır. Biz de bu yazımızda TDK sözlüğünde “bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak” anlamına gelen “çizmeden yukarı çıkmak” ya da “çizmeyi aşmak” deyiminin hikâyesini anlatacağız.

“Çizmeyi Aşmak” Deyiminin Hikâyesi

Milâd-ı İsa'dan üç asır evvel Efes'te Apelle (Apel) isimli bir ressam yaşarmış. Büyük İskender'in resimlerini yapmakla şöhret bulan Apel'in en büyük özelliği, yaptığı resimleri halka açması ve gizlendiği bir perdenin arkasından onların tenkitlerini dinleyip hoşa gidecek yeni resimler için fikir geliştirmesi imiş.

Günlerden birinde bir kunduracı, Apel'in resimlerinden birini tepeden tırnağa süzüp tenkide başlamış. Önce resimdeki çizmeler üzerinde görüşlerini bildirip, kunduracılık sanatı bakımından tenkitlerini sıralamış. Apel, bunları dinleyip gerekli notları almış. Ancak bir müddet sonra adam, resmin üst kısımlarını da eleştirmeye ve hatta teknik yönden, sanat açısından, renklerin kontrastı ve gölgelerin derecesi üzerine de ileri geri konuşmaya başlayınca Apel, perdenin arkasından bağırmış:

-Efendi, haddini bil; çizmeden yukarı çıkma!

Kaynak: İskender Pala, İki Dirhem Bir Çekirdek, Kapı Yayınları

30 Nisan 2024 Salı

Tartışmacı Anlatım Nedir? Tartışmacı Anlatıma Örnek Paragraflar



Yazarın düşüncelerini okuyucuya kabul ettirmek amacıyla kullandığı anlatım biçimine tartışmacı anlatım denir. Tartışmacı anlatım tekniğinde yazar önce eleştireceği düşünceyi verir daha sonra da kendi düşüncelerinin neden doğru olduğunu, eleştirdiği düşüncenin de neden yanlış olduğunu örnekleriyle ortaya koyar. Bu anlatım tekniğinde yazarın amacı kendi düşüncesini savunmak, yanlış düşünceyi de çürütmektir.

NOT: Tartışmacı anlatımda öznellik hakimdir. Yazar, bu anlatım biçiminde ağırlıklı olarak kendi duygu ve düşüncelerine yer verir.

Tartışmacı Anlatım Örnekleri

Örnek 1:

“Edebiyata dudak bükenlerden söz açmak istiyordum. Vatan kurtaran aslanlardır bunlar. Aslında hiçbirinin değerli bir öykü cildiyle, değerli bir romanla ömürlerinde bir kez olsun karşılaştıklarını ihtimal vermem. Buna rağmen edebiyat üzerinde pek bir üst perdeden konuşurlar. Edebiyatın neyi kurtaracağını sorarlar. Sanırsınız ki kendileri ciddi şeylerle uğraşmışlardır, edebiyatı da bu uğraşları arasında belli bir yere oturtmuşlardır. Edebiyat üzerine olan bütün ön bilgileri vaktiyle okudukları ya bir resimli romana dayanır ya bir pehlivan tefrikasına. Eh ona da doyum sağlamışlardır.

Gene söylüyorum, hayatın bütün anlamı kitaplardan ibaret değil. Ama hayatın bazı anlamlarını kavrayabilmek için arada bir kitaplara, dergilere de bakmak gerekli sayılmalı. Okuyunca da hayattan kaçmak için değil, hayata müdahale için okumalı.”

(Rasim Özdenören, Ruhun Malzemeleri)

Yazar bu metinde edebiyata dudak bükenleri, edebiyatı bütünüyle bomboş bir uğraş olarak nitelendirenleri eleştiriyor, onların düşüncelerinin yanlış olduğunu metnin son kısmında kendi görüşlerini ortaya koyarak okuyucuya bildiriyor. Ayrıca bu metinde öznel anlatımın hâkim olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle bu metinde anlatım biçimlerinden tartışmacı anlatımdan yararlanıldığını söyleyebiliriz.

 

Örnek 2:

“Kötümserliği yaşamının vazgeçilmez bir parçası hâline getiren insanlar var. Bu insanlar hemen hemen her şeye olumsuz tarafından bakarak insanlara olumsuz enerji yayarlar. Bunu da “Ben açık sözlüyüm.” diyerek normalleştirmeye çalışırlar. Bir de iyimserliği abartanlar var tabii. Her ikisi de doğru değildir bence. İyimserliği ve kötümserliği makul bir şekilde dengelemenin hayatımıza olumlu şeyler kazandıracağı düşüncesindeyim. Çünkü iyimserliği ve kötümserliği dengeleyebilen insanların günlük yaşamda doğru kararlar verebildiğini ve insan ilişkilerinde daha başarılı olduklarını düşünüyorum.”

