Kategoriler

Öğretim Yöntem ve Teknikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Öğretim Yöntem ve Teknikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Temmuz 2022 Salı

KPSS Eğitim Bilimleri - Önemli Noktalar


 Değerli okurlarımız, bu yazımızda Ölçme ve Değerlendirme, Program Geliştirme ve Öğretim Yöntem ve Teknikleri'nden önemli noktaları sizlerle paylaşacağız. 

1)Mutlak Değerlendirme

Gruptan gruba, kişiden kişiye değişmeyen önceden belirlenmiş kesin ölçütlere dayalı yapılan değerlendirme türüne mutlak değerlendirme denir.

Mutlak değerlendirme örnekleri

-100 üzerinden 60 ve üzeri puan alanların dersten geçmesi

-80 sorudan 40'ını doğru cevaplandıranların başarılı sayılması

-Bir testteki soruların %50'sini doğru cevaplayanların dersten geçmesi

Bağıl Değerlendirme

Önceden belirlenmiş kesin bir ölçütün olmadığı, bireylerin performanslarının grup ya da sınıf ortalamasına göre belirlendiği değerlendirme türüne bağıl değerlendirme denir.

Bağıl değerlendirme örnekleri

-Sınıf ya da grup ortalamasının üzerinde puan alanların başarılı sayılması

-Bir sınavda en yüksek puan alan ilk beş kişinin bilgi yarışmasına katılmaya hak kazanması

-Bir şiir yarışmasında en iyi üç şiirin belirlenmesi

NOT: Bağıl değerlendirmede;

-Sınıf ortalamasına göre değerlendirme yapma

-Zekâ ve yetenek değerlendirmeleri

-Z ve T puanlarına göre değerlendirme yapma

gibi durumlar söz konusudur.

NOT: Mutlak değerlendirmede önceden belirlenmiş kesin ölçütler varken bağıl değerlendirmede önceden belirlenmiş kesin ölçütler yoktur.

 

2) Kapsam Geçerliği

Kapsam geçerliğinde;

“-Söz konusu test, hedef davranış ve konuları dengeli temsil edecek test maddelerinden oluşmuş mu? Başka bir deyişle söz konusu testte kapsamın her yerinden dengeli bir şekilde soru sorulmuş mu?”

sorusunun cevabına “Evet” cevabını verebiliyorsak söz konusu testin kapsam geçerliğinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin; bir öğretmen beş ünite işlemiş  ve sınavda da bu beş üniteyi dengeli bir şekilde ölçebilecek sorulara yer vermişse o sınavın kapsam geçerliğinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

 

3) Kısa cevaplı testlerle kapsam daha iyi örneklenebilir. Çünkü kısa cevaplı testlerde öğrencinin uzun bir şekilde cevap yazması gerekmez ve bu durum da çok sayıda soru sormaya zemin hazırlar. Çok sayıda soru sorulabilmesi de kapsamın her yerinden soru sorma olanağı sağlar.

 

4) Yazılı Yoklamalar

Üst düzey zihinsel becerilerin, sentez ve değerlendirme düzeyindeki davranışların ölçüldüğü yazılı yoklamalarda aynı zamanda öğrencinin kendini yazılı olarak ifade edebilme, kendisini ifade ederken yazım kurallarını ve noktalama işaretlerini doğru kullanabilme becerileri de ölçülür.

Yazılı yoklamaların en önemli dezavantajı ise az sayıda soru sorulabilmesidir. Çünkü yazılı yoklamalarda sorular uzun uzun cevaplanır ve bu durum da az sayıda soru sorulmasına yol açar. Az sayıda soru sorulması da hem kapsam geçerliğini hem de güvenirliği olumsuz etkiler.

 

5) – Puanlama için ayrıntılı yönergelerin bulunduğu cevap anahtarının kullanılması

-Puanlamayı birden fazla puanlayıcının yapması ve verilen puanların ortalamasının alınması

-Soru soru puanlama ya da  başka bir deyişle bir soruya öğrencilerin tümünün verdiği cevaplar puanlandıktan sonra diğer soruya geçilmesi

-Cevabın değişik bölümlerine verilecek puanların ayrı ayrı belirlenmesi

gibi hususlar yazılı yoklamalarda puanlama güvenirliğini artırmaya yönelik önlemlerdir.

 

6) Sınavlarda “boşluk doldurma” tipi sorularda ders kitabından aynen alınan ifadelerin kullanılması ölçülen özelliğin ezber ve hatırlama düzeyinde kalmasına neden olur.

 

7) İnformal eğitim plânlı ve programlı değildir. Doğal, gelişigüzel ve olumlu ya da olumsuz olarak gerçekleşen, belli bir mekâna bağlı olmayan eğitimdir.

 

8) Örtük Program

Açık ve yazılı olmayan, tasarlanmamış, gizil öğrenmeleri kapsayan, resmî programın dışında olan, yöneticilerin ve öğretmenlerin sözlü ya da sözsüz olarak verdikleri bütün iletilerle oluşan öğrenmeleri kapsayan program türüne örtük program denir. Okul kültürü ve ikliminden kaynaklanan öğrenmeler örtük program kapsamındadır.

NOT: Örtük program ile ekstra program karıştırılmamalıdır. Örtük program plânlı olmaktan çok kendiliğinden oluşan öğrenmeleri kapsayan okul iklimi, öğretmen ve yönetici tutumları ile ortaya çıkan bir program türüyken; ekstra program, resmî programın dışındaki plânlı, sosyal, kültürel, sportif, sanatsal etkinliklerdir. Kısacası örtük program plânlı değilken, ekstra program plânlıdır.

