13 Mayıs 2025 Salı

Peyami Safa'nın Hayatı, Edebî Kişiliği ve Eserleri

 


Peyami Safa'nın Hayatı 

Peyami Safa, 2 Nisan 1899'da İstanbul'da doğmuştur. Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, daha çok psikolojik romanlarıyla tanınır. Babası Sivas'ta sürgündeyken vefat eden Peyami Safa, yoksulluk ve dokuz yaşındayken yakalandığı kemik veremi hastalığı nedeniyle düzenli bir eğitim alamamıştır. Bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetiştiren sanatçı hayatını yazdığı yazılarla kazanmaya çalışmıştır. Verdiği eserlerle Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olan yazar, 15 Haziran 1961'de vefat etmiştir. 

Peyami Safa'nın Edebî Kişiliği 

Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olmayı başaran Peyami Safa, para kaygısıyla yazmış olduğu yazılarında annesi Server Bedia'nın adından ilham alarak oluşturduğu "Server Bedii" takma adını kullanmış ve bu adla yazdığı "Cingöz Recai" isimli polisiye romanlarıyla dikkat çekmiştir. 

Edebiyat, sanat, psikoloji, felsefe, sosyoloji gibi birçok değişik alanda kaleme aldığı yazılarla çok yönlü bir yazar olmayı başarabilen Peyami Safa, bu yönüyle edebiyatımızda ses getirmiştir. 

Küçükken sağ kolunda çıkan kemik veremi hastalığı nedeniyle kendisini ilaçların, doktorların, hasta bakıcılarının arasında bulan Peyami Safa, geçirdiği bu zor günleri otobiyografik romanı "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"nda derin psikolojik tahlillerle anlatmıştır.  

"Fatih-Harbiye" adlı romanında ise Doğu-Batı çatışmasını bir aşk teması etrafında ele alır. 

Peyami Safa'nın Eserleri 

Roman: 
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, 
Fatih-Harbiye, 
Canan, 
Şimşek, 
Sözde Kızlar, 
Atilla, 
Mahşer, 
Bir Tereddüdün Romanı, 
Yalnızız, 
Biz İnsanlar, 
Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü, 
Gençliğimiz

İnceleme-Deneme
Eğitim-Gençlik-Üniversite, 
Türk İnkılabına Bakışlar, 
Felsefi Buhran, 
Nasyonalizm, 
Mistisizm, 
Millet ve İnsan

12 Mayıs 2025 Pazartesi

Kitap Rehberi: Andrew Clements - Bunun Adı Findel


Hikâyemizin başkahramanı Nick yani başka bir deyişle Nicholas Allen... Andrew Clements hikâyenin başlangıcında Nick'ten şöyle bahseder:


"Lincoln İlkokulu'ndaki çocuklarla öğretmenlerden - harbiden kötü, harbiden akıllı ve harbiden iyi çocukları içeren- üç liste yapmalarını isteseniz, Nick Allen bunların hiçbirinde yer almazdı. Nick tamamen kendine özgüydü ve herkes de bunu bilirdi.

Peki, Nick bir baş belası mıydı? Öyle de denemez. Kesin olan şuydu: Nick Allen'in her zaman bir dolu fikri vardı ve onları kullanmayı iyi bilirdi." (Sayfa 11)


Ve tabii ki hikâyemizin olmazsa olmazı Bayan Granger... Kendisi ciddi bir şöhret sahibiydi ve adeta sözlüklere âşıktı:


"Ama Bayan Granger sözlüğe bayılmak ne kelime, sözlüğe âşıktı - neredeyse ona tapıyordu. Ödev verdiği haftalık sözcük Listesi en az otuz beş sözcükten oluşurdu.

(...)