Yazar, yukarıdaki metinde iyimserliği ve kötümserliği uçlarda yaşayan insanları eleştiriyor ve bunun doğru olmadığını metnin son kısmında kendi düşüncesini ortaya koyarak okuyuculara bildiriyor. Dolayısıyla bu metinde tartışmacı anlatımdan yararlanıldığını söyleyebiliriz.

 

Örnek 3:

“Hüzün meraklılarından değilim. Böyle bir ruh hâlinden hoşlanmam; ona önem de vermem. Bunun yanında birçok insan hüznü büyük bir değer sayar. Onlara göre hüzün olgun, erdemli, akıllı insanların özelliğidir. İtalyanlar bu duruma “kötülük” demekle daha uygun bir davranışta bulunmuşlar. Çünkü hüzün daima zarar veren, manasız, küçük, korkak bir duygudur.”

(Montaigne / Denemeler)

Yazar bu metinde hüzün duygusunun zararlı, manasız, küçük ve korkak bir duygu olduğunu bir tartışma havası içinde vermiştir. Ayrıca bu metinde öznellik hâkimdir. Dolayısıyla bu metinde anlatım biçimlerinden tartışmacı anlatımdan yararlanıldığını söyleyebiliriz.

17 Nisan 2024 Çarşamba

Açıklayıcı Anlatım Nedir? Açıklayıcı Anlatıma Örnek Paragraflar


Bir konuyu açıklamak ve bir konu hakkında okuyucuyu bilgilendirmek amacıyla kullanılan anlatım biçimine açıklayıcı anlatım denir. Nesnel bir anlatımın hâkim olduğu açıklayıcı anlatımda amaç okuyucuya bilgi vermek ve ona bir şeyler öğretmektir.

Anlatım Biçimlerinden Açıklayıcı Anlatıma Örnek Paragraflar:

Örnek 1:

İskânın sözlük anlamı “yurtlandırma, yurtlanma, yerleştirme"dir. Osmanlı Devleti, Rumeli topraklarını fethettikten sonra buralarda iskân politikası uygulamıştır. İskân politikası, Osmanlı'nın Rumeli'yi fethettikten sonra buraların Türkleşip Müslümanlaşması amacıyla Anadolu'da bulunan Türk ailelerini buraya yerleştirmesi politikasıdır. İskân politikası, Osmanlı Devleti’nin kısa sürede büyümesini ve bir cihan devleti olmasını sağlamıştır.

 

Yukarıdaki metinde temel amaç “iskân politikası” hakkında okuyucuya bilgi vermektir. Bu nedenle bu metinde açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.

 

Örnek 2:

Genel ağ (İnternet) üzerinden insanların gerçek ya da sanal ürünleri satın alma işlemine e-ticaret denir. E-ticaret sayesinde alacağınız bir ürünü internet ortamındaki güvenli siteler yoluyla karşılaştırma imkânı bulabilir ve size en uygun ürünü kısa sürede bulabilirsiniz. Böylece e-ticaret sayesinde zamandan tasarruf ederek kolayca alışveriş yapmış olursunuz.

 

Yukarıdaki metinde e-ticaret hakkında okuyucuya bilgi verilmiştir. Temel amaç bilgi vermek ve açıklamak olduğundan bu metinde açıklayıcı anlatımdan yararlanıldığını söyleyebiliriz.

 

Örnek 3:

Deniz ve okyanus tabanında meydana gelen deprem ve deniz altı volkanızması gibi sebeplerle ortaya çıkan doğal afet türüne tsunami denir. Tsunami önlenmesi mümkün olmayan bir doğal afettir. Ancak alınacak bazı önlemler tsunaminin etkilerini azaltabilir. Erken uyarı sistemlerinin kurulması, etkilenebilecek yerlerin bir plân dahilinde boşaltılması, insanların kıyı şeridinden yüksek yerlere doğru uzaklaştırılması tsunaminin etkilerini azaltabilir.

 

Yukarıdaki metinde bir doğal afet türü olan “tsunami” hakkında bilgi verilmiştir. Temel amaç bilgi vermek ve açıklamak olduğundan bu metinde açıklayıcı anlatımdan yararlanıldığını söyleyebiliriz.

13 Nisan 2024 Cumartesi

Kitap Rehberi: Grazia Ciavatta - Damdaki Kedi

Çocuklara ve de okuyan herkese hayvan sevgisini aşılayan sımsıcak bir dostluk ilişkisi: Damdaki Kedi.