 

9) Eğitim programları uygulanırken uygulandıkları eğitim bölgesinin özellikleri dikkate alınır ve program bu özelliklere göre esnetilebilir. Örneğin; tarımın temel geçim kaynağı olduğu bir bölgede programda öncelikle tarımla ilgili amaçlara öncelik verilmesi buna örnek bir durumdur. Başka bir deyişle eğitim hedefleri belirlenirken toplumsal çevrenin ihtiyaçları da dikkate alınır.

 

9) Eğitim Felsefeleri

-Daimicilik: Değişmeyen, evrensel bir eğitimin savunulduğu, çocuklara ve gençlere dünyanın hem maddi hem de manevi gerçeklerini tanıtacak bilgiler verilmesi gerektiğini, klasik eserlerin eğitimde önemli bir yeri olduğunu savunan eğitim felsefesine daimicilik denir.

-Esasicilik: Konu ve öğretmen merkezli anlayışın hakim olduğu, disiplinin eğitimde önemli olduğunu, ezber, tekrar, alıştırma gibi geleneksel öğretim yöntemlerinin kullanıldığı eğitim felsefesine esasicilik denir. Esasicilik eğitim akımında öğretmen otoritesi önemlidir.

-İlerlemecilik: Eğitim ortamının demokratik olduğu, öğrenme öğretme sürecinde öğretmenin rehber konumda olduğu, eğitim programının öğrencilerin ilgi, ihtiyaç, beklenti ve özelliklerine uygun olması gerektiğini savunan eğitim akımına ilerlemecilik denir. Bilginin kullanımının ve transferinin önemli olduğu bu aklımda yaparak yaşayarak öğrenme ve problem çözme yöntemi esas alınır. Bu akıma göre okul yaşamın kendisi olmalıdır ve bilgi gerçek yaşamla ilişkilendirilerek verilmelidir.

-Yeniden kurmacılık: Öğretmeni ve okulu toplumsal değişimin anahtarı olarak gören bu eğitim akımında eğitim yolu ile toplumsal değişimin sağlanması gerektiği savunulur.

 

10) Öğretim Stratejileri (Buluş – Sunuş Stratejisi)

-Bruner tarafından geliştirilen ve öğrenci merkezli bir strateji olan buluş yoluyla öğretim stratejisinde öğrenciler bilgileri hazır olarak almazlar. Bu stratejide öğrenci adeta bir bilim adamı gibi sorgulayarak, sezgisel düşünme ve keşif yoluyla çözüm üretmeye ve sonuçlara ulaşmaya çalışır. Bu stratejide öğrencilere ulaşacakları sonuçlar önceden söylenmez.

- David Ausubel tarafından geliştirilen ve öğretmen merkezli bir strateji olan sunuş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmenden kavramdan örneğe, genelden özele doğru ilerler. Başka bir deyişle tümdengelim yoluyla ders işler. Bunu şöyle açıklayalım: Öğretmen önce konuyla ilgili genel tanımları ve kavramları sunar daha sonra da konuyla ilgili örnekleri ve ayrıntıları sunar. 

14 Ağustos 2020 Cuma

İstasyon Tekniği Nedir?


Öğretim sürecinde öğrencilerin düşünme becerilerini ve üretkenliklerini geliştirici bazı tekniklere yer verilir. Bu tekniklerden birisi de istasyon tekniğidir. Bu yazımızda istasyon tekniğini açıklayıp bu tekniğin yararlarını ve sınırlılıklarını anlatmaya çalışacağız.

Başlanmış bir işe katkı sunma ya da başlanmış bir işi bitirme amacı taşıyan istasyon tekniğinde her istasyon farklı bir etkinliği içerir. Sınıf gruplara ayrılarak istasyonlar oluşturulur ve istasyonlarda slogan yazma, makale ya da deneme yazma. şiir ya da öykü yazma, şarkı sözü yazma, afiş hazırlama, resim yapma vb. etkinlikler yapılır. İsterseniz bu tekniği örnek bir etkinlikle açıklayalım:

İstasyon Tekniği Örnek Etkinlik: 

Bir Türkçe öğretmeni, dersinde bilim ve teknolojiye yönelik bir metin işleyecektir. Öğretmen, bu kapsamda öğrencilerinin düşünme becerilerini ve üretme özelliklerini geliştirmek amacıyla bir etkinlik düzenlemeye karar verir. Etkinliğin başında öğretmen öğrencilerine "Teknolojinin yararları ve zararları nelerdir?" sorusunu sormuş ve öğrencilerinden bu soruya yönelik düşünmelerini istemiştir. Öğretmen daha sonra sınıfı dört gruba ayırmıştır. Birinci grup konuyla ilgili makale yazmış, ikinci grup öykü yazmış, üçüncü grup resim yapmış, dördüncü grup ise afiş hazırlamıştır. Gruplar verilen sürenin sonunda çalışmalarını kendi sıralarında bırakarak yer değiştirmişler ve çalışmalara birbirlerinin kaldığı yerden devam etmişlerdir. Çalışmanın sonunda ise daha önceden belirlenen istasyon şefleri ortaya konan ürünleri toplamışlar ve sınıfa sunmuşlardır. 

İstasyon tekniğinde gruplar oluşturulurken birbirlerinden farklı özelliklere sahip öğrencilerin bir araya getirilmesine dikkat edilmeli yani başka bir deyişle heterojen gruplar oluşturulmalıdır. İstasyonlardaki çalışma süreleri de çalışmanın konusuna, öğrencilerin seviyesine ve dersin süresine göre belirlenmelidir.