Bayan Granger sınıfın arka tarafındaki bir rafta tam takım otuz sözlük bulundururdu. Ama onun gözdesi ve övünç kaynağı, evrende ne kadar sözcük varsa içeren, ancak iki çocuğun birlikte taşıyabildiği o devasa sözlüklerden biriydi. Sınıfının ön tarafında, sunak taşına benzeyen kendi küçük masası üstünde dururdu bu dev sözlük. (Sayfa 18-20)


Beşinci sınıfta olan ve sorduğu sorularla ders kaynatmakta üstüne olmayan Nick ile dil bilgisi öğretmeni Bayan Granger arasında meydana gelen tatlı bir "sözcük savaşı"nı konu alan muhteşem bir eser... Kalem yerine" findel" demeye başlayan Nick'in bulduğu yeni kelime okulda, kasabada yayılır ve gazete ve televizyonlara konu olur. Nick'in "kalem" yerine bulduğu bu ilginç kelime tahmin edilemeyecek sonuçlara yol açacaktır.


Büyük-küçük herkesin rahatlıkla okuyabileceği eğlenceli bir eser olan "Bunun Adı Findel"i kesinlikle okumanızı tavsiye ediyoruz.


Kaynak: Andrew Clements, Bunun Adı Findel, Günışığı Kitaplığı 

11 Mayıs 2025 Pazar

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 14. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

 Ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz:

İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz. 


Ağanın gözü ata tımardır:

İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider. 


Ağanın gözü, yiğidin sözü:

Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.


Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur:

Bir insanda bulunan eksiklikler, onun tutum ve davranışlarından belli olur. 


Değirmenden gelenden poğaça umarlar:

Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir. 


Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan:

Karı koca arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır. 


Değirmene gelen nöbet bekler:

Bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa herkes geliş sırasıyla işini görmek üzere beklemelidir. 



Deyimler ve Anlamları 

Ağız tamburası çalmak:

1. Sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak.

2. Soğuktan dişleri birbirine çarpmak, çenesi titremek.


Ağız satmak:

Yüksekten atarak kendini övmek.


Ağzı çirişçi çanağı:

Ağzı acı ve kurumuş, zehir gibi olan. 


Ağzı köpürmek:

Çok öfkelenmek. 


Aklı zıvanadan çıkmak:

Delirmek, aklını oynatmak. 


Akıl akıl, gel çengele takıl:

Bir sorunun nasıl çözümleneceğini düşünememe durumunda söylenen bir söz.


Aklın süzgecinden geçirmek:

Etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek. 


Kaynak: TDK 


8 Mayıs 2025 Perşembe

Sıfat (Ön Ad) Konu Anlatımı


Varlıkları daha iyi anlatabilmek için bazen onları niteleyici ya da belirtici ifadeler  kullanırız. Bu sözcükleri isimlerin önüne getirerek varlıkların şeklini, rengini, sayısını, durumunu belirtiriz.

İsimlerin önüne gelerek isimleri renk, şekil, durum, sayı vb. yönlerden niteleyen veya belirten sözcüklere sıfat denir.


Sıfat Türleri

 1.Niteleme Sıfatı

Varlıkların nasıl olduklarını bildiren sözcüklerdir. İsimlere sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını verir.


Örnekler:

Odanın ortasında yuvarlak masa vardı.


Nasıl masa?

Cevap: Yuvarlak

"Masa" ismine sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını vermiştir. 

Yuvarlak (niteleme sıfatı)

masa (isim)


Kırmızı kalemimi gören var mı?

Nasıl kalem?

Cevap: kırmızı 

"kalem" ismine sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını vermiştir. 

Kırmızı (niteleme sıfatı) 

kalem (isim) 


2. Belirtme Sıfatları

Varlıkları işaret, sayı, yer, belgisizlik ve soru gibi yönlerden belirten sözcüklerdir. Belirtme sıfatları dörde ayrılır:

2.1. İşaret Sıfatları

Varlıkları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. İşaret sıfatları, isimlere sorulan “hangi?” sorusuna cevap verir.


Örnekler:

Şu kitabı bana uzatır mısın? 

Yukarıdaki cümlede bulunan “şu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kitap” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “şu” yanıtını alırız. Bu yüzden “şu" sözcüğü işaret sıfatıdır.


Bu kalem, bana ablamın hediyesi. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “bu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kalem” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “bu” yanıtını alırız. Bu yüzden “bu" sözcüğü işaret sıfatıdır.


