4 Eylül 2019 Çarşamba

Sözel/Dilsel Zekâya Sahip Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/woman-reading-a-book-beside-the-window-1031588/

Zekâ konusunda geçmişten günümüze kadar birçok tanım yapılmıştır. Biz zekâyı kısa ve basit olarak şöyle tanımlayabiliriz: Zekâ, insanın problem çözme ve çeşitli alanlarda ürün ve performans koyma yeteneğidir. Biz zekâyı sadece sözel ve sayısal zekâdan ibaret göremeyiz. Zekâ, insanın spor, müzik, iletişim, doğa vb. alanlarda ortaya koyduğu ürün ve performansları kapsayan bir kavramdır. Gardner'ın geliştirdiği çoklu zekâ kuramına göre her insan sekiz zekâ alanı ile doğar. Bu zekâ alanlarından birisi de sözel/dilsel zekâdır. Biz de bu yazımızda "Sözel/dilsel zekâya sahip olan insanların özellikleri nelerdir?" sorusuna cevap aramaya çalışacağız.

Sözel/Dilsel Zekâ Neyi İfade Eder ve Bu Zekâya Sahip Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?

-Sözel/dilsel zekâ, insanın, sözcükleri yazılı veya sözlü olarak etkin kullanma becerisini ifade eden bir zekâ alanıdır.

-Sözel/dilsel zekâsı gelişmiş bir birey, anlama ve anlatma tekniklerini etkin bir şekilde kullanır. Dinleme ve okuma becerileri anlama tekniklerini; konuşma ve yazma becerileri ise anlatma tekniklerini oluşturur. Birey, okuyarak ve dinleyerek söz varlığını geliştirir. Konuşma ve yazma becerileri vasıtasıyla da duygularını ve düşüncelerini diğer bireylere aktarır. Bu zekâ alanı gelişmiş olan bireyler, duygularını ve düşüncelerini çok iyi ifade ettikleri için konuşmalarında ikna edicidirler.

-Bu zekâsı baskın olan bireylerin kelimelerle arası çok iyidir. Kelime oyunlarında başarılı olan bu bireyler, aynı zamanda tekerleme yazma ve söyleme konusunda da üstün başarı gösterirler.

-Şiir, roman, öykü, deneme vb. edebi türler çerçevesinde kaleme alınmış eserleri okumayı severler ve bu türler çerçevesinde yazmayı da severler.

-Okuduklarını anlamakta zorluk çekmezler.

-Farklı diller öğrenme konusunda başarılıdırlar.

-Okuma veya dinleme metinlerinde veya günlük hayatta insanların konuşmalarında geçen kapalı anlamlar içeren ifadeleri rahatlıkla çözümleyebilirler ve bu ifadelerin hangi anlamlara geldiğini tespit edebilirler.

-Dil içerisinde farklı dil ve ifade yapıları oluşturabilirler.

-Espri yapma ve söz sanatlarını kullanma konusunda başarılıdırlar.

Sözel/Dilsel Zekâmızı Nasıl Geliştirebiliriz?

-Öncelikle türü ne olursa olsun kitaplarla aramız iyi olmalı. Başka bir deyişle kitaplarla içli dışlı olmalıyız. Bol bol okuyarak söz varlığımızı geliştirmeliyiz.

-Kitap okumanın yanında sözlük kullanma alışkanlığı da kazanmalıyız. Sözlük kullanarak bilmediğimiz sözcüklerin anlamlarını öğrenmeliyiz.

-Kelime oyunlarını içinde barındıran bulmacalar çözmeliyiz.

-Tekerleme yazma ve söyleme alıştırmaları yapmalıyız.

-Okuma ve dinleme metinlerinde ya da günlük hayatta diğer insanların konuşmalarında geçen ifadeler ve kavramlar üzerinde düşünüp bunların hangi anlamlara geldiğini araştırmalıyız.

-Günlük hayatta kullandığımız ya da bilimsel metinlerde karşımıza çıkan kelimelerin kökenleri konusunda araştırmalar yapabiliriz. Kelimelerin geçmişten günümüze doğru yaşadığı yapısal ve anlamsal değişiklikleri araştırabiliriz.


Değerli okurlarımız; günlük hayatımızda özellikle diğer insanlarla iletişim kurmada sözel/dilsel zekâ hayatî bir öneme sahiptir. Her insan az da olsa çok da olsa sözel zekâya sahiptir ve bu zekâ alanı çeşitli etkinliklerle geliştirilebilir. Yazımıza son verirken herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz. 

2 Eylül 2019 Pazartesi

Buluş Yoluyla Öğretim Stratejisinin Avantajları ve Dezavantajları

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/ask-blackboard-chalk-board-chalkboard-356079/

Öğrenme-öğretme sürecinde önceden belirlenen hedeflere ulaşabilmek için çeşitli öğretim stratejileri uygulanır. Bu öğretim stratejilerinden birisi de günümüzün eğitim anlayışına uygun olan buluş yoluyla öğretim stratejisidir. Biz bu stratejiye kısaca buluş stratejisi de diyebiliriz.

