14 Ocak 2025 Salı

Metnin Anahtar Kelimelerini Belirleme



Anahtar kelimeler metnin özünü oluşturan, metnin başlığını, konusunu ve ana fikrini bulabilmemizi sağlayan kelimelerdir. Metinde sıkça tekrar edilen kelimeler metnin anahtar kelimeleridir.

Metnin Anahtar Kelimeleri Örnekler:

Örnek 1: İnsanı başarıya götüren önemli etkenlerden birisi de bir hedefinin olmasıdır. Hedefi olan insan ne yapacağını, hangi uğurda çalışıp mücadele edeceğini bildiği için yola daha bilinçli çıkar. Hedef, insanı motive eder ve böylece insan işine sımsıkı sarılarak başarı yolunda emin adımlarla ilerler. 

Yukarıdaki metinde “insan, hedef ve başarı” kelimeleri sıklıkla tekrar edilmiştir. Ayrıca bu kelimeler metnin odak noktasını oluşturur. Bu nedenle bu metnin anahtar kelimeleri “insan”, “hedef” ve “başarı”dır. 


Örnek 2: Okumak, bizi çeşitli özellikler bakımından geliştiren yararlı bir eylemdir. Düzenli olarak okuyan insanın söz varlığı gelişir. Söz varlığı gelişen insan ise kendini her ortamda yazılı veya sözlü olarak rahatça ifade etme olanağı bulur. 

Yukarıdaki metnin ana odağını başka bir deyişle özünü oluşturan iki anahtar kelime vardır. Bunlar; “okumak” ve “söz varlığı"dır. 


Örnek 3: Oyun, çocuk gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çocuk, oyun sayesinde yaşamı için gerekli olan bilgi, beceri ve davranışları öğrenir. Nesneleri, toplumsal kuralları ve kavramları oyunlar sayesinde öğrenen çocuk yaşama daha hazır hâle gelir. 

Yukarıdaki metnin anahtar kelimeleri “oyun”, “çocuk” ve “çocuk gelişimi”dir. 



13 Ocak 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Kaya uçmazsa dere dolmaz:

Büyük gereksinimlerde çok fedakârlık yapmak gerekir. 


Koça boynuzu yük değil:

Kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez. 


Kar susuzluk kandırmaz:

Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz. 


Karpuz kabuğunu görmeden denize girme:

Bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma. 


Kaymağı seven mandayı yanında taşır:

Sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır.


Laf torbaya girmez:

Ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalmaz, herkes onu duyar. 


Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider:

Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez. 


Meramın elinden bir şey kurtulmaz:

Bir şey yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi, kesinlikle başarıya ulaşır. 


(Meram, "istek" anlamına gelir.)


Deyimler ve Anlamları

Alı alına, moru moruna:

Sağlıklı, kanlı canlı. 


Ayıyı vurmadan postunu satmak:

Henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.


Balon uçurmak:

İlgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarını anlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak. 


Fincancı katırlarını ürkütmek:

Zararı dokunabilecek bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.


Elekten geçirmek:

1. Elemek

 2. Ayıklamak 

3. Araştırma sonunda doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırmak.


Eşeğin kuyruğu gibi:

Her zaman aynı durumda kalan, hiç değişikliğe uğramayan.


Her aşın kaşığı olmak:

Her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılara tıklayarak ulaşabilirsiniz: 


12 Ocak 2025 Pazar

Paragrafta Anlam (Konu, Ana Düşünce, Yardımcı Fikirler, Başlık)

 


Bir duyguyu, düşünceyi ya da bir olayı anlatabilmek için bir araya getirilmiş cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafta bir duygunun, düşüncenin ya da olayın bir yönü ele alınır. Paragraf tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük oluşturur.

“Paragraf” kavramının tanımını yaptıktan sonra şimdi “Paragrafta Konu” adlı konu anlatımına geçebiliriz.

 

a)Paragrafta Konu

-Paragrafta yazarın üzerinde durduğu, hakkında söz söylediği durum, düşünce veya olaya konu denir.

-Her paragrafın bir konusu vardır. Paragrafın konusu bulunurken “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını paragrafa yönelterek paragrafın konusunu bulabiliriz.

NOT: Bir paragrafı ele alırken yapacağımız ilk işlerden birisi paragrafın konusunu bulmak olmalıdır. Konusu bilinmeyen bir paragrafın anlaşılması oldukça güçtür. Ayrıca bir paragrafta konuyu belirlemeden ana düşünceyi bulmak da zordur.

 

Örneklere geçmeden önce “Paragrafın/parçanın konusu bulunurken nelere dikkat edilmelidir?” sorusunun cevabını verelim:

1)Öncelikle “Parçada en çok hangi sözcükler ya da kavramlar tekrar edilmiştir?” sorusunu cevaplamak gerekir. Parçada en çok tekrar edilen sözcükler veya kavramlar bize parçanın konusunu verir.

2)Paragrafın/parçanın konusu bulunurken parçanın ilk cümlelerine dikkat etmek gerekir. Genellikle ilk cümleler bize ipucu verir ya da parçanın konusunu bize açık bir şekilde gösterebilir. Ancak bu her zaman böyle olmayabilir. Bunu da göz ardı etmemek gerekir.

3) Konu, parçanın tamamını kapsar nitelikte olmalıdır. Parçanın konusu bulunurken bu noktayı da göz önünde bulundurmak gerekir.

 

Örnek: Bazen olmazları mümkün kılan, içinden çıkılması güç meseleleri tereyağından kıl çeker gibi halledebilmeyi sağlayan, bilgi ve onun sağladığı güçtür. Bilginin gücü insan için en değerli anahtardır. Bilginin gücü sayesinde insan medeniyetin kapılarını ardına kadar açar ve bu kapıdan içeri girerek sürekli ilerlemeye devam eder.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir paragrafın konusu bulunurken metne “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını sorarız. Bu soruları yukarıdaki metne sorduğumuzda aldığımız cevap ise “bilginin gücü ve onun insana sağladığı yararlar”  olacaktır.