Grazia Ciavatta'nın Yazdığı “Damdaki Kedi” Adlı Eserin Konusu:

Kaldığı bir çiftlikten hediye olarak küçük bir kıza giden sevimli yavru kedi seyahat ettiği kamyondan düşerek kardeşlerinden ayrılmak zorunda kalır ve kaybolarak bir garajın çatısına sığınır. Sevimli kırmızı kedi yükseklik korkusu nedeniyle çatıdan aşağı inemez ve çatıda zor günler yaşamaya başlar. Açlıkla mücadele eden sevimli küçük kırmızı kedinin imdadına Martina adlı iyi yürekli bir kız yetişir. Martina evinin balkonundan küçük kediye yemek vermeye başlar ve böylece Martina ile sevimli yavru kedi arasında sıcak bir dostluk ilişkisi başlar. Martina’ya ise bu süreçte en yakın arkadaşı Celeste eşlik eder. Martina’nın en yakın arkadaşı Celeste ile küçük kırmızı kedinin ise ortak bir noktası vardır: Yükseklik korkusu... Her ikisi de korkularıyla yüzleşip önlerindeki engelleri aşmaları gerekir.

“Damdaki Kedi” Adlı Eserden Güzel ve Etkileyici Bir Alıntı:

“Neden aşağı atlamıyorsun?” diye bakışlarıyla kediyi cesaretlendirmeye çalışıyordu Martina. “Neden orada kalmakta ısrar ediyorsun? Neden korkuyorsun? Aşağı in, çalıların arasına atla; unutma, korku bir tuzaktır. Biliyor musun, ben de birçok şeyden korkuyorum. Arabalardan, hastalıklardan, atlardan... İnsanlardan da. Çok sevdiğinin birinin ölümü ne kadar acıdır, bilemezsin. Yoksa bilir misin Kırmızı Kedi? Ben şimdi insanları sevmekten korkuyorum: Ya ölürlerse? Bu yüzden fazla arkadaş edinmiyorum, koruyorum kendimi. Acı çekmekten ne kadar çok ürküyorum, bilemezsin.” (Sayfa: 141, 142)

Özellikle 5. ve 6. sınıfa giden öğrencilerimizin severek, bıkmadan okuyacağı güzel bir eser... (Diğer sınıf düzeyleri ve yetişkinlerin de okuması gerektiği kanaatindeyiz.)

Kaynak: Grazia Ciavatta, Damdaki Kedi, Final Kültür Sanat Yayınları



 

 

6 Şubat 2024 Salı

Sohbet (Söyleşi) Türü ve Özellikleri



Sohbet (Söyleşi) Türü Nedir?

Yazarın, bir konu hakkında kişisel düşüncelerini kanıtlama kaygısı gütmeden okuyucuyla konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüne sohbet (söyleşi) denir.

 

Sohbet (Söyleşi) Türünün Özellikleri

1)Bu türe öznellik hakimdir. Yazar bir konu hakkındaki kişisel düşüncelerini kanıtlama kaygısı gütmeden anlatır.

2)Sohbet türünde yazar anlatacaklarını karşısında biri varmış ve onunla konuşuyormuş gibi anlatır.

3)Sohbet türünde ciddi ve bilimsel bir anlatım yoktur. Yazar içten bir anlatım tarzı benimser.

 

Sohbet ile Deneme Arasındaki Fark:

Sohbet türü ile deneme türü sıklıkla karıştırılan iki yazı türüdür. Bu iki yazı türünü birbiriyle karıştırmamak için şuna dikkat etmemiz gerekir. Deneme türünde yazar bir konu hakkındaki kişisel düşüncelerini kendi kendine konuşuyormuş gibi anlatırken, sohbet türünde yazar, düşüncelerini karşısında biri varmış gibi anlatır.

 

Sohbet (Söyleşi) Türü ile İlgili Örnek Metin:

“Günde kaç sayfa kitap okursunuz?” diye sorsam ne cevap verirdiniz? Kiminiz “hiç okumuyorum”, kiminiz 20 sayfa, kiminizse 50-100 sayfa gibi cevaplar verirdiniz sanırım. Ne cevap vereceğinizi tam olarak bilemiyorum ama kitap okuma konusunda günlük bir ölçü tutturmakta fayda olacağını düşünüyorum. Başka bir deyişle kitap okuma konusunda kendimize günlük bir hedef belirlemeliyiz. Örneğin “Ben her gün 20 sayfa okuyacağım.” gibi bir hedef... Eğer kendimize bir hedef belirleyip buna da titizlikle uyarsak kısa bir zaman dilimi sonucunda kendimizde olumlu değişimler göreceğimizi düşünüyorum.