İstasyon Tekniğinin Yararları 

-Öğrenci merkezli bir teknik olduğu için öğrencilerin sürece aktif olarak katılmalarına olanak tanır.
-İstasyon tekniği, öğrencilerin becerilerini sergilemesine olanak tanıdığı için öğrencilerde bulunan özel yeteneklerin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunur.
-Öğrenciler arasındaki iletişimi ve iş birliğini güçlendirir.
-Öğrencilerin düşünme becerilerini ve üretkenliklerini geliştirir. Ortaya bir ürün koyan öğrencilerin olumlu hisler geliştirmesini sağlar.
-Teknik, içerisinde ilgi çekici etkinlikleri barındırdığı için derse katılmak istemeyen öğrencilerin de sürece aktif katılımını sağlar.
-Öğrencilerin farklı zekâ alanlarını kullanmalarına olanak tanır.

İstasyon Tekniğinin Sınırlılıkları 

-Sınıfta gürültülü bir ortam oluşabileceği için etkinliği tüm sınıfa uygulamak mümkün olmayabilir.
-Gruplarda yer alan tüm öğrenciler ortaya konan ürünlere aynı derecede katkıda bulunamayabilir. Başka bir deyişle gruplardaki öğrencilerden bazıları süreçte pasif kalabilirler.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda istasyon tekniğinin yararları ve sınırlılıkları üzerinde durup bu tekniği bir örnek durumla açıklamaya çalıştık. Başka bir yazımızda görüşmek üzere, hoşça kalın.





12 Ağustos 2020 Çarşamba

Kartopu Tekniği Nedir?


Öğrenciler arasındaki iletişimi, etkileşimi ve bilgi paylaşımını artırmak amacıyla uygulanan tekniğe kartopu tekniği denir.

Kartopu Tekniği Nasıl Uygulanır? 

-Önce bir konu ya da problem belirlenir ve öğretmen belirlenen konu veya problem hakkında öğrencilerden öncelikle bireysel olarak düşünmelerini ister.
-Daha sonra ikili gruplar oluşturulur ve iki öğrenci bir araya gelir ve görüşlerini birbirlerine iletirler.
-Sonraki aşamada dörderli gruplar oluşturulur ve ikili gruplarda ortaya konan görüşler dörderli gruplarda değerlendirilir.
-Sonra sekizerli gruplar oluşturularak ortaya konan bilgilerin ve görüşlerin bir kartopu gibi büyümeleri sağlanır.
-"Bilgi paylaştıkça çoğalır." anlayışının hakim olduğu bu teknikte süreç, görüşlerin değerlendirilmesi ve ortak bir karara varılmasıyla tamamlanır.

"Köşeleme ya da Köşelenme Tekniği Nedir?" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 
"Bilişsel Çıraklık Tekniği Nedir?" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Kartopu Tekniği Örnek Etkinlik 

Öğretmen, fen bilimleri dersinde öğrencilerine "Soğan doğrarken neden gözlerimiz yaşarır?" şeklinde bir soru sorar. Öğretmen öncelikle herkesten bunu tek başlarına düşünmelerini ister. Daha sonra ikili gruplar oluşturulur ve iki öğrenci görüşlerini birbirleriyle paylaşır. Sonraki aşamada dörtlü gruplar oluşturularak görüşler karşılaştırılır, sürecin sonunda ise sekizli gruplar oluşturulur ve değerlendirme yapılarak karara varılır.

ÖNEMLİ: Tek kişi (bireysel)-ikişerli grup-dörderli grup-sekizerli grup (Kartopu gibi büyüyor ve bilgi paylaştıkça çoğalıyor.) 

Değerli okurlarımız, bu yazımızda öğrenciler arasındaki etkileşimi ve bilgi paylaşımını artırma amacı taşıyan kartopu tekniği hakkında bilgi verdik. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.

10 Ağustos 2020 Pazartesi

Köşeleme ya da Köşelenme Tekniği Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Öğretim sürecinde sorunlara karşı çözüm ya da çözümler üretmeyi sağlayan bazı teknikler uygulanır. İşte bu tekniklerden birisi de köşeleme tekniği -başka bir deyişle- köşelenme tekniğidir.

Köşelenme tekniğinde ilk olarak bir problem belirlenir ve bu probleme yönelik açıklamalar yapılır. Daha sonra probleme yönelik olası çözüm önerileri belirlenir ve bu çözüm önerileri kartonlara yazılarak sınıfın çeşitli köşelerine asılır. Öğrenciler savundukları çözüm önerisinin bulunduğu köşeye giderler ve aynı köşede toplanan öğrenciler çözüm önerisini neden tercih ettiklerini tartışırlar. Sürecin sonunda gruplar tartışır ve sınıfça ortak bir karara varılır.

Köşelenme Tekniği Örnek Etkinlik 

Bir öğretmen çevre kirliliğini önleme konusunda öğrencileriyle birlikte bir etkinlik yapmak istemiştir. Öğretmen öncelikle öğrencilerine konuyla ilgili çeşitli ön bilgiler vermiş ve öğrencileriyle birlikte soruna yönelik olası çözüm önerilerini belirlemiştir. Belirlenen çözüm önerileri ise şöyledir:
-Çeşitli yollar aracılığıyla (broşür, kitle iletişim araçları vb.) toplumsal farkındalık oluşturulabilir.
-Herkes sorumlu davranıp çevreyi kirletmezse sorun zaten çözülmüş olur.
-Yetkili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilerek iş birliği yapılmalıdır.
Belirlenen bu çözüm önerileri üç ayrı kartona yazılarak sınıfın çeşitli köşelerine asılır. Öğrenciler savundukları çözüm önerisinin yazdığı kartonun önüne giderler. Aynı karton önünde toplanan öğrenciler neden bu çözüm önerisini tercih ettiklerini aralarında tartışırlar ve grupça ortak karar alırlar. Sürecin sonunda ise gruplar tartışır ve sınıfça ortak bir karar alınır.