2.2. Sayı Sıfatları

Varlıkları sayı yoluyla belirten sıfatlardır. Sayı sıfatları dörde ayrılır:


2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları

Bir ismi tam sayı olarak belirtir. İsme sorulan “kaç?” sorusuyla bulunur.


Örnekler:

Masanın üzerinde iki elma var. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “iki" sözcüğü, “elma” sözcüğünün sayısını belirttiği için asıl sayı sıfatıdır.


Kapının önünde üç öğrenci bekliyordu. 


2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları

Varlıkların derecelerini, sıralarını belirten sıfatlardır. Sıra sayı sıfatları isimlere gelen “-ıncı, -inci” ekleri ile yapılır. İsme sorulan “kaçıncı?” sorusunun cevabıdır.


Örnekler:

Altıncı soruyu sadece o çözmüş. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “altıncı" sözcüğü, “soru” sözcüğünün sırasını  belirttiği için sıra sayı sıfatıdır.


Onlar üçüncü katta oturuyormuş. 


2.2.3. Üleştirme Sayı Sıfatları

Varlıkların eşit bölümlerini belirten ve paylaştırma anlamı taşıyan sıfatlardır. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. İsme sorulan “kaçar?” sorusunun cevabı üleştirme sayı sıfatını verir. 


Örnekler

Herkese onar elma düşmüş.


onar: üleştirme sayı sıfatı

elma:isim


Onlara babalarından ikişer daire kalmış. 


2.2.4. Kesir Sayı Sıfatları

Bir ismi kesirli sayılarla belirten sayı sıfatıdır, isme sorulan “kaçta kaç?” sorusunun cevabıdır.


Örnekler: 

Bu ayki satışımızdan kendisine üçte iki pay ayırdık. 


NOT: “yarım, çeyrek” sözcükleri bir ismi belirttiğinde kesir sayı sıfatı olur.


Örnek:

Her sabah kahvaltıda yarım ekmeği bitirir. 



2.3. Belgisiz Sıfatlar


Varlıkları sayı ve miktar bakımından tam olarak belirtmeyen sıfatlardır. “bir, birkaç, birçok, birtakım, her, hiçbir, herhangi, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka" gibi kesinlik bildirmeyen, belirsizlik anlamı taşıyan sözcükler kullanılır.

Örnekler

Bazı öğrenciler kitap bile getirmiyor. 

Birkaç kişi dışında soruyu çözen yok. 

Kimi insanlar bunun doğru olmadığını düşünüyor. 


Bu cümlelerdeki “bazı, birkaç, kimi" sözcükleri “öğrenciler, kişi, insanlar” isimlerini, kesin olmayacak şekilde belirtmiştir. Yani burada bir belirsizlik vardır. Dolayısıyla, “bazı”, "birkaç" ve “kimi” sözcükleri belgisiz sıfattır.


UYARI :“Bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamında kullanılırsa belgisiz sıfat, “tek” anlamında kullanılıp ismin sayısını ifade ediyorsa asıl sayı sıfatıdır.


Örnek:


Bir gün benim haklı olduğumu göreceksiniz. 

Belgisiz sıfat


Bir gün sonra sınavımız var. 

Asıl sayı sıfatı


2.4. Soru Sıfatları

İsimleri soru yoluyla belirten sıfatlardır. Soru sıfatlarının cevabı yine sıfattır. “nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne?” gibi sorular soru sıfatıdır. 


Örnekler:

Kaçıncı soruyu çözemedin?


Bu cümlede, “kaçıncı” soru sözcüğünün “soru” ismini belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “ikinci soru” cevabının sıfat olması, bu soru sözcüğünün sıfat olduğunu gösterir.


Masada kaç kitap var? 


Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün “kitap” ismini belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “üç kitap” cevabının sıfat olması, bu soru sözcüğünün sıfat olduğunu gösterir.

29 Nisan 2025 Salı

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 13. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar:

Zamanında olduğunda büyük yarar sağlayacak bir durum, zamanı geçtikten sonra gerçekleşirse zarar bile verebilir. 


Öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez):

İnsan kendi yakınlarını ve kendi işlerini yük saymaz. 


Ölüm hak miras helal:

Ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır. 


Ölümle öç alınmaz:

Düşmanların ölümünden sevinç duymak insanlığa yakışmaz. 


Ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var?

Sıkıntı, üzüntü, keder, dert veya yoksulluk çekmektense ölüm daha iyidir. 


Önce can, sonra canan:

İnsanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler. 


Parayı araya değil, paraya vermeli:

Parayı gerekli yere harcamalı. 



Deyimler ve Anlamları 

Okkanın altına gitmek:

Haksız yere ezilmek, bir zarar veya ceza görmek. 



Oldu olacak, kırıldı nacak:

"Her şey olup bitti, iş işten geçti" anlamında kullanılan bir söz. 


NOT: Nacak, "Sapı kısa, küçük odun baltası" anlamına gelir. 


Oldubittiye getirmek:

Geri dönülmesi güç veya olanaksız bir durum yaratmak; emrivaki yapmak.


NOT: "Oldubitti" sözcüğü "Başkasına karışma fırsatı vermeden bir işi aceleye ve kargaşalığa getirip sonuca bağlama; olupbitti, emrivaki." anlamına gelir. 



On parmağında on kara:

Herkesi lekelemek huyu olanlar için kullanılan bir söz. 


On parmağında on hüner (veya marifet) olmak:

Elinden her iş gelmek, çok becerikli olmak.


On parmağı boğazında olmak:

İsteği yapılmadığında sıkıntıya düşmesini istemek. 


O tarakta bezi olmamak:

O şeyle ilişiği bulunmamak.


(birine) ot yoldurmak:

Çok zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak.

25 Nisan 2025 Cuma

Sembolizm Akımının Özellikleri ve Temsilcileri


Duyguları, semboller ve kelimelerdeki müziğin yardımıyla açıklamayı amaç edinen bir edebî akım olan sembolizm, 19. yüzyılın son çeyreğinde parnasizme tepki olarak doğmuş bir edebî akımdır.


Sembolizmin Özellikleri

1)Sembolist şiirde anlam ve içerik kapalıdır. Anlatılacak olanlar sembollerle anlatılır. Sembolizme göre gerçek; görünen değil, görünenin arkasındaki ruhtur.

2) Kızıl gün batımı, mehtaplı geceler, sonbaharın sararmış yaprakları, ölgün ay ışıkları, hüzünlü akşamlar, alacakaranlık vb. sembolist şiirin başlıca temalarıdır.

3) Sembolist şairler sözle birlikte oluşan bir müziğin peşinde olmuşlardır. Onlara göre varlıkların görünmeyen taraflarını sadece dili kullanarak anlatmak yeterli değildir. Görünmeyen bu gizli tarafları anlatmak için söz ile müziğin bir araya gelerek oluşturduğu bir ahenk gereklidir. Bu konuyu Ahmet Haşim şöyle özetlemiştir: “Şairin dili, nesir (düzyazı) gibi anlaşılmak için değil, fakat duyulmak üzere oluşmuş müzik ile söz arasında, sözden çok müziğe yakın ortalama bir dildir.”

4) Sembolizme göre şiirin dış yapı unsurları (Nazım şekli, nazım birimi, ölçü ve kafiye vb.) sanatçının anlayışına göre belirlenmelidir. Başka bir deyişle şiirin yapısı önceden belirlenmiş kalıplar ya da kurallar olmamalıdır. Bu anlayışa bağlı olarak sembolist şiirde serbest şiire doğru bir geçiş görülmüştür.

5) Sembolist şairler, günlük yaşam ve toplumsal sorunlara karşı ilgisizdirler. Sembolist şiirde bireysellik ve lirizm hakimdir. Hüzün, karamsarlık ve melankoli ile birlikte ortaya çıkan lirizm sembolist şiirin en önemli unsurudur.