 

NOT: Konu, bir yargı içermez. Başka bir deyişle cümle şeklinde olmaz. Konu bir ya da birden fazla sözcükten oluşan ve yargı bildirmeyen bir unsurdur. Ana düşünce ise bir yargı bildirir.


b) Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) 

Yazarlar, metinlerini bir ana mesaj etrafında yazarlar. İşte yazarın metninde verdiği ana mesaja ana düşünce ya da ana fikir denir. Ana düşünce başka bir deyişle yazarın asıl anlatmak istediği düşünce ya da mesajdır.

Ana düşünceyi bulmak için:

1)Öncelikle konu bulunmalıdır. Konu ile ana düşünce aynı şey değildir ancak birbiriyle yakından ilişkilidir.

2)Ana düşünce, yazarın bize vermek istediği asıl mesajdır. Ana düşünceyi bulmak için “Yazarın bu metinde asıl anlatmak istediği şey nedir?” sorusunu sormamız gerekir. Aldığımız cevap metnin ana düşüncesidir.

 

NOT: Konu ile ana düşünce aynı şey değildir. Konu yargı bildirmez, ana düşünce ise yargı bildirir.

Örnek:

-Çalışmanın önemi (Yargı bildirmiyor, yargı bildirmediği için konuyu ifade eder.)

-“İnsanlar çalışmadan, çaba göstermeden başarıya ulaşamazlar.” (Cümle şeklindedir, başka bir deyişle yargı bildiriyor. Bu nedenle bu ifade ana düşüncedir.) 


3) Ana düşünce bazı paragraflarda ilk cümlede verilebilir. Bu nedenle paragrafların ilk cümlesine dikkat etmekte fayda vardır.

Örnek:

İnsanı başarıya götüren önemli unsurlardan birisi de insanın kendisine bir hedef belirlemesidir. Hedefi olan insan ne yapacağını, hangi uğurda çalışıp mücadele edeceğini bildiği için yola daha bilinçli çıkar. Plânlarını hedeflerine göre yapar. Belirlediği hedef onu motive eder ve insan böylece işine sımsıkı sarılarak başarılı olma yolunda emin adımlarla ilerler.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce açık bir şekilde paragrafın ilk cümlesinde verilmiştir.

 

4) Ana düşünce paragrafın son cümlesinde de verilebilir. Eğer paragrafın son cümlesi “kısacası, sonuçta, sonuç olarak, sözün özü, sözün kısası, böylece vb.” ifadelerle başlıyorsa o cümle paragrafın ana düşüncesidir.

Örnek:

Yetenek önemlidir, başarıya ulaşmada yetenekli olmanın önemi asla yadsınamaz. Ancak yeteneğin yanında bazı şeylerin de olması önemlidir. Sabırlı olmak, zorluklara tahammül etmek ve kararlı olmak da yetenekli olmanın yanında çok önemlidir. Sözün kısası, bir işte başarıya ulaşmak için yetenekli olmak tek başına yeterli değildir.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce paragrafın son cümlesinde verilmiştir.

 

5) Ana düşünce çoğu zaman cümlenin başında veya sonunda verilmeyebilir, parçanın bütününe yayılmış olabilir. Yani bu tür paragraflarda ana düşünceyi bulabilmek için paragrafın tamamını dikkatli bir şekilde okumalı ve paragrafı doğru yorumlamalıyız.

Örnek:

Okuma eylemi bize bambaşka dünyaların kapılarını açan, anlama kabiliyetimizi geliştiren, hayatı anlamada ve anlamlandırmada oldukça büyük rolü olan yararlı bir eylemdir. Düzenli olarak okuyan insan hayata farklı açılardan bakar, kendini daha rahat ve etkili bir şekilde ifade etme olanağı bulur.”

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce parçanın başında da sonunda da verilmemiş olup parçanın bütününe yayılmıştır. Yukarıdaki paragrafın ana düşüncesini “Okumak, insanı çeşitli yönlerden geliştiren yararlı bir eylemdir.” şeklinde belirleyebiliriz.

NOT: Bir paragrafın ana düşüncesini belirlerken şu noktaya oldukça çok dikkat etmemiz gerekir: Paragrafın bir kısmını yansıtan düşünce ana düşünce olamaz. Ana düşünce olarak belirlenen ifade paragrafın tamamını karşılamalıdır.



3) Paragrafta Başlık

Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılı olan başlık, parçanın tamamını kapsayıcı nitelikte olup bir veya birden fazla sözcükten oluşur. Bir paragrafın ya da bir metnin başlığını bulmadan önce o paragrafın ya da metnin konusunu ve ana fikrini bulmak işimizi kolaylaştırır.

Başlığın Özellikleri

1)Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılıdır.

2)Dikkat çekicidir, metin hakkında ipucu verir.

3) Bir sözcükten de oluşabilir, birden fazla sözcükten de oluşabilir.

4) Parçanın bir kısmını değil tamamını yansıtır. Başka bir deyişle parçanın tamamını kapsayıcıdır.

 

Örnek:

Oyun, çocuğun gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çocuk, oyun sayesinde yaşamı için gerekli olan bilgi, beceri ve davranışları öğrenerek bunları içselleştirir. Nesneleri, toplumsal kuralları, kavramları  ve daha birçok şeyi oyunlar sayesinde öğrenen çocuk böylece yaşama daha hazır bir hâle gelir. Aslında bir eğitim aracı olan oyun sayesinde çocuk zihinsel, sosyal, psikolojik, fiziksel yönden de gelişimini sürdürür.

Yukarıdaki metne “Oyunun Çocuğun Gelişimine Katkıları” başlığını koyabiliriz.