Görüş geliştirme ve köşelenme tekniği arasındaki fark: Köşelenme tekniği ile görüş geliştirme tekniği birbiriyle karıştırılmamalıdır. Köşelenme tekniğinde öğrenciler belirlenen hazır çözümlere giderlerken, görüş geliştirme tekniğinde ise öğrenciler "katılıyorum", katılmıyorum", "kararsızım" gibi ifadelerin bulunduğu köşelere giderler. Ayrıca görüş geliştirme tekniğinde öğrenciler sonradan görüşlerini değiştirebilme hakkına sahiptirler.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda "köşeleme tekniği" -başka bir deyişle- köşelenme tekniğini açıkladık. Başka bir yazımızda görüşmek üzere, hoşça kalın.

7 Ağustos 2020 Cuma

Bilişsel Çıraklık Tekniği Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Öğrenme-öğretme sürecinde psikomotor becerilerin geliştirilebilmesi için çeşitli öğretim teknikleri uygulanır. Bu öğretim tekniklerinden birisi de bilişsel çıraklık tekniğidir. Bu yazımızda "bilişsel çıraklık nedir?" sorusuna yanıt arayacağız.

Öğrencinin bir uzman gözetiminde bir işe başlaması ve süreçte uzmanın desteğinin yavaş yavaş azaldığı öğretim tekniğine bilişsel çıraklık denir. Bu teknikte amaç; öğrencinin uzman gözetiminde çalışarak çeşitli beceriler konusunda uzmanlaştırılmasıdır.

Bilişsel çıraklığın eğildiği dört boyut vardır. Bunlar; içerik, yöntem, sıralama ve sosyolojidir. Şimdi bunları tek tek açıklayalım:

İçerik: Derse, öğretim etkinliğine konu olan bilgiyi ifade eder. Bu bilgi, alan bilgisini ve gerçek hayat problemlerini ifade eden bilgidir.

Yöntem: Öğrencilere gözlemleme ve keşfetme fırsatının verilmesidir. Öğrenciler uzmanların kullandıkları yöntemleri ve stratejileri izleme imkânı bulur ve sürece katılma fırsatı yakalar.

Sıralama: Öğrenme etkinliklerinin sıralanmasını ifade eder. Öğretim etkinliği belli bir sıraya göre düzenlenir. Süreç basitten karmaşığa doğru -başka bir ifadeyle- artan karmaşıklık ilkesine göre ilerler.

Sosyoloji: Bu boyut, öğrencinin öğrenme etkinliğini bir uzmanı izlemesiyle başlamasını, ancak ilerleyen süreçte uzmanın desteğini yavaş yavaş çekmesini ve belli bir sürenin ardından öğrencinin beceriyi kendi başına gerçekleştirmesini ifade eder.

Örnek: Osmanlı Türkçesi kursunda görev yapan bir kurs eğitmeni, kursiyerlere yazma becerisini kazandırmak için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu eğitmen, harflerin yazılışını öğretirken, kursiyerlere zorlandıkları yerlerde yardım etmekte ve harflerin nasıl yazıldığını sık sık onlara göstermektedir. Yapılan çalışmalar ve alıştırmalar sonucunda kursiyerlerin yazma becerilerinin gelişmesi üzerine kurs eğitmeni onlara verdiği desteği yavaş yavaş çeker ve kursiyerler belli bir zaman sonra yazma etkinliğini kendi başlarına gerçekleştirebilirler.

Bilişsel Çıraklık-Gösterip Yaptırma Farkı 

Bilişsel çıraklık, gösterip yaptırma yöntemiyle karıştırılmamalıdır. Gösterip yaptırma yöntemi, bir işlemin uygulanmasını öğrencilere tüm ayrıntılarıyla aşama aşama gösterip açıklamayı ve daha sonra öğrenci hedeflenen seviyeye gelene kadar alıştırma yaptırarak öğretme yolunu ifade eder. Gösterip yaptırma yönteminde, belli bir süreden sonra uzmanın süreçten desteğini yavaş yavaş çekmesi söz konusu değilken bilişsel çıraklıkta durum tam tersidir. Bilişsel çıraklıkta uzmanın desteğini öğrenciden kademeli olarak çekmesi söz konusudur. 

Değerli okurlarımız, bu yazımızda bilişsel çıraklık tekniğini ele aldık. Yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın.

Bizi twitter hesabımızdan  takip edebilirsiniz.

5 Ağustos 2020 Çarşamba

Görüş Geliştirme Tekniği Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Tüm öğrencilerin bireysel olarak görüşlerini belirttikleri, görüşlerinin gerekçelerini açıkladıkları, istedikleri takdirde görüşlerini değiştirdikleri ve bunun gerekçesini açıkladıkları tartışma tekniğine görüş geliştirme tekniği denir.

Karşıt bakış açılarını içeren bir konunun seçilmesiyle başlayan bu süreçte görsel tutum formları kullanılır. "Kesinlikle katılıyorum", "Katılıyorum", "Kararsızım", "Katılmıyorum" ve "Kesinlikle katılmıyorum" gibi ifadeler beş ayrı kartona herkesin okuyabileceği şekilde yazılır ve bu kartonlar tahtaya ya da sınıfın herhangi bir yerine asılır. Öğrenciler savundukları görüşü belirten kartonun önünde toplanırlar ve neden bu görüşü savunduklarını gerekçeleriyle açıklarlar. İsteyen öğrenciler ise görüşlerini gerekçelerini de belirterek değiştirebilirler.