6)Sembolistlerin dili kapalı bir dildir. Başka bir deyişle herkesin anlayamayacağı bir dildir. Sembolist şairler dile getirmek istediği şeyleri açıkça söylememişler, hissettirmişler ya da sezdirmişlerdir. 


Sembolizmin Dünya Edebiyatındaki Temsilcileri 

-Charles Baudelaire

-Stephane Mallarme

-Paul Verlaine 

-Arthur Rimbaud

-Paul Valery 


Sembolizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri 

Sembolizm akımının Türk edebiyatındaki ilk uygulayıcısı Servetifünun Dönemi şairlerinden Cenap Şahabettin’dir. Asıl sembolizmin etkisinde kalan şairimiz ise Ahmet Haşim’dir. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Muhip Dıranas’ta da sembolizm akımının etkilerini görürüz. 


22 Nisan 2025 Salı

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Edebî Kişiliği ve Eserleri


 Bu yazımızda Türk edebiyatının değerli sanatçılarından Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hayatı, edebî kişiliği ve eserlerinden söz edeceğiz. 

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Hayatı 

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. Babası Hüseyin Fikri Efendi, annesi Nesibe Bahriye Hanım'dır. Çocukluğunu babasının görevli bulunduğu Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da geçirdi. 1918'de İstanbul'a gelerek bir yıl Baytar Mektebi'nde öğrenci oldu. Ertesi yıl Darülfünun'da (bugünkü İstanbul Üniversitesinde) Edebiyat Fakültesinde Yahya Kemal Beyatlı'nın edebiyat dersleri verdiğini öğrenince kaydını edebiyat şubesine yaptırdı. Buradan mezun olduktan sonra Erzurum, Konya, Ankara ve İstanbul Kadıköy  liselerinde, Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde öğretmenlik yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi’nde Ahmet Hâşim’in ölümünün ardından boşalan dersleri vermekle görevlendirildi.  Daha sonraki yıllarda milletvekilliği de yapan sanatçı son yıllarını çeşitli sağlık sorunlarıyla geçirdi.23 Ocak 1962 tarihinde kalp krizi sonucunda vefat etti. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Edebî Kişiliği

Türk edebiyatına ve düşünce dünyamıza ışık tutmuş sanatçılarımızdan biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, verdiği eserlerle geçmişten günümüze köprü kurmayı başarabilmiş sanatçılarımızdandır. Öykü, roman, deneme, makale, gezi yazısı, şiir, edebiyat tarihi gibi alanlarda eserler veren sanatçı aynı zamanda musiki, resim, psikoloji, felsefe ve mimariye duyduğu ilgiyle adından söz ettirmiş ve bu ilgisini eserlerine yansıtmayı başarmıştır. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Başlıca Eserleri 

"Mahur Beste" adlı romanında romanın başkahramanı Behçet Bey ve çevresindekilerin hayatını konu edinen Tanpınar bu eserinde medeniyet kavramını tüm yönleriyle incelemiştir. 


Ahmet Hamdi Tanpınar, "Huzur" adlı romanında ise cumhuriyetin ilanıyla birlikte ortaya çıkmış olan yeni aydın tipini romanın başkahramanı Mümtaz özelinde ele almıştır. 


Tanpınar'ın bir başka romanı da "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"dür. Yazar bu romanında iki medeniyet arasında gidip gelen, sıkışıp kalan toplumumuzun garipliklerini, yanlışlarını, yozlaşmasını masalsı bir atmosfer içinde dile getirmiştir. Romandaki olaylar başkahraman Hayri İrdal'ın çevresinde gelişmiştir. 


Romancılığının yanında şairliği de çok güçlü olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiirleri nitelik bakımından güçlüdür. Özellikle "Ne İçindeyim Zamanın" ve "Bursa'daki Zaman" adlı şiirleri sanatçının önemli şiirlerindendir. Hocası Yahya Kemal'den sirayet eden mükemmeliyetçilik şiirlerinde kendisini güçlü bir şekilde göstermiştir. "Yaşadığım Gibi" adlı eserinde yer alan "Antalyalı Genç Kıza Mektup"ta asıl estetiğinin Valery'yi tanıdıktan sonra teşekkül ettiğini açıklar. Tanpınar yine aynı eserinde Bergson, Schopenhauer, Freud ve Nietzsche'den etkilendiğini dile getirir. 