4) Paragrafta Yardımcı Fikirler

Paragrafta ana düşünceyi açıklayıcı ve destekleyici bazı ifadeler bulunur. Bu ifadelere yardımcı fikirler denir. Yardımcı fikirler; ana fikri açıklayıcı ve destekleyici olmanın yanında ana fikrin çerçevesini çizen, ana fikre zemin hazırlayan fikirlerdir. Parçada birden fazla bulunan yardımcı fikirler okuru ana düşünceye götürür. 

 

11 Ocak 2025 Cumartesi

Hikâyenin Bölümleri Nelerdir?


Öyküleyici metinlerde (hikâye, masal vb.) yazı üç bölümden oluşur. Bu bölümler; serim, düğüm ve çözümdür. “Serim, düğüm, çözüm ne demek?” şimdi bunları açıklayalım:

1)Serim:Bu bölümü öyküdeki olaya giriş paragrafı olarak adlandırabiliriz. Serim bölümünde olayın geçtiği yer, zaman ve olayı oluşturan kişiler kısaca tanıtılır. 


2) Düğüm: Öyküde olayların geliştiği paragraflardır. Olaylar bu bölümde neden-sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişir. Düğüm bölümünde ana olaya bağlı olarak yan olaylar ve karşılıklı konuşmalar da yer alır. Ayrıca merak unsurunun en üst düzeye ulaştığı bölüm bu bölümdür. 


3)Çözüm: Öyküdeki merak edilen soruların çözüme kavuştuğu, merak unsurunun giderildiği başka bir deyişle olayın sonuca bağlandığı bölümdür. 


Örnek Metin:

İki kardeş çiftliklerinde birlikte çalışıyorlardı. Kardeşlerden biri bekârdı ve yalnız yaşıyordu. Öteki ise evliydi ve kalabalık bir ailesi vardı.

Her günün sonunda kardeşler, ne kadar kazanmışlarsa eşit olarak paylaşırlardı.

Bir gün bekâr kardeş, kendi kendine şöyle düşündü:

“Paramızı eşit şekilde paylaşmamız, bence hiç de doğru değil. Ben evli değilim, bir eşim ve çocuklarım yok. Ayrıca çok fazla bir ihtiyacım da olmuyor.”

Bunları dedikten sonra her gece, kendi ambarından bir çuval tahıl alıp evlerinin arasındaki bahçeden sürükleyerek, kardeşinin ambarına götürmeye ve onun ambarına boşaltmaya başladı. Kazandıklarını eşit olarak paylaşmak, kardeşlerden evli olanının da aklını kurcalamıştı. Bir gece o da şöyle bir karar aldı:

“Paramızı eşit olarak paylaşmamız bence hiç de doğru değil. Sonuçta ben evliyim ve ileride bana bakacak bir eşim ve çocuklarım var. Oysa kardeşimin ileride kendisine bakacak hiç kimsesi yok.”

(...) Aynı biçimde o da her gece kendi ambarından bir çuval tahıl alıp evlerinin arasındaki bahçeden sürükleyerek kardeşinin ambarına boşaltmaya başladı.

Aradan geçen onca süre içinde, ambarlarındaki tahılın azalmadığını gördükçe iki kardeş de hem şaşırıyorlar, hem de buna bir anlam veremiyorlardı.

Bir gün, yine çok karanlık bir gecede birbirlerinin deposuna tahıl çuvalı taşırlarken karanlıkta çarpıştılar. İkisi de işte o an anladılar birbirlerinin depolarından onların depolarına tahıl taşıdıklarını.

Sırtlarındaki tahıl çuvallarını yere bıraktılar. Birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar. İkisinin de aklından aynı düşünceler geçiyordu.

“Böyle düşünceli ve fedakâr bir kardeşim olduğu için sana şükürler olsun Allah’ım!”

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen 


Yeşil renkle yazılmış bölüm hikâyenin serim bölümüdür. Bu bölümde hikâyeye giriş yapmak amacıyla hikâyenin kişileri ve hikâyenin geçtiği yer kısaca tanıtılmıştır. 


Turuncu renkle yazılmış bölüm ise hikâyenin düğüm bölümüdür. Bu bölümde olay bütün ayrıntılarıyla anlatılmış ve merak unsuru üst düzeye çıkmıştır. 


Kırmızı renkle yazılmış bölüm ise hikâyenin çözüm bölümüdür. Bu bölümde olay sonuca bağlanmış ve okuyucunun merakı giderilmiştir. 


6 Ocak 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

 


Atasözleri ve Anlamları 

Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir:

Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz. 


Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar:

 Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.


Dağ başından duman eksik olmaz:

Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır. 


Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz:

Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez. 


Kalaylı bakır küflenmez:

Temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez. 


Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz: 

Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur.


Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar:

Kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir. 


Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana:

Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.


Deyimler ve Anlamları

Ayağına kira istemek:

Gelmeye nazlanmak, üşenmek.


Ayağı düze basmak:

Güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.


Ayakları yere değmemek:

Çok sevinmek.


Ata et, ite ot vermek:

Bir işi ters yapmak.


Atını sağlam kazığa bağlamak:

İşini güven altına almak.


İçini sızlatmak:

Üzülmesine sebep olmak. 


İç açmak:

Gönle ferahlık vermek, gönlü ferahlatmak.


İçi içine geçmek:

Tedirgin olmak.


"Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Kaynak: TDK 



31 Aralık 2024 Salı

5.Sınıf Yeni Müfredat-Özet Konu Anlatımları

 

1)Metnin (Hikâyenin) Unsurları

Olay: Hikâyeye konu olan olayı ifade eder.

Kişiler: Hikâyede yer alan kişileri ifade eder.

Zaman: Hikâyenin geçtiği zamanı ifade eder.

Yer (Mekân): Hikâyenin geçtiği yeri (mekânı) ifade eder.