"Kollegyum Tekniği Nedir?" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Görüş Geliştirme Tekniği Konu Örnekleri 

-Çocuğun okul başarısında ailesinin ve çevresinin rolü büyüktür.
-En etkili ders çalışma yöntemi yazarak çalışmadır.
-Derslerde başarılı olmanın tek yolu bol bol kitap okumaktır.
-Çevre kirliliğinin önlenmesinde toplumsal bilinci sağlamak birinci görevimizdir.
- Hidroelektrik santrallerinin kurulması su kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması için atılacak en önemli adımdır.
-Salgın sürecinde uygulanan uzaktan eğitim faaliyetleri hem öğretmenler hem de öğrenciler açısından oldukça verimli geçmiştir.

Görüş Geliştirme Tekniğinin Yararları 

Bu teknikle öğrencilere;

-Eleştirel bakış açısı geliştirebilme,
-Farklı görüşlere saygı duyma,
-Farklı bakış açıları geliştirme ve bu bakış açılarını görebilme,
-Kanıt bulma,
-Konuşma ve dinleme
gibi beceriler ve tutumlar kazandırılır.

"Konuşma Halkası Tekniği Nedir?" adlı yazımızı BURADAN okuyabilirsiniz. 

Değerli okurlarımız, bu yazımızda "görüş geliştirme tekniği" konusunu ele aldık. Başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.


3 Ağustos 2020 Pazartesi

Konuşma Halkası Tekniği Nedir?


Öğretim sürecinde öğrencilerin sadece akademik beceriler kazanması amaçlanmaz, öğrencilerin diğer becerilerinin de geliştirilmesi amaçlanır. Bu amaçla öğrenme-öğretme sürecinde çeşitli teknikler uygulanır. Bu tekniklerden birisi de konuşma halkası tekniğidir. Bu yazımızda "konuşma halkası tekniği nedir?" ve "konuşma halkası tekniğinin yararları" konusunu ele alacağız. 

Öğrencilerin empati becerilerinin geliştirilmesi, duyguları ve düşünceleri ayırt edebilmeleri, görüş ayrılıklarını görmeleri ve bu görüş ayrılıklarına saygı duymalarını sağlamak amacıyla yapılan tartışma tekniğine konuşma halkası tekniği denir. 

NOT: Bu tanımda anahtar sözcük grubu "empati becerilerinin geliştirilmesi"dir. Bu teknik sorulurken soru kökünde "empati yapma becerisine" mutlaka değinilir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da sınavlarda "empati" kavramı direkt olarak verilmeyebilir. Bu ifade soruda "öğrencilerin kendisini başkasının yerine koyarak o kişinin ne hissettiğini ve düşündüğünü anlaması" olarak geçebilir. 

Konuşma halkası tekniği, sınıfın geniş bir daire oluşturacak şekilde düzenlenmesiyle başlar ve konuşma sırasını belirtecek bir cismin seçilmesiyle devam eder. Bu cisim, küçük sünger bir top ya da bir silgi olabilir. Öğrencilere bir olayın, bir öykünün ya da bir görsel unsurun sunulmasıyla sürece devam edilir ve bunlarla ilgili öğrencilere çeşitli sorular yöneltilir. Öğrencilerden konuşmak isteyenler sırayla seçilen cismi eline alır. Bu teknikte gönüllülük esastır, cismi alan öğrenci konuşmak istemezse konuşması için zorlanmaz ve sıra yanındaki arkadaşına geçer. Sürecin sonunda ise özet ve değerlendirme yapılır. 

Örnek Etkinlik: Bir Türkçe öğretmeni dersinde öğrencilerinin bazı duyguları anlayabilme becerilerini geliştirmek için sınava geç kalan bir öğrencinin yaşadıklarını anlatan kısa bir filmi öğrencilerine izletir. Daha sonra öğrencilerinden, filmdeki karakterin yerine kendilerini koymalarını ister. Öğretmen bu bağlamda öğrencilerine; 
-Sizce ...... ne hissetmiştir?
-Sizce ...... ne düşünmüştür? 
şeklinde sorular yöneltir. 

Konuşma Halkası Tekniğinin Yararları 

-Öğrencilerin empati yapma becerisini geliştirir. 
-Öğrencilerin duyguları ve düşünceleri ayırt edebilmelerini sağlar. 
-Öğrencilerin görüş farklılıklarını görmelerini ve bu görüş farklılıklarına saygı duymalarını sağlar. Ayrıca bireylere farklı bakış açıları da kazandırır. 
-Öğrencilerin iletişim kurma becerilerini geliştirir. Onların birbirleriyle doğru ve sağlıklı iletişimde bulunmalarına katkıda bulunur. 
-Öğrencilerin karar verme becerilerini geliştirir. 

Değerli okurlarımız, bu yazımızda bir tartışma tekniği olan, öğrencilerin empati yapma becerisini geliştiren, onlara bazı duyguları anlayabilme olanağı sunan konuşma halkası tekniğini ve bu tekniğin yararlarını ele aldık. Yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın. 




30 Temmuz 2020 Perşembe

Kollegyum Tekniği Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Günümüz eğitim anlayışında bilgiye ulaşmanın ve bilgiyi kullanmanın en önemli yollarından birisi de tartışma yöntemidir. Öğrenilenleri tekrar etme ve bilgileri pekiştirme amaçlı da kullanılan tartışma yöntemi, içerisinde çeşitli teknikleri de barındırır. İşte bu tekniklerden birisi de kollegyum tekniğidir. Bu yazımızda "kollegyum tekniği nedir?" sorusuna yanıt arayacağız.