 

Yukarıdaki metinde yazar, kişisel düşüncelerini okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi anlatmıştır. Bunu özellikle metnin ilk cümlelerinde görebiliyoruz. Bu nedenle yukarıdaki metnin türü sohbet (söyleşi)dir.

4 Şubat 2024 Pazar

Söz Gruplarında Anlam

 

Söz grupları, birden fazla sözcüğün bir araya gelerek anlamsal ve yapısal birlik oluşturduğu dil birlikleri olarak tanımlanabilir. Söz grupları testlerde ve açık uçlu sınavlarda karşımıza soru şeklinde çıkabiliyor.

 

Söz grupları açık uçlu sorularda karşımıza “Yukarıdaki cümlede altı çizili sözün/deyimin cümleye kattığı anlamı yazınız.” şeklinde çıkabilir. Öncelikle bu soru tiplerine bakmamızda yarar var.

 

Onun gibi yetenekli yazarların olması az da olsa yüreğimize su serpiyor.

Yukarıdaki cümlede altı çizili deyimin cümleye kattığı anlamı yazınız.

Cevap: (Ferahlatmak, rahatlatmak)

 

Aşağıdaki örneklerde ise yine bu soru tipine uygun örnekler verilmiştir.

 

Derslerimizin daha verimli olabilmesi için kendimize bir yol çizmemiz lazım.

Yol çizmek: (Bir konuda plân yapmak)

 

İşleri yoluna koyunca huzuru da yerine geldi.

Yoluna koymak: (İstenilen biçime getirmek, düzene koymak)

 

Yukarıdaki örneklerde deyimler gibi kalıplaşmış söz gruplarına yer verdik. Bir de kalıplaşmamış söz gruplarına bakmamızda fayda var.

 

-Eskisi gibi enerjik değildi ve artık aynalar acımasızlığını yüzüne vuruyordu.

cümlesinde altı çizili söz grubu kalıplaşmamış söz grubudur ve kişinin artık yaşlandığını vurgulamaktadır.


-Devir teknoloji devri ve akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar artık rahatlıkla ulaşabileceğimiz mesafedeler. Rahatlıkla ulaşabildiğimiz için de bu teknolojik aletlerin etkisi altında kalabiliyoruz. Yani anlayacağınız hepimiz ekranların renkli dünyasına hapsolduk.


Yukarıdaki altı çizili ifadeyle anlatılmak istenen teknoloji bağımlılığıdır.





30 Ocak 2024 Salı

Spranger'ın Değerler Sınıflandırması

 

Değerlerin sınıflandırılması sürecinde birçok yaklaşımdan söz edilebilir. Başka bir değer sınıflandırması da Spranger'ın değer sınıflandırmasıdır. Spranger, değerleri kuramsal-teorik, ekonomik, estetik, sosyal, politik ve dini-geleneksel tip olmak üzere altı grupta toplamıştır.

Spranger’ın Değerler Sınıflandırması

1.Kuramsal-teorik tip: Gerçeğin keşfini amaçlayan bu tipte bilgiyi araştırma, keşfetme, analiz etme ve sistemleştirme tutkusu ön plândadır. Akılcı ve entelektüel olan bu tip eleştirel düşünceye önem verir.

2.Ekonomik tip: Neyin yararlı olduğuyla ilgilenen bu tipte tüm yatırımlardan kazanç elde etme tutkusu vardır. Bu tipler aynı zamanda faydacıdırlar.

3.Estetik tip: Bu tip için en önemli değerler biçim, uyum, simetri ve formdur.

4.Sosyal tip: En önemli amacı başkalarının sevgisini kazanmak olan bu tipte esas olan başkalarına yardım etmek ve bencil olmamaktır. İnsan sevgisini öne çıkararak başkalarına yardım etmeyi amaçlarlar.

5.Politik tip: Güç ve iktidara önem veren bu tip, başkalarını etkileyebilecek mevkilere gelerek bu mevkileri onları etkileme amacıyla kullanırlar.

6. Dini-geleneksel tip: Birliğe, bütünlüğe önem veren bu tip aynı zamanda yaşama dair bir sisteme ulaşmayı amaçlar. Evreni bir bütün olarak kavrayan bu tip dini, dünyevi hazların önünde tutar.