Örnek Metin: Güneşin tüm gücüyle parlayıp insanları selamladığı bir sabahtı. Ahmet, yeni güne zor da olsa uyanmıştı. Kahvaltısını yapıp hemen yola çıktı. Otobüs durağına varmıştı. Tam otobüse binecekken günlerdir uğraştığı ödevini evde unuttuğunu fark etti. Artık eve geri de dönemezdi. Dönerse okula geç kalacaktı.

Yukarıdaki hikâyenin unsurlarını aşağıya yazalım:

Olay: Ahmet’in otobüse binecekken ödevini evde unuttuğunu fark etmesi

Kişiler: Ahmet

Zaman: Sabah

Yer: Otobüs durağı


2) Geçiş ve Bağlantı İfadeleri

Ödevimi yapacaktım ama kalemimi bir türlü bulamıyordum.

Kısaca, sevgi bir toplum için çok önemlidir.

Öğrencilerimizi sporla buluşturmak istiyoruz fakat imkânlarımız yeterli değil.

Oyun oynamayı seviyorum özellikle futbol oynamayı.

Sonuç olarak, sorumluluklarımızı yerine getirmek temel görevimizdir.

Yukarıdaki cümlelerde koyu olarak yazılmış “ama, kısaca, fakat, özellikle, sonuç olarak” gibi ifadeler geçiş ve bağlantı ifadeleridir.


3) Öznel-Nesnel Cümleler

-Kişisel beğeni, duygu ve düşünceleri içeren, kişiden kişiye göre değişen, kanıtlanamayan yargılara öznel anlamlı cümleler denir.

Örnekler:

Masmavi denizin verdiği huzur çoğu şeyde yok.

Yazarın son romanı oldukça başarılıydı.

En iyi dinlenme yöntemi kitap okumaktır.

Yukarıdaki yargılar kişisel düşünce ve beğenileri içerdiği için öznel anlamlı cümlelerdir.

-Kişisel beğeni, duygu ve düşünceleri içermeyen, kişiden kişiye göre değişmeyen, herkesin kabul ettiği kanıtlanabilen yargılara nesnel anlamlı cümleler denir.

Örnekler:

“Toprak Ana” Cengiz Aytmatov tarafından yazılmıştır.

İstanbul ülkemizin en kalabalık şehridir.

Yukarıdaki yargılar kişiden kişiye değişmeyen, herkesin kabul ettiği kanıtlanabilen yargılar olduğu için nesnel anlamlı cümlelerdir.


4) Düşünceyi Geliştirme Yolları

a) Tanımlama: “... nedir?”, “... kimdir?” sorularına cevap veren düşünceyi geliştirme yoludur.

Örnekler:

Olağanüstü olayların ve kahramanların yer aldığı metin türüne masal denir.

(“Masal nedir?” sorusuna cevap veriyor.)

b) Örneklendirme: Bir düşünce ya da kavram açıklandıktan sonra o düşünce ya da kavramın daha iyi anlaşılması için başvurulan düşünceyi geliştirme yoludur.

Örnek: Bazı duygular insanı yaşama bağlayan duygulardır. Bunlar; sevgi, mutluluk gibi duygulardır.

Yukarıdaki metinde insanı yaşama bağlayan duygulara örnek verilmiştir.

c) Karşılaştırma: En az iki varlığın ya da kavramın ortak veya farklı yönlerinin ortaya konulduğu düşünceyi geliştirme yoludur.

Örnek: İşitme ile dinleme birbirlerinden farklı kavramlardır. İşitmede insanın dikkati etkin değilken dinlemede insanın dikkati etkindir. (İşitme ile dinleme karşılaştırılmıştır.)

ç) Benzetme: Bir varlığı, kavramı ya da olayı başka bir varlığın ya da kavramın özellikleriyle anlatma yoludur.

Örnek: Hedefsiz olmak karanlıkta yürümek gibidir.

Burada hedefsiz olmak karanlıkta yürümeye benzetilmiştir.


5) Bilgilendirici Metinlerde Yazının Bölümleri

Giriş: Yazının konuya giriş kısmıdır. Bu bölümde metinde bahsedilecek konunun ne olduğu hakkında bilgi sahibi oluruz. Ayrıca bu bölümde metinde bahsedilecek konunun tanımı da yapılır.

Gelişme: Bu bölümde çeşitli örnekler ve açıklamalar yoluyla konunun daha iyi anlaşılması sağlanır.

Sonuç: Yazarın yazıyı yazma amacını belirttiği, yazısını sonuca bağladığı bölümdür. Bu bölümde geçiş ve bağlantı ifadelerindenözetle, kısaca, böylece, son olarak” gibi ifadeler de kullanılır. 


6) Söz Sanatları

a) Benzetme: Anlatımı daha etkili kılmak, güçlendirmek adına aralarında değişik yönlerden ortaklık ve ilgi bulunan iki varlıktan zayıf olanın güçlü olana benzetilmesi sanatına benzetme denir.

Örnek: Kedi, yuvasına çekilmiş ve bir yaprak gibi titriyordu.

(Kedinin titremesi, yaprağın titremesine benzetilmiştir.)

b)Kişileştirme: İnsana ait özelliklerin insan dışı varlıklara verilmesi sanatına kişileştirme denir. 

Örnek: Kırılan dal, düşen yaprak, şaşkın kuşlar

Yukarıdaki ifadede insana ait bir özellik olan “şaşkın olma” insan dışı bir varlık olan “kuşlar”a verilmiştir ve burada kişileştirme sanatına başvurulmuştur. 


7) Öyküleyici Paragraf-Betimleyici Paragraf 

a) Öyküleyici Paragraf / Öyküleyici Anlatım 

Yaşanmış ya da hayal ürünü olayların anlatıldığı, olayların birbiri ardına geliştiği, paragrafa öyküleyici paragraf denir. Öyküleyici paragraflarda olayın kimler tarafından nerede ve ne zaman yaşandığına yer verilir. Öyküleyici paragrafların diğer adı olay paragraflarıdır.