3-5 kişiden oluşan iki grubun olduğu kollegyum tekniğinde bir uzman grubu yani kaynak grup, bir de öğrenci grubu yani tartışma grubu vardır.

Zıt Panel-Kollegyum Farkı: Kollegyum tekniği diğer bir tartışma tekniği olan zıt panel tekniği ile karıştırılmamalıdır. Zıt panel tekniğinde soru grubu ve cevap grubu varken kollegyum tekniğinde uzman grup ve öğrenci grubu vardır.

Kollegyum Tekniği Nasıl Uygulanır? 

-Öğrenci grubu seçilen konuyla ilgili sunumunu yapar, çeşitli tartışmalarda bulunur. Görüş ayrılığı yaşanan ve belirsizliğin olduğu yerlerde uzman gruba danışılır.
-Uzman grup, seçilen konuyla ilgili deneyim sahibi kişi veya kişilerden oluşur.
-Uzman grubu belirsizliklerin giderilmesi ve çözüm üretilmesi amacıyla açıklamalarda bulunur.
-Sürecin sonunda dinleyici öğrenciler de soru sorabilirler ve görüş belirtebilirler.

NOT: Bu teknikte sınıfa alanında uzman ve deneyimli kişilerin getirilmesi öğretim ilkelerinden somuttan soyuta ilkesine hizmet eder. Ayrıca uzman ve deneyimli kişiler yoluyla öğrenciler bilgiyi birincil bilgi kaynaklarından elde etmiş olurlar.

"Birincil Bilgi Kaynakları Nelerdir?" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Örnek Etkinlik: Bir köy okulunda öğretmen öğrencileriyle birlikte "Sağlıklı Yaşam" konulu bir etkinlik yapmak ister. Bu amaçla köyde görev yapan doktoru uzman kişi olarak okula davet eder. Doktor, uzman grubu temsil ederken, ikinci grup ise öğrencilerden oluşturulur. Öğrenci grubu sunumunu yapar ve görüş ayrılıklarının yaşandığı ve belirsizliklerin olduğu yerlerde uzman kişiye soru sorar. Uzman kişi olan doktor ise çözüm üretmek amacıyla açıklamalar yapar ve sınıfı bilgilendirir. Sürecin sonunda dinleyici öğrenciler de soru sorup görüş belirtebilirler.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda tartışma tekniklerinden kollegyum tekniğini ele aldık. Yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın.

29 Temmuz 2020 Çarşamba

Proje Yöntemi ya da Proje Tabanlı Öğrenmenin Yararları ve Sınırlılıkları

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Günümüz eğitim anlayışında bilgiyi keşfetme, kullanma, transfer etme, yeniden düzenleme ve bu yolla öğrenilenlerin kalıcılığını sağlama oldukça önemlidir. Biz de bunun bilincinde olarak bu yazımızda günümüz eğitim anlayışının bu amacına hizmet eden proje yöntemini ele alacağız. Bu bağlamda bu yazımızda;

-Proje yöntemi nedir?
-Proje tabanlı öğrenme yöntemi nedir?
-Proje temelli eğitim nedir?
-Proje tabanlı öğrenmenin dezavantajları nelerdir?
sorularına yanıt arayacağız.

John Dewey, Bruner ve Kilpatrick tarafından geliştirilen, ilerlemeci eğitim anlayışına, pragmatik felsefeye ve günümüzün eğitim anlayışı olan yapılandırmacı yaklaşıma uygun olan proje yöntemi ya da diğer bilinen adıyla proje tabanlı öğrenme, öğrencilerin bireysel ya da grup olarak disiplinlerarası ilişkiler kurma yoluyla gerçek yaşam konularına ilişkin bir sorun ya da senaryo üzerine problem çözme ve ürün ortaya koyma etkinliğidir.

Proje Yönteminin Özellikleri  

-Proje tabanlı öğrenmede, öğrenme ezberlemeye dayalı gerçekleşmez. Öğrencinin bilgiyi keşfetmesi, oluşturması, yeniden düzenlemesi ve transfer etmesi amaçlanır.
-Proje tasarıları gerçek yaşama dönüktür. Gerçek yaşam problemleri ele alınır.
-Öğretmen rehberdir. Öğrenci, öğretmenin rehberliğinde bilgi kaynaklarına ulaşarak bilgileri keşfeder ve yeniden yapılandırır.
-Öğrencinin sorgulayarak öğrenmesini sağlayan bu yöntemde öğrenciler deneyimleri üzerinden öğrenirler.
-Öğrenci merkezli olan proje tabanlı öğrenme öğrencilerin çeşitli zihinsel becerilerini kullanarak bilgiye ulaşmasını sağlar.
-Öğretmen ve öğrenciler planlamayı ve değerlendirmeyi birlikte yaparlar.

NOT: Projeler, kısa süreli de olabilir uzun süreli de olabilir. Yani bir proje birkaç saatlik de olabilir, ayları ya da bir dönemi de kapsayabilir. Projenin sonunda özgün ve somut ürünler ortaya konur ve sergi, drama, rapor vb. yollarla sınıfla paylaşılır.

DİKKAT: Sürecin sonunda özgün ve somut bir ürün ortaya koyma ve bu ürünü çeşitli yollarla paylaşma proje yöntemini benzer yöntemlerden ayıran en önemli özelliktir. 

-Proje, okulda başlayan ve okul dışında günlük hayata taşınarak devam eden bir yöntemdir.
-Projede yer alan problemler okul içi ve okul dışı faaliyetler yoluyla disiplinlerarası ilişki kurularak ve bilimsel yol izlenerek çözülür.