Ahmet Hamdi Tanpınar; İstanbul, Ankara, Bursa, Konya ve Erzurum'u tarihi ve kültürel özellikleriyle "Beş Şehir" adlı eserinde okuyucularına tanıtmıştır. Bu şehirlerin kendisinde uyandırdığı izlenimleri kendisine özgü anlatım üslubuyla okuyucularına aktarmayı başarmıştır. 


Tanpınar'ın edebiyat tarihçiliği de Türk edebiyatında ses getirmiştir. "XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi" adlı eserinde bilimsel dilin yanında sanatsal bir dil de kullanan Tanpınar için bu eserinde adeta bilim ile sanatın sentezini yaptığını söyleyebiliriz. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiir ve sanat anlayışında Bergson'un zaman anlayışının büyük etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Rüya meseleleri ise onu Freud'a ve psikanalistlere götürür.

19 Nisan 2025 Cumartesi

Özetleme İşlevi Gören Kelime ya da Kelime Grupları



Özetleme işlevli dil yapıları başka bir deyişle özetleme işlevi gören kelime ya da kelime grupları açıkçası, yani, özetle, kısacası, özet olarak, uzun lafın kısası, sonuç olarak vb.” olarak sıralanabilir.

Özetleme İşlevi Gören Kelime ya da Kelime Grupları – Örnekler

-İnsan duyguları olan bir varlıktır yani yaşanan her olaydan etkilenebilir.

-Uzun lafın kısası çalışamadığım için sınavdan düşük not aldım.

-Kitap okumak, insanın hayal gücünü geliştirdiği gibi insana farklı bakış açıları da kazandırır. Özetle kitap okumak insanı geliştirir. 

-Sorumluluklarımızı zamanında yerine getirmek, ailemize yardım etmek, tüm canlılara sevgi ve şefkatle yaklaşmak oldukça önemlidir. Kısacası bunlar bizim insanî görevlerimizdir.

-Öğretmenlerimizi derste dikkatle dinlemek, derslerimizi günü gününe tekrar etmek, ödevlerimizi zamanında ve eksiksiz yapmak ile başarı arasında doğru orantı vardır. Sonuç olarak bunları yapmak bizi başarıya götürür. 

-Kararlılık, azim ve disiplin başarı için olmazsa olmazlardır. Açıkçası bu özelliklere sahip olmazsak başarıya ulaşmamız da oldukça zordur. 


Yukarıdaki örneklerde koyu harflerle yazılmış ifadeler özetleme işlevi gören kelime ya da kelime gruplarıdır. 


18 Nisan 2025 Cuma

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 12. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Namaza meyli (veya namazda gözü) olmayanın kulağı ezanda olmaz:

Kişi yapmak istemediği işin ayrıntılarıyla ilgilenmez. 


Ne sakala minnet ne bıyığa:

İnsan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir. 


Ne şeytanı gör ne salavat getir:

Gücünün yetmediği işe kalkışmamayı, kalkışılırsa da başkalarından medet ummamayı anlatmak için söylenen bir söz. 


Nefesine güvenen borazancıbaşı olur:

Başarabileceğine emin olanlar büyük işlere girişmelidir. 


Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur:

Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir, mayıs yağmuru ise başakların dolgunlaşmasını sağlar. 

NOT: Çeç "tahıl yığını" anlamına gelir. 



Deyimler ve Anlamları

Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: 

Hemen her işte kendi çıkarını düşünerek hareket etmek.


Ne od var ne ocak:

Yoksulluk ve perişanlık içinde. 


Ne çiçektir, biliriz:

"Ne denli yeteneksiz, niteliksiz olduğunu biliriz" anlamında kullanılan bir söz.


Neler de neler, maydanozlu köfteler:

"Akla gelmedik şaşılacak şeyler" anlamında kullanılan bir söz.