Öyküleyici Paragrafa Örnek Metin: 

Sonunda akşam olmuştu. Apartmana varıp merdivenleri ağır ağır çıktı. Anahtarını cebinden çıkardı. Kapıyı açtı ve evine girdi. Kanepeye uzandı ve bir saat kadar dinlendikten sonra hemen işe koyuldu. Masanın başına geçti. 

Yukarıdaki paragrafta olayların birbiri üzerine geliştiğini başka bir deyişle hareketli bir kesitin esas olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle bu paragraf öyküleyici paragraftır. 

b) Betimleyici Paragraf / Betimleyici Anlatım 

Varlıkların ayırt edici ve belirgin özelliklerini tanıtıp varlıkları okuyucunun gözünde ve zihninde canlandırmayı amaç edinen betimleyici paragraf “sözcüklerle resim çizme sanatı” olarak da adlandırılır. Betimleyici paragrafta durağan bir hava hakimdir ve olaya yer verilmez. 

Betimleyici Paragrafa Örnek Metin:

Kapıdan içeri yaşlı bir adam girdi. Altmışlı yaşlarda, şişman ve orta boylu, saçlarının bir kısmı dökülmüş olan bu adamın iri ve yeşil gözleri ve üst dudağını kapatmış kırlaşmış bıyıkları ilk görüşte insanın dikkatini çekiyordu. 

Yukarıdaki metinde yaşlı adamın ayırt edici ve belirgin fiziksel (dış görünüş) özellikleri tarif edilmiştir. Bu nedenle bu paragrafa betimleyici paragraf diyebiliriz. 




30 Aralık 2024 Pazartesi

5.Sınıf Yeni Müfredat-Bilgilendirici (Öğretici) Metinlerde Yazının Bölümleri (Giriş-Gelişme-Sonuç)

 

Bilgilendirici Metin (Öğretici Metin) Nedir?

Yazarın herhangi bir konu ya da kavram hakkında bilgi vermek ya da herhangi bir kavram ya da konuyu açıklamak amacıyla yazdığı metinlere bilgilendirici metin denir. Bilgilendirici metinlerde asıl amaç açıklamak ve bilgi vermektir.

Bilgilendirici Metinlerde Yazının Bölümleri

Bilgilendirici metinlerde yazıda üç bölüm vardır. Şimdi bu üç bölümü açıklayalım:

1)Giriş bölümü: Adından da anlaşılabileceği gibi giriş bölümünde konuya giriş yapılır. Bu bölümde metinde bahsedilecek konunun ne olduğu hakkında bilgi sahibi oluruz. Başka bir deyişle metnin konusunun ne olduğunu giriş bölümünde anlayabiliriz. Ayrıca bu bölümde metinde bahsedilecek kavramın tanımı da yapılır.

2)Gelişme bölümü: Bu bölümde çeşitli örnekler ve açıklamalarla konunun daha iyi anlaşılması sağlanır. Başka bir deyişle konuyla ilgili örneklerin ve açıklamaların bulunduğu bölüm gelişme bölümüdür.

3) Sonuç bölümü: Adından da anlaşılacağı üzere sonuç bölümünde yazar, yazıyı sonuca bağlar ve yazıyı yazma amacını belirtir. Sonuç bölümünde yazar, genellikle metnin ana fikrini de okuyucuya iletir. Ayrıca bu bölümde geçiş ve bağlantı ifadelerinden özetle, kısaca, böylece, son olarak” gibi ifadeler de kullanılır.

Bilgilendirici Metinlerde Yazının Bölümleri Örnek Metin

İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duyguya sevgi denir. Sevgi, insanı insan yapan en önemli duygulardan birisidir. (Giriş)

Sevgi, bir toplumun ayakta kalmasını sağlayan en önemli duygudur. Sevgisiz bir toplum düşünün. O toplumda insanlar sevgiden yoksun oldukları için birbirlerine güvenmezler ve saygı duymazlar. Çünkü sevgi, saygıyı ve güveni de beraberinde getirir. Sevginin hakim olduğu bir toplumda ise insani ilişkiler olumlu anlamda zirvede olur. Herkes birbirine güvenir ve saygı duyar. Sevgi, bulunduğu topluma çiçeklerden örülü bir bahçe sunar. (Gelişme)

Kısaca, sevgi bir toplum için olmazsa olmaz duygulardan birisidir. Sevginin olmadığı bir toplum, bir dünya düşünülemez. (Sonuç)

Yukarıdaki üç paragraflık metnin birinci paragrafı metnin giriş bölümüdür. Bu bölüme baktığımızda metnin konusunun “sevgi” olduğunu anlayabiliyoruz. Ayrıca bu bölümde “sevgi” kavramının tanımı da yapılmıştır.

İkinci paragraf ise metnin gelişme bölümüdür. Bu bölümde konu “Sevgisiz bir toplum düşünün.” ifadesinden başlanarak örneklerle ve çeşitli açıklamalarla daha anlaşılır hâle getirilmeye çalışılmıştır. 

Üçüncü ve son paragraf ise metnin sonuç bölümüdür. Bu bölümde yazar metni yazma amacını açıkça belirtmiş ve yazıyı sonuca bağlamıştır. Ayrıca yazar metni sonuca bağlarken geçiş ve bağlantı ifadelerindenkısaca” ifadesini kullanmıştır.


26 Aralık 2024 Perşembe

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta


 Atasözleri

Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Deyimler

En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek amacıyla kullanılan söz öbeklerine deyim denir.


Atasözlerine Örnekler 

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Karşılık bilmeden iyilik yap.

Her horoz kendi çöplüğünde öter: Herkes ancak kendi çevresinde değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.

Ayağını yorganına göre uzat: Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.