 

EKYS Örnek Soru:

I.Bencil olmama, başkalarına yardım etme (dini-geleneksel tip)

II. Yararlı ve pratik olana yönelme (ekonomik tip)

III. Bilgiyi araştırma, keşfetme (kuramsal-teorik tip)

IV. Biçim, uyum (estetik tip)

V. Güç, iktidar (politik tip)

Yukarıda Spranger’ın kişilik tipleri özellikleriyle birlikte verilmiştir. Hangisinde özellik-kişilik tipi eşleştirmesinde yanlışlık yapılmıştır?

A) I.       B) II.       C) III.       D) IV.       E) V.

Çözüm: Bencil olmama, başkalarına yardım etme sosyal tip ile ilişkilidir. Dini-geleneksel tipte birliğe, bütünlüğe önem verme esastır.

                                                                                                                              Cevap: A


28 Aralık 2023 Perşembe

Masal Nedir? Masal Türünün Özellikleri


 

Masallar, çocukların hayal dünyalarını besleyen ve hayal güçlerini geliştiren, onlara değerleri öğreten önemli edebi ürünlerdir. Bu yazımızda “Masal nedir?” sorusunu cevaplayıp, “masal türünün özelikleri” üzerinde duracağız.

Masal Nedir?

Olağanüstü olayların anlatıldığı ve olağanüstü kahramanlara yer verilen metin türüne masal denir.

Masal Türünün Özellikleri

-Gerçek hayatta yaşanması mümkün olmayan olayların anlatıldığı metin türüdür. Dev, peri, ejderha vb. olağanüstü kahramanlara yer verilir.

-Masallar tamamen hayal ürünü olan eserlerdir.

-Masallarda mekân ve zaman belirsizdir. Mekân adı olarak “Kaf Dağı, Maçin” gibi ifadeler kullanılır.

-Anonim bir tür olan masallarda genellikle iyiyle kötünün, haklıyla haksızın mücadelesi vardır. Başka bir deyişle masallarda zıt durumların temsilcilerinin birbirleriyle mücadelesi söz konusudur.

-Masallar genellikle “Bir varmış, bir yokmuş” veya “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde” gibi kalıplaşmış ifadeler ve tekerlemelerle başlar.

-Masallarda yerli, milli ve dini motiflere yer verilmez. Masalların verdiği mesajlar evrensel mesajlardır.

-Masallarda okuyuculara ders verme amacı vardır. Masallar bu yönüyle eğitici-öğretici (didaktik) bir nitelik taşır.

-Anlatımda genellikle duyulan (öğrenilen) geçmiş zaman kipi (-miş) kullanılır.

Schwartz'ın Değer Sınıflandırması


 

Değerlerin sınıflandırılması sürecinde birçok yaklaşımdan söz edilebilir. Bu yaklaşımlardan birisi de Schwartz'ın değer sınıflandırmasıdır. Schwartz, değerleri 10 temel değer tipinde gruplamıştır. Bunlar:

1.Güç:Otorite sahibi olma, sosyal güç.

2.Başarı: Yetkin ve bilgili olma

3.Hazcılık: Hayattan tat ve keyif alma

4.Uyarılım: Cesur olma, yeniliğin ve heyecanın peşinden koşma, risk alma

5. Öz yönelim: Yaratıcı ve özgür olma, kendi hedeflerini belirleyebilme, düşünce ve davranışlarında bağımsız olma

6. Evrenselcilik: Tüm insanların iyiliğini isteme, hoşgörülü olma, toplumsal adaleti ve eşitliği savunma ve isteme, erdemli olma

7. İyilikseverlik: İyilik gözetme, yardımsever olma

8. Geleneksellik: Kültüre ve geleneklere bağlı olma, dinsel unsurlara önem verme

9. Uyma: Başkalarına zarar verecek eylemlerden kaçınma, itaatkâr olma, anne-babaya ve yaşlılara saygı duyma, kendini kontrol edebilme

10. Güvenlik: Toplumsal düzenin ve güvenliğin devamlılığını isteme, başkalarının huzurunu bozmama, sağlığına dikkat etme

 

EKYS Örnek Soru 1: Aşağıdakilerden hangisi Schwartz’ın değer sınıflandırması içinde yer almaz?

A) Uyarılım   B) Öz yönetim   C) Evrenselcilik   D) Hazcılık  E) Uyma

Cevap: B

 

EKYS Örnek Soru 2: Çalışmalarında cesur olan, risk alan ve sürekli yeniliğin ve heyecanın peşinde olan bir kişi Schwartz’ın değer tiplerinden hangisine uygundur?

A)Geleneksellik   B) Başarı   C) Öz yönelim   D) Uyma  E) Uyarılım

Cevap: E

Popüler Yayınlar