Ne oldum delisi olmak:

Ummadığı bir duruma beklemediği bir anda ulaşan kimsenin çok şımarması.


Kaynak: TDK 

17 Nisan 2025 Perşembe

Parnasizm Akımı Nedir? Özellikleri ve Temsilcileri

 


Parnasizm akımı, nesir alanında görülen realizm ve natüralizm edebiyat akımlarının şiir alanındaki devamı olarak kabul edilir. Bu akım romantik şiir anlayışına tepki olarak da ortaya çıkmıştır. Sanatın tek amacının yine sanat olduğunu savunan parnasyenler “sanat için sanat” görüşünü savunmuşlardır.


Parnasizmin Özellikleri

1)Parnasizmde şair; tabiat, insan, toplum ve hayat karşısında objektiftir. 

2)Parnasyenler romantiklerin benimsediği lirizme karşıdırlar. Bu nedenle eserlerinde parnasyen şairler aşklarından ve duygularından söz etmezler. Parnasyenler dış dünyadaki güzellikleri yansıtmaya çalışırlar. Bu durum da onları şiirlerinde canlı ve parlak tasvirler yapmaya yöneltmiştir.

3)İnsanın iç dünyasına ve toplum sorunlarına duyarsız kalan parnasyenler dış dünyadaki güzelliklerin peşine düşmüşlerdir. Ayrıca tarihe karşı özel ilgi duymuşlar ve kendi tarihlerindeki parlak dönemleri şiirlerinde dile getirmişlerdir.

4)Parnasyenler şiirin dış yapısına (nazım şekli, nazım birimi, vezin, mısra, kafiye) önem vermişlerdir.

5)Parnasyenler şiirde daha çok sone biçimini kullanmışlardır.


Parnasizmin Dünya Edebiyatındaki Temsilcileri

-Theophile Gautier

-Armand Sully Prudhomme

-Jose Maria de Heredia

-Teodore de Banville

-François Coppee

-Rene Leconte de Lisbe


Parnasizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri

-Tevfik Fikret

-Cenap Şahabettin

-Yahya Kemal 


14 Nisan 2025 Pazartesi

Doğrudan Zaman ve Öncelik Sonralık Belirten İfadeler


Doğrudan zaman ifadeleri ve öncelik sonralık belirten ifadeler; kişilerin yaşam öykülerinin anlatıldığı, bir uygulamanın işlem basamakları, bir olayın kronolojik akışı gibi içeriklerin anlatıldığı sıralı-kronolojik metin yapısı içerisinde değerlendirilir.

Öncelik sonralık belirten ifadeler “önce, ilk olarak, sonra, daha sonra, ardından, o esnada, aynı anda, en son, nihayetinde” gibi ifadelerdir.

Öncelik Sonralık Belirten İfadeler – Örnek Cümleler

-Önce konuyu işleyip ardından konuyla ilgili sorular çözeceğiz.

-Tasarımcılar bu motifleri önce kâğıda döker, sonra halının genel görünümünü planlarlar.

-Daha sonra bu konunun üzerinde duracağız.

-İlk başta tezgâhın parçaları birbirleriyle uyumlu olacak şekilde takılır.

-O konuyu en son işleyeceğiz.

-Sessizce kitap okuyorduk, o esnada dışarıda bir gürültü koptu.

-Yazımız için ilk olarak bir taslak metin oluşturacağız.


Yukarıda koyu harflerle yazılmış ifadeler öncelik-sonralık belirten ifadelerdir.


Doğrudan Zaman Bildiren İfadeler – Örnekler

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden 1923’te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara’daki liselerde öğretmenlik yapan Tanpınar daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsünde edebiyat dersleri verdi. 1933’ten sonra İstanbul’da Kadıköy Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı.


Yukarıda koyu harflerle yazılmış ifadeler doğrudan zaman bildiren ifadelerdir. 


5 Nisan 2025 Cumartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 11. Hafta



Atasözleri ve Anlamları

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır:

Bir kimseye verilen armağan, aradaki sevgiyi artırdığı için değerlidir. 