İşleyen demir pas tutmaz: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir. Çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

Akıl yaşta değil baştadır: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

Arpa unundan kadayıf olmaz: Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez: Kötü kimse yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez.

Ekmeden biçilmez: Emek vermeden bir sonuca erişilmez.

Akıl kişiye sermayedir: Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur: Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.


Deyimlere Örnekler 

Abuk sabuk konuşmak: Düşünmeden, saçma sapan söz söylemek. / Ne söylediğini bilmeden, düşüncesiz, tutarsız konuşmak.

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.

Can yakmak: Üzmek, acı vermek.

Cankulağı ile dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.

Kara kara düşünmek: Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.

Karalar bağlamak: Yas tutmak.

Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.

Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.

Taş taş üstünde bırakmamak: Baştan başa yıkıp yerle bir etmek.

Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek.

Ters anlamak: Yanlış yorumlamak, doğru anlam vermemek. 


Kaynak: TDK 






24 Aralık 2024 Salı

Düşünceyi Geliştirme Yolları - 5. Sınıf Yeni Müfredat


 Çoğu metinde yazar, düşüncelerini daha anlaşılır kılmak amacıyla düşünceyi geliştirme yollarına başvurur. Bu yazıda ilk defa maarif modeliyle 5. sınıf müfredatına eklenen düşünceyi geliştirme yollarından tanımlama, örneklendirme, karşılaştırma ve benzetmeye yer vereceğiz. 

1)Tanımlama

Tanımlama, bir varlığın ya da kavramın ne olduğunu açıklamaya yarayan düşünceyi geliştirme yoludur. Yazarlar, yazdıkları metinlerde çoğu zaman soyut kavramlara yer verirler. Soyut kavramlara yer verdikleri için de konunun daha iyi anlaşılması adına düşünceyi geliştirme yollarından tanımlamaya yer verirler. 

NOT: Tanım cümleleri, “... nedir?” ya da “... kimdir?”  sorularına yanıt veren cümlelerdir. 

Düşünceyi Geliştirme Yollarından Tanımlamaya Örnekler 

Örnek 1: Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan isimlere somut isim denir.

Yukarıdaki cümlede somut ismin tanımı yapılmıştır. Bu nedenle burada düşünceyi geliştirme yollarından tanımlamanın kullanıldığını söyleyebiliriz.

Örnek 2: Masal, yer ve zamanın genellikle belirsiz olduğu, olağanüstü olayların olağanüstü kahramanlar ve unsurlar aracılığıyla anlatıldığı metin türüdür. Bu türde genellikle evrensel değerler olan sevgi, dürüstlük vb. değerler okuyucuya aktarılır. 

Yukarıdaki cümlede “Masal nedir?” sorusuna yanıt alabildiğimiz için bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından tanımlama kullanılmıştır. 

2)Örneklendirme

Düşünceleri ya da soyut kavramları daha anlaşılır hâle getirmek amacıyla başvurulan düşünceyi geliştirme yollarından birisi de örneklendirmedir

Düşünceyi Geliştirme Yollarından Örneklendirmeye Örnek Metin 

İnsan duygularıyla var olan bir varlıktır. Bazı duygular insana zarar verebilir. Zarar veren bu duygulardan birisi öfkedir. Bazı duygular ise insanı yaşama bağlayabilen duygulardır. Bunlar; sevgi, mutluluk vb. duygulardır. 

Yukarıdaki metinde insanın duygularıyla var olan bir varlık olduğu belirtilmiş ve insana zarar veren ve insanı yaşama bağlayan duygulara örnek verilmiştir. Bu nedenle yukarıdaki metinde düşünceyi geliştirme yollarından örneklendirmenin kullanıldığını söyleyebiliriz. 


3) Karşılaştırma 

En az iki varlığın, kavramın veya durumun ortak veya farklı yönlerinin ortaya konulduğu düşünceyi geliştirme yoluna karşılaştırma denir. 

NOT: Karşılaştırma ilgisi; “gibi, kadar, en, çok, daha, göre” sözcükleriyle sağlanır. 

Düşünceyi Geliştirme Yollarından Karşılaştırmaya Örnek Metin 

İşitme ile dinleme her ne kadar aynı kavram gibi gözükseler de birbirlerinden farklı kavramlardır. İşitmede insanın dikkati etkin değilken dinlemede insanın dikkati etkindir. 

Yukarıdaki parçada işitme ile dinleme kavramları karşılaştırılmıştır. Bu nedenle burada düşünceyi geliştirme yollarından karşılaştırma kullanılmıştır. 


4) Benzetme 

Bir varlığı, kavramı ya da olayı başka bir varlığın ya da kavramın özellikleriyle anlatma yoluna benzetme denir. 

Düşünceyi Geliştirme Yollarından Benzetmeye Örnek:

Hedefsiz olmak karanlıkta yürümek gibidir. Ne kadar dikkatli yürürsen yürü önünü göremediğin için yolunu bulamazsın.


Yazar burada hedefsiz olmayı karanlıkta yürümeye benzetmiştir. Dolayısıyla burada düşünceyi geliştirme yollarından benzetme kullanılmıştır.


3 Aralık 2024 Salı

Betimleyici Anlatım Nedir? Betimleyici Anlatıma Örnek Metinler

 

“Sözcüklerle resim çizme sanatı” olarak da adlandırabileceğimiz betimleyici anlatım tekniğinde amaç varlıkların ayırt edici ve belirgin özelliklerini tanıtıp varlıkları okuyucunun gözünde ve zihninde canlandırmaktır. Gözleme dayanan betimleyici anlatımda durağan bir hava hakimdir ve olaya yer verilmez.