Projede Yer Alan Problem Durumlarında Bulunması Gereken Özellikler 

-Günlük hayata dönük olmalıdır.
-Öğrencinin seviyesine uygun olmalı ve öğrenciyi güdülemelidir. Ayrıca öğrencinin ilgisini de çekmelidir.
-Dersler arası başka bir deyişle disiplinlerarası ilişki kurmaya uygun olmalıdır.
-Birden fazla çözüm yolunu içermelidir.
-Bilimsel yöntemin kullanılmasına müsait olmalıdır.
-Bireysel ve grupla çalışmaya uygun olmalıdır.
-Zihinsel becerileri kullanmaya ve geliştirmeye uygun olmalıdır.
-Bireyi farklı kaynaklardan araştırma yapmaya yönlendirmelidir.
-Farklı zekâ alanlarını kullanmaya yönelik olmalıdır.

Proje Yönteminin / Proje Tabanlı Öğrenmenin Yararları 

-Projede yer alan sorunlar gerçek yaşama dönük olacağı için öğrencilerin yaşam becerilerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır.
-Eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, bilimsel düşünme, neden-sonuç ilişkisi kurma, problem çözme gibi zihinsel becerilerin gelişmesini sağlar.
-Öğrenciye bilgiyi kullanma ve transfer etme olanağı tanıdığı için öğrencilerin elde ettikleri bilgileri günlük yaşamda test etme olanağı tanır.
-Bireysel ve grupla çalışma becerisi ve alışkanlığı kazandırır.
-Öğrencilerin farklı zekâ alanlarını kullanmasına olanak tanır ve bu zekâ alanlarının gelişimine katkıda bulunur.
-Öğrencilerin deneyimleyerek öğrenmesine olanak tanıdığı için öğrenilenlerin kalıcılığını sağlar.

Proje Tabanlı Öğrenmenin Dezavantajları / Sınırlılıkları 

-Projeyi tamamlamak uzun bir süreci gerektirebilir. Başka bir deyişle bu yöntem zaman alan bir yöntemdir.
-Öğrencinin ilgisini çekecek ve onu güdüleyecek proje konusu bulmak zor olabilir ve bu konuda sıkıntılar yaşanabilir.
-Proje çalışmalarında gerekli denetim ve gözetimin yapılması zordur, büyük bir çaba gerektirir.
-Gerekli denetimin ve gözetimin sağlanamadığı durumlarda çeşitli problemler ortaya çıkabilir.
-Etkili bir rehberlik yapılamadığı takdirde konudan sapmalar görülebilir.
-Bilgi düzeyindeki hedefler için uygun değildir.
-Bu yöntemi her ders ve konuda uygulamak mümkün olmayabilir.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda proje yöntemini açıkladık. Başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.




28 Temmuz 2020 Salı

Zıt Panel Tekniği Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

İşlenen konuların tekrarına ve elde edilen bilgilerin pekiştirilmesine dayanan tartışma tekniğine zıt panel tekniği denir. Tekrar ve pekiştirme amaçlı olan bu tartışma tekniğinde yeni fikirlerin ortaya çıkması ve çeşitli yanılgıların giderilmesi de amaçlanır. Zıt panel tekniğinde öğretmen soru grubu ve cevap grubu olmak üzere iki grup oluşturur.

Zıt Panel Tekniği Nasıl Uygulanır?

-Önce öğretmen sınıfı soru ve cevap grubu olmak üzere ikiye ayırır.
-Her gruba bir başkan (lider) seçilir.
-Hazırlık süreci için 15-20 dakika kadar bir süre verilir ve bu süre içinde soru grubu işlenen konuyla ilgili sorular yazar, cevap grubu da sorulması olası sorulara tahmini cevaplar yazar.
-Hazırlık sürecinin ardından soru grubu soru sorar ve cevap grubu soruları cevaplar. Bu süreç tartışma havasında geçer ve süreç tamamlanır.
-Daha sonra gruplar rolleri değiştirir. Soru grubu cevap, cevap grubu da soru grubu rolünü üstlenir ve süreç tekrarlanır.
-Etkinliğin sonunda süreç değerlendirilir. Elde edilen sonuçlar özetlenerek rapor haline getirilir.

Zıt Panel Konu Örnekleri / Zıt Panel Tekniğine İlişkin Etkinlik Önerileri 

-Bir öğretmen, dersinde doğal kaynakların verimli kullanımı konusunda etkinlik yaptırmak için öğrencileri iki gruba ayırır. Gruplardan birini soru grubu diğerini ise cevap grubu olarak görevlendirir. Gruplara gerekli hazırlıkları yapması için 15-20 dakika süre verir ve etkinliği başlatır.

-Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Oğuz Atay'ın hayatını ve edebi kişiliğini işleyen bir öğretmenin sınıfı soru soran ve cevap veren şeklinde iki gruba ayırıp etkinlik yaptırması...

NOT: Zıt panel tekniği ile panel tekniği karıştırılmamalıdır. Panel, bir başkan ve sayıları 5-6 kadar olan katılımcıların bir konunun alt boyutlarını ve farklı boyutlarını tartıştığı ve diğer bireylerin dinlediği bir tartışma tekniğidir. Zıt panel tekniğinde ise soru ve cevap grubu olmak üzere iki grup vardır.