Lokma çiğnenmeden yutulmaz:

Her iş emekle yapılır. 


Mal adama hem dost hem düşmandır:

Malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır. 


Mart ayı dert ayı:

Mart ayında havalar sık sık değiştiği için insan kendisini koruyamaz ve hasta olur. 


Misk yerini belli eder:

Değerli kişi nerede olsa varlığını gösterir. 


(Misk, "güzel kokulu madde, mis" anlamına gelmektedir.)


Müft olsun da zift olsun:

Kimileri bedava bulduklarında yenmeyecek şeyleri yerler, işe yaramayan şeyleri alırlar. 


(Müft "parasız, bedava" anlamına gelmektedir.)


Mühür kimde ise Süleyman odur:

Bir işte yetki kimde ise kuvvet ondadır. 



Deyimler ve Anlamları 

Lafın altını kazımak:

Konuyu iyice deşmek, önünü arkasını araştırmak. 


Lafını yabana atmamak:

Söylenen söze değer vermek. 


Lügat paralamak:

Konuşma dilinde geçmeyen yabancı kelimeler kullanmak, ağdalı konuşmak. 


Makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek):

Kendini tutamayarak kahkahayla gülmeye başlamak. 


Mal bulmuş Mağribî gibi:

Büyük bir zenginliğe kavuşmuşçasına aşırı sevinç ve coşku ile. 


NOT: "Mağribî" sözcüğü TDK Güncel Türkçe Sözlük'te "Batılı" ve "Mağrip halkından olan kimse" olarak açıklanır. 


Maraza aramak:

Çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak. 


Maraza çıkarmak:

Kavgaya yol açmak, kavga çıkarmak, anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak.


NOT: "Maraza" sözcüğü TDK Güncel Türkçe  Sözlük'te "hastalık" ve "anlaşmazlık" olarak açıklanır. 


26 Mart 2025 Çarşamba

7. Sınıf Türkçe Dersi 2. Dönem 1. Ortak Yazılı Sınav Konu Soru Dağılım Tablosu (MEB-Özgün)

 7. sınıf Türkçe dersi 2. dönem 1. yazılı sınavı (ülke geneli ortak), MEB yayınları ve Özgün yayınlarını kullanan okullar için Ek-3'te verilen konu soru dağılım tablosu göz önünde bulundurularak hazırlanan açık uçlu veya açık uçlu ve kısa cevaplı 7 sorudan oluşacaktır.


7. Sınıf Türkçe Dersi 2. Dönem 1. Ortak Yazılı Sınav Konu Soru Dağılım Tablosu 


Kazanımlar:

-Basit, türemiş ve birleşik fiilleri ayırt eder. 

-Metindeki yardımcı fikirleri belirler. 

-Metinle ilgili soruları cevaplar.

-Okudukları ile ilgili çıkarımlarda bulunur. (Metinlerdeki neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul, karşılaştırma, benzetme, örneklendirme, duygu belirten ifadeler ve abartma üzerinde durulur.)

Bu kazanımla ilgili konu başlıklarına ulaşmak için lütfen aşağıdaki bağlantılara tıklayınız. 

Neden-Sonuç, Amaç-Sonuç, Koşul-Sonuç Cümleleri

Karşılaştırma Cümlesi Nedir? Karşılaştırma Cümleleriyle İlgili Örnekler

Duygu Belirten İfadeler

Abartılı İfadeler

-Görsellerle ilgili soruları cevaplar. 

-Metinde kullanılan düşünceyi geliştirme yollarını belirler. 

Bu kazanımla ilgili konu anlatımlarına ulaşmak için lütfen aşağıdaki bağlantılara tıklayınız. 

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Tanımlama Nedir?

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Karşılaştırma

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Örnekleme

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Tanık Gösterme

Düşünceyi Geliştirme Yolları Konu Anlatımı

-Bilgilendirici metin yazar.


Not: Her kazanımdan 1 soru sorulacaktır.

Popüler Yayınlar