Betimleyici Anlatıma Örnekler:

Örnek 1:

“(...) Duvarlardaki resimlerin dört yanından püskül püskül örümcek ağları sarkıyordu. Aynalar, eşyayı yansıtmaktan çok, üzerlerindeki toza öteberi yazmaya yarayabilirdi. Halılar leke içindeydi. Divanın üstünde bir peşkir unutulmuştu. Hemen her sabah, ekmek kırıntılarıyla dolu masanın üstünde bir önceki akşam yemeğinden kalmış bulaşık bir tabak, bir tuzluk, bir de kemik parçası görülürdü.”

 

Örnek 2:

(...) Yaşlıca bir adam odaya girdi. Koltukaltlarındaki yırtıklardan kirli bir gömlek görünen uzun bir gri ceket, sarı bakır düğmeli gri bir yelek giyinmişti. Kafası damdazlaktı ama kulaklarının önünde, her birinden üç sakal çıkabilecek, kırlaşmış, upuzun, gür iki favori sarkıyordu.


Örnek 3: Kapıdan içeri yaşlı bir adam girdi. Altmışlı yaşlarda, şişman ve orta boylu, saçlarının bir kısmı dökülmüş olan bu adamın iri ve yeşil gözleri ve üst dudağını kapatmış kırlaşmış bıyıkları ilk görüşte insanın dikkatini çekiyordu. 



31 Ağustos 2024 Cumartesi

Roman Nedir? Roman Türünün Özellikleri Nelerdir?

 

Roman Nedir?

Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayların kişilere, yere ve zamana bağlı olarak anlatıldığı, hikâye türüne göre daha uzun olan kurmaca eserlere roman denir.

 

Roman Türünün Özellikleri

-Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları ele alır. Romana konu olan olaylar gerçek hayatta yaşansa bile yazarın süzgecinden geçtiği için kurmaca bir hâl alır.

-Olaylar; kişi, yer ve zamana bağlı olarak anlatılır.

-Roman türünün hikâye türüne göre farkı ise şöyledir:

Roman, hikâyeye göre daha uzun bir türdür. Hikâyede olay sınırlıdır. Başka bir deyişle hikâye tek bir olay etrafında dönerken, romanda birden fazla olay vardır. Romanda şahıs kadrosu daha kalabalıktır. Olayların meydana gelmesinde etkili olan aslî kahramanların yanında, bu kahramanlarla etkileşimde bulunan ikinci derecede kahramanlar vardır. Roman uzun bir tür olduğu için kahramanların hayatına ayrıntılı bir şekilde yer verilir. Hikâye ise kısa bir tür olduğu için şahıs kadrosu dardır ve kahramanların hayatına ayrıntılı olarak yer verilmez. Roman, mekân ve çevre tasvirlerinin uzun olduğu bir türken, hikâyede mekân ve çevre tasvirleri oldukça sınırlıdır.

Roman türünün hikâye türüne göre farkını kısaca belirttikten sonra roman türünün özelliklerini anlatmaya devam edelim.

-Roman türü, çevre betimlemelerinin ve psikolojik tahlillerin uzun uzun yer aldığı kurmaca bir düzen içerisinde meydana gelmiş bir türdür.

-Doğal afetler, savaşlar, tarihî olaylar, aşk, köy hayatı, polisiye konular, toplumsal konular, göç vb. her şey romana konu olabilir. Başka bir deyişle insanın içinde olduğu ve insanı ilgilendiren her şey romanın konusudur. Gerçek hayatta yaşanması mümkün olan bu olaylar yazarın süzgecinden geçer ve böylece yazarın hayal dünyasının ürünü olan bir kurmaca düzen ortaya çıkar.

-Romanı, estetik roman ve popülist roman olmak üzere iki gruba da ayırabiliriz. Edebî değeri yüksek, her okumada okuyuculara farklı bakış açıları kazandıran nitelikli romanlar estetik roman kategorisine dahildir. Geniş kitlelere hitap edecek tarzda, çok satma kaygısıyla yazılan edebî değeri düşük romanlar ise popülist roman kategorisi içerisinde değerlendirilir.

-Romanları konularına göre 11 başlık altında toplayabiliriz. Bunlar:

-Psikolojik roman

-Tarihî roman

-Polisiye roman

-Macera romanı

-Fantastik roman

-Mizahî roman

-Biyografik-otobiyografik roman

-Toplumcu romanlar,

-Psikanalitik romanlar,

-Tezli romanlar,

-Bilim kurgu romanı

 

Türk Edebiyatında Roman

Türk edebiyatında, divan edebiyatının mesnevileri ile halk edebiyatının halk hikâyeleri romanın Batı’da gördüğü işlevi görmeyi başarmıştır. Roman türü ise edebiyatımıza Tanzimat’tan itibaren çeviriler yoluyla girmeye başlamıştır. İlk çeviri roman Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği “Telemak” çevirisidir. “Telemak” çevirisini daha sonra “Robinson Crusoe, Monte Cristo ve Sefiller”  gibi romanların çevirisi izlemiştir. İlk yerli romanımız ise Şemsettin Sami’nin yazdığı “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eseridir. Daha sonra Namık Kemal, “İntibah” adlı romanını “Son Pişmanlık” adıyla yayımlar. “İntibah” ile aynı yıl yayımlanan Ahmet Mithat Efendi’nin “Felâtun Bey ile Rakım Efendi”si ise yanlış batılılaşmayı ele alır.

Türk edebiyatının önemli romancıları ise şunlardır:

-İlk dönem romancıları: Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Abdülhak Şinasi Hisar.

-Roman türünün teknik ve diğer yönlerden geliştiği dönemde eser veren romancılar: Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Tarık Buğra, Kemal Tahir, Oğuz Atay.


22 Ağustos 2024 Perşembe

Realizm Akımı Nedir? Realizm Akımının Özellikleri ve Temsilcileri

 

Realizm Nedir?

Gerçekçilik” anlamına gelen realizm akımı, romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak Fransa’da ortaya çıkmıştır. Realizmin bütün hatlarını ele almadan önce “pozitivizm nedir?”  sorusunun cevabını vermekte büyük yarar vardır.