Buluş yoluyla öğretim stratejisi, Bruner tarafından geliştirilmiştir. Öğrenci merkezli bir strateji olan buluş stratejisinde öğrenciler bilgileri hazır olarak almazlar; tam aksine eğitim-öğretim sürecinde adeta bir bilim adamı gibi sorgulayarak ve çalışarak bilgileri elde ederler.

Buluş yoluyla öğretim stratejisinde süreç bir problemle başlar. Bu stratejide seçilen problemin öğrencinin merak duygusunu en üst seviyede tutması önemlidir. Zaten bu stratejinin temel amacı öğrencilerin merak duygularını diri tutmaktır. Merak duygusu üst seviyede olan öğrenci derse karşı güdülenerek öğrenme sürecinde olumlu bir performans gösterir. Bu stratejide öğrenciler sürecin merkezindedir ve seçilen problem hakkında düşünerek bu probleme yönelik çözüm üretmeye çalışırlar. Bu stratejide önemli olan bir diğer nokta ise öğrencilere ulaşacakları sonuçların önceden söylenmemesidir. Çünkü yukarıda da söylediğimiz gibi öğrenci bu stratejide bir bilim adamı gibi sorgulayarak, sezgisel düşünme ve keşif yoluyla çözüm üretmeye ve sonuçlara ulaşmaya çalışır.

Kavrama ve daha üst düzey hedeflerin kazandırılmasında etkili olan buluş stratejisinde öğretmen süreci çok iyi planlamalıdır. Öğretmen, öğrencilerin birbirleriyle sürekli iletişim halinde olabileceği ortamlar oluşturmalı ve öğrencileri sezgisel düşünmeye teşvik etmelidir. Öğretmen süreç boyunca öğrencinin düşünsel sürecini yakından takip etmeli ve bu süreçte öğrencilere doğru ve yerinde sorular sorabilmelidir. Başka bir deyişle öğretmen, öğrencileri sorularla yönlendirmeli ve bu süreçte etkili bir rehber olabilmelidir.

Buluş Stratejisinin Avantajları

-Buluş stratejisi öğrenci merkezli bir strateji olduğundan öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmelerine olanak sağlar ve bunun sonucunda da öğrencilerde kalıcı öğrenmelerin gerçekleşmesini sağlar.

-Öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirir.

-Öğrencilerin merak duygularını üst düzeye çıkararak derse ve konuya karşı güdülenmelerini sağlar. Güdülenme, eğitim-öğretim sürecinde başarıyı getiren unsurlardan birisidir.

-Bu stratejide iyi organize edilmiş bir öğretim süreci öğrenmeyi eğlenceli bir hale getirebilir.

-Buluş stratejisinde öğrencinin merak, sezgisel düşünme ve keşif yoluyla kendi kendine öğrenebileceği bir ortam oluşturulur. Başka bir deyişle bu strateji öğrenciye bireysel öğrenme imkânı sağlar.

-Öğrencilerin sorgulama, değerlendirme, analiz-sentez gibi üst düzey düşünme becerilerini geliştirir.

-Öğrencileri düşünmeye ve sorgulamaya sevk ederek öğrencinin zihinsel süreçler açısından belli bir disiplin kazanmasına yardım eder.

-Buluş stratejisinde öğrencilerin birbirleriyle etkileşim kurabilecekleri ortamlar oluşturulduğu için bu stratejinin öğrencilerin iletişim becerisini geliştirdiğini de söyleyebiliriz.

Buluş Stratejisinin Dezavantajları

-Günümüzün eğitim anlayışına uygun olan ve iyi uygulandığı zaman olumlu sonuçlar verebilen buluş stratejisini kalabalık sınıflarda uygulamak zordur.

-Süreç için gerekli olan materyaller çoğu zaman temin edilemeyebilir.

-Uygulaması uzun zaman alabilen bu strateji maliyetli olabilir.

-Her derste veya her konuda uygulanması mümkün olmayabilir. Her kazanıma uygun olmayabilir.

-Öğrencileri keşif yoluyla öğrenmeye sevk eden buluş stratejisinde her zaman öğrencilerin sonuca ulaşmaları mümkün olmayabilir.

-Öğrencilerin konuyla ilgili ön bilgileri yeterli değilse istenilen sonuçlar elde edilemez.

Değerli okurlarımız; bu yazımızda buluş yoluyla öğretim stratejisinin avantajları ve dezavantajları konusunu ele aldık. İlerleyen günlerde bir diğer öğretim stratejisi "araştırma-inceleme stratejisi"ne de sitemizde yer vereceğiz. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler...



Popüler Yayınlar