18 Aralık 2018 Salı

Eğitim Nedir?


Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda eğitimin tanımını yapıp eğitim hakkında birkaç konuya değinmek istedim. İsterseniz başlayalım. 

Eğitimin birçok tanımını yapabiliriz. Yapabileceğimiz, aklımıza gelen tanımlar ise şunlardır:

1) Basit bir tanım yapacak olursak: Eğitim davranış değiştirme sürecidir. Ancak bu davranış değişikliğinin istendik yani olumlu yönde olması gerekir. 

2) Eğitim, önceden belirlenmiş hedeflere göre bireyin yetiştirilmesi sürecidir.

3) Eğitim, bireye toplumsal hayata uyum sağlayabilmesi ve bu düzen içerisinde rahatça yaşayabilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin kazandırıldığı bir süreçtir.  

Yukarıda üç tane tanım verdim. Ancak bu tanımlar dışında genel bir tanım var ki akademik kaynakların hemen hepsinde bu tanıma rastlarız. Bu tanım ise Ertürk'ün tanımıdır:

"Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla, kasıtlı olarak, istendik yönde değişiklik meydana getirme süreci"

Bu tanıma baktığımızda anahtar kelime gruplarının "kendi yaşantısı yoluyla", "kasıtlı olarak", ve "istendik yönde değişiklik" olduğunu görüyoruz. 

Peki, tanımımızı yaptıktan sonra başka neler söyleyebiliriz eğitim hakkında? Şimdi bunları sıralayalım:

1) Eğitim sürecinin sonunda bireyin davranışında mutlaka bir değişme olmalı. Yukarıda da söylediğimiz gibi bu değişmenin olumlu yönde olması gerekir. Yani başka bir deyişle eğitimin amacı bireye olumlu davranışlar kazandırmaktır. 

2) Eğitimde kesinlikle bir amaç ya da kazanım vardır. Eğitim sürecindeki hedef ise bu kazanımları gerçekleştirmektir. 

3) Eğitim bireyi her yönden geliştirir. "Her yönden" derken bunu biraz açmak istiyorum: Davranışçı yaklaşıma göre düzenlenen bir eğitim programında hedef genellikle bireyi sadece zihinsel yönden geliştirmekti. Ülkemizde eskiden uygulanan bu yaklaşıma göre birey sadece zihinsel yönden geliştiriliyor, bireyin diğer yönleri göz ardı ediliyordu. Ancak şu an uygulanan yapılandırmacı yaklaşıma göre hedef öğrencileri zihinsel, fiziksel, ruhsal vb. yönlerden geliştirmektir. Yani şu anki anlayışa göre temel amaç bireyleri bilişsel, duyuşsal ve psikomotor beceriler bakımından başka bir deyişle bütün olarak geliştirmektir. 

4) Eğitim bireyi hayata hazırlar. Yaşam için gerekli olan bilgi ve becerileri bireye kazandırır. 

"Eğitim nedir?" sorusuna verebileceğimiz birçok cevap var aslında. Daha fazlası için Kaliteli Eğitimin İnsana Kazandırdığı 20 Önemli Nitelik adlı makaleme bakabilirsiniz. 

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/207665/

13 Aralık 2018 Perşembe

Yükseköğretimdeki Öğrenci Sayısı Giderek Artıyor


Bugün internette haberleri okurken TRT Haber'in Facebook sayfasında bir haber gördüm. Haberin başlığı şuydu: "Yükseköğretimdeki öğrenci sayısı 8 milyonu aştı" Peki bu haber güzel, olumlu bir haber mi, övünülecek bir haber mi? Cevabını ben vereyim isterseniz: Elbette hayır. İlk bakışta konuya yabancı olanlar "Ne var canım bunda? Gençler ne güzel okuyor. Okumasınlar da kötü alışkanlıklar mı edinsinler?" diye bir yorumda bulunabilirler. Ama işin iç yüzü öyle değil. Bir eğitimci olarak bu konudaki düşüncem şu: Bu 8 milyon öğrenci geleceğin işsiz adayları. Çünkü ülkemizde maalesef üniversite okuyan gençlerimizin rahatlıkla iş bulduğu bir ortam ve sistem yok. Şöyle düşünürsek: Hadi bu gençlerin 1-2 milyonu öyle veya böyle bir işe girseler geriye kalıyor yine 6-7 milyon işsiz. Durum ne yazık ki böyle. Evet, doğru gençlerimiz okuyor, ama niçin okuyor? İşsiz kalmak için mi okuyor? Sizlere şunu sormak istiyorum: Geçimini sağlayamayan genç ülkemizin eğitimine, ekonomisine, bilimine ve kültürüne nasıl  katkı sağlasın? 

Sevgili okurlar, yani anlatmak istediğim şu ki; üniversite açmakla, kontenjanları artırıp bu üniversitelere öğrenci almakla iş bitmiyor. Doğru ve yerinde planlamaların yapılması şart. Planımızı geleceğe göre şekillendirmemiz ve adımlarımızı ona göre atmamız gerekiyor. Okuyan gençlerimiz için kesinlikle iş imkanları oluşturmalıyız. "Ne var canım, onlar da gitsin başka işlerde çalışsınlar. İş mi yok?" demek işin kolayına kaçmak ve sorunları görmezlikten gelmekten başka bir şey değildir. Bizlerin ve yetkililerin kendimize sormamız gereken soru ise şudur: Üniversitede gecesini gündüzüne katarak dirsek çürüten, sabahlara kadar ödev yapıp, sınavlara çalışan gençlerimize üniversiteyi bitirdikten sonra nasıl iş imkanları oluşturabiliriz? Bir de bu işin aile tarafı var tabi. Belki de o aile çocuğunu üniversitede okutup iş sahibi olabilmesi için ne türlü fedakarlıklar yaptı? Belki kendisi harcamadı çocuğuna gönderdi kazandığı parayı... Sırf o okuyup iyi yerlere gelebilsin diye... 

Bu konu gerçekten küçümsenecek bir konu değil. Bu ülkenin gençleri geleceğimizdir. Lütfen gençlerimizin değerini bilelim ve onların bu sorununa sessiz kalmayalım. Yetkililerimiz lütfen "bakan" değil "gören" ve "çözüm üreten" olsunlar. Saygılarımla...



9 Aralık 2018 Pazar

Blog Dünyasına Merhaba


Bugün blog dünyasına ve internet bilgi mecrasına yeni bir blog kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum. Aylar öncesinde açtığım ve bir türlü ilgilenmeye fırsat bulamadığım "Eğitim Antolojisi" isimli bloğumu bugün sizlerin hizmetine sunmaktan onur duyuyorum. 

Bilgi odaklı bir blog olan "Eğitim Antolojisi" nde eğitim bilimlerinden Öğretim Yöntem ve Teknikleri, Program Geliştirme, Rehberlik ve Özel Eğitime dair makaleler yer alacak. Ayrıca çok sık olmamakla birlikte tarih, coğrafya, edebiyat, Türkçe eğitimi ve bilim tarihine yönelik makaleler de kendine yer bulacak. 

Kaliteli bir biçimde sunulduğunda insanı her yönden geliştiren, insana karakter ve disiplin kazandıran, insanı okumaya, araştırmaya ve öğrenmeye sevk eden bir bilim olan eğitim hakkında söylenecek çok sözün ve yazılacak çok makalenin olduğunu düşünüyorum. Bu bloğun sizlerin desteğiyle de büyüyeceğine inancım tam. Saygılarımla...


Popüler Yayınlar