TDK Güncel Türkçe Sözlük’te “pozitivizm” sözcüğünün iki ayrı anlamı vardır. Bunlardan birincisi “Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte’un açtığı felsefe çığırı”dır. İkincisi ise “Bu çığırın gerçekçilik akımını doğuran edebî eserlerde uygulanmış biçimi”dir. “Pozitivizm” sözcüğünün birinci anlamına baktığımızda pozitivist düşüncenin, metafizik düşünceleri ve dogmatizmi reddettiği, deneysel bilimlere başka bir deyişle akla ve bilime önem verdiğini görmekteyiz. Tekrar realizm akımına döndüğümüzde ise realizm akımının, pozitivist düşüncenin sanat ve edebiyat alanındaki eserlere yansımasıyla ortaya çıktığını söyleyebiliriz.


Realizm Akımının Özellikleri

-“Gerçekçilik” anlamına gelir.

-Romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmıştır.

-Pozitivist düşüncenin etkisiyle hayali ve duyguyu bir kenara bırakıp; tabiatı, olayları, olguları ve insanı olduğu gibi anlatma amacını benimsemiştir. Bu yönüyle realizme bağlı olan sanatçıların gerçeğin peşinde olduklarını söylemek mümkündür.

-“Roman, uzun bir yol üzerinde gezdirilen bir ayna gibidir.” anlayışına bağlı olarak realist sanatçılar olayları, olguları objektif bir şekilde olduğu gibi anlatma amacını taşırlar.

-Realist sanatçılar gerçekçi oldukları için romantik yazarların aksine eserlerinde olağanüstülüklere, mucizelere, hayallere ve tesadüflere yer vermezler. Onların görevi olayları olduğu gibi yansıtmaktır.

-Realist sanatçı, eserlerinde gözleme ağırlık verir. Dolayısıyla realist sanatçı eserlerinde çevre tasvirine yer verir. Çevre tasvirinin bu denli önemli olmasının nedeni dış çevrenin insan karakteri üzerinde etkili olmasıdır.

-Realist sanatçı, eserinde tarafsız davranır. Eserine duygularını ve düşüncelerini yansıtmaz. Realist sanatçının görevi öğüt vermek değil, topluma ayna tutmak ve gerçeği yansıtmaktır.

 

Realizmin Dünya Edebiyatındaki Temsilcileri

-Fransız yazarlar: Stendhal, Balzac, Flaubert, Merime.

-Rus yazarlar: Gogol, Turgenyev, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Gorki.

-İngiliz yazarlar: Dickens, Eliot, Defoe.

-Amerikalı yazarlar: Mark Twain, Hemingway, Steinbeck.

 

Türk Edebiyatında Realizm:

-Samipaşazade Sezai’nin “Sergüzeşt” adlı romanı,

-Nabizade Nazım’ın “Karabibik” ve “Zehra” adlı eserleri,

-Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası” adlı romanı,

-Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah”, “Aşk-ı Memnu” ve “Kırık Hayatlar” adlı eserleri,

-Yakup Kadri’nin “Kiralık Konak” ve “Yaban” adlı eserleri

realist etkilerle kaleme alınmış eserlerdir.

Bu isimlerin dışında Reşat Nuri Güntekin ve Refik Halit Karay realizmin etkisinde kalmış diğer isimlerdir.


15 Ağustos 2024 Perşembe

Hikâye (Öykü) Türü Nedir? Hikâye (Öykü) Türünün Özellikleri


 

Hikâye (Öykü) Nedir?

Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayların kişi, yer ve zamana bağlı olarak anlatıldığı kısa soluklu yazı türüne hikâye (öykü) denir.

 

Hikâye (Öykü) Türünün Özellikleri

Hikâye (öykü) türü roman türüne göre daha kısadır. Hikâyeler tek bir olay etrafında döner. Hikâye türünde sahıs kadrosu dardır ve şahısların hayatları ayrıntılı olarak ele alınmaz. Olayın geçtiği yer ise sınırlı özellikleriyle kısaca tanıtılır.

Hikâye (öykü) türü yazar tarafından serim, düğüm ve çözüm bölümleri şeklinde okuyucuya aktarılır. Serim bölümünde hikâyeye giriş yapılır. Bu bölümde kişiler, olay, yer ve zaman kısaca tanıtılır. Düğüm bölümünde asıl olay ele alınır, olay örgüsü şekillenir ve kişilerin birbirleriyle olan ilişkileri anlatılır. Düğüm bölümü, merak unsurunun yoğun olduğu hikâyenin en uzun bölümüdür. Çözüm bölümü ise düğüm bölümünde düğümlenen olayların sonuca ulaştırıldığı bölümdür.

 

Hikâye Türleri

1)Olay hikâyesi (Maupassant tarzı hikâye): Bir olay etrafında gerçekleşen ve sonuçlandırılan, merak unsurunun ön plânda olduğu hikâye tarzıdır. En önemli örneklerini Fransız yazar Maupassant verdiği için bu hikâye tarzına Maupassant tarzı hikâye adı verilmiştir. Bu tarz hikâyeler serim, düğüm ve çözüm şeklinde okuyucuya sunulur. Türk edebiyatında olay hikâyesiyle özdeşleşen yazar Ömer Seyfettin’dir.

2)Durum hikâyesi (Çehov tarzı hikâye): Olay anlatımına dayanmayan, merak unsurunun geri plânda bırakıldığı, betimlemelerin yoğun olarak yer aldığı hikâye tarzıdır. Olay anlatımı yoktur, kişilerin hayatından seçilen kesitler betimlemeler eşliğinde durgun bir havada anlatılır. En iyi örneklerini Rus yazar Anton Çehov verdiği için bu hikâye tarzına “Çehov tarzı hikâye” denmiştir. Edebiyatımızda en iyi örneklerini Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal vermiştir.

Popüler Yayınlar