Zıt Panel Tekniğinin Yararları 

1) Öğretmenin rehber olduğu bu teknik öğrencinin öğretim sürecine etkin katılımını sağlar.
2) İşlenen konuları tekrar etme olanağı tanır ve bilgiler bu sayede pekiştirilir.
3) Öğrencilerin kendilerini ifade etmesini sağlayan bu teknik ifade becerisini geliştirir.
4) Sorulan sorular dolayısıyla öğrencileri düşünmeye sevk eder.
5) Yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar.
6) Çeşitli yanılgıların giderilmesinde rol oynar.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda "zıt panel nedir?" sorusuna yanıt aradık ve zıt panel tekniğinin yararlarından bahsettik. Başka bir yazımızda görüşmek üzere...


27 Temmuz 2020 Pazartesi

Aktif Öğrenme Modeli Nedir? Aktif Öğrenmenin Yararları Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Günümüzün eğitim anlayışı olan yapılandırıcı yaklaşım ya da başka bir deyişle yapılandırmacı yaklaşım öğrencinin aktif olduğu, öğrenme sorumluluğunu üstlendiği ve zihinsel becerilerini etkin olarak kullandığı bir öğretim sürecini savunur. İşte tam da burada akıllara gelen ilk eğitim modellerinden birisi de aktif öğrenme modelidir. Biz de bunun bilincinde olarak bu yazımızda "aktif öğrenme modeli nedir?", "aktif öğrenmenin yararları nelerdir?" sorularının yanıtlarını arayacağız.

Aktif öğrenme, "etkin katılım" ve " ezbersiz eğitim" ilkelerine dayanan, öğrenenin öğrenme sorumluluğunu üstlendiği ve bu süreçte bazı kararlar alabildiği, öz düzenlemeler yapabildiği, karmaşık işleri çözebilmek için zihinsel becerilerini kullandığı bir öğrenme modelidir. Öğrenci bu süreçte bilginin pasif alıcısı değildir ve bilgiyi konuşarak, düşünerek, yazarak, soru sorarak, ilişki kurarak, tartışarak ve problem çözerek üretir ve bu ürettiği bilgileri günlük yaşamında da kullanır.

Geleneksel eğitime baktığımızda ezbere dayanan bir öğretim sürecinin hakim olduğunu görürüz. Geleneksel eğitimde, öğretmen bilgiyi aktarır, öğrenci ise bilgiyi hazır olarak alır. Ancak aktif öğrenme modeli bu anlayışa tamamen karşı olup öğrencinin bilgiyi, merak, deneyimlerde bulunma, iş birlikli çalışma, araştırma ve uygulama yapma gibi yollarla üretmesini savunur. Bu modelde öğrenci, öğretim sürecinin merkezindedir ve bilgi kaynaklarına öğretmenlerinin rehberliğinde ulaşarak ve iş birliği içinde çalışarak ortak bilgi üretmek konusunda beceri ve yeterlik kazanırlar.

Aktif Öğrenmenin Yararları 

-Bu öğrenme modeli, öğrenmeyi öğrenmeye ve iş birliği yapmaya olanak sağlar.
-Öğrencilerin gruba ait olma, güven duyma, özdenetim sahibi olma, duyarlı olma gibi becerilerini geliştirir.
-Bu model öğrencilerin enerjilerini etkili kullanmasını sağlar.
-Bu modelde, öğretmenlerinin rehberliğinde söz sahibi olabilen öğrenciler karar almayı öğrenirler.
-Öğrencilerin öz düzenleme becerisini geliştirir. Öz düzenleme; öğrencilerin neleri öğrenemediğini tespit etmesi, öğrenme sürecinde zamanı nasıl kullanacağını bilmesi ve bütün bunlara yönelik kararlar almasını ifade eden bir kavramdır. Ayrıca öğrenci bu beceriye göre neyi, nasıl ve hangi yollarla öğreneceğine de karar verir.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda aktif öğrenme modelini ve aktif öğrenmenin yararlarını açıklamaya çalıştık. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.

24 Temmuz 2020 Cuma

Bedensel Zekâsı Baskın Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Gardner'ın geliştirdiği çoklu zekâ kuramına ait bir diğer zekâ türü de bedensel zekâ başka bir deyişle kinestetik zekâdır. Bu yazımızda bedensel zekâyı ele alıp bu zekâsı baskın olan insanların özelliklerini açıklamaya çalışacağız.

Matematiksel zekâ ile ilgili yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Bedensel/Kinestetik Zekâ Neyi İfade Eder?

Bedensel zekânın bir insanda baskın olması hız, esneklik, denge, çeşitli el becerileri ve koordinasyon konusunda başarılı olmayı ifade eder. Duygu ve düşünceleri ifade etmede beden dilini ve vücudu iyi kullanma becerisidir. Sporcular, dansçılar, balerinler, tiyatrocular, pilotlar, şoförler ve cerrahlar bu zekâyı etkin bir şekilde kullanan meslek gruplarıdır.

Bedensel zekâsı baskın olan insanlar; 

1) Yukarıda da söylediğimiz gibi el becerisi gerektiren işlerde, hız, denge, esneklik ve koordinasyon gerektiren etkinliklerde başarılıdırlar.
2) Duygularını ve düşüncelerini ifade ederlerken ellerini ve kollarını sıkça kullanırlar.
3) Uzun bir süre aynı yerde kalamazlar ve oldukça hareketlidirler. Başka bir deyişle hareketli olmayı severler.
4) Jimnastik, atletizm vb.sporlarda ve dans etme konusunda başarılıdırlar. Spor yapmayı çok severler ve birden fazla spor dalında başarılı olabilirler.
5) Yaparak-yaşayarak öğrenmeye daha yatkındırlar. Gördükleri nesneleri dokunarak incelerler ve gördüklerinden, söylenenlerden çok yapılanları hatırlarlar.
6) Psikomotor becerileri gerektiren etkinliklerde bulunmayı severler ve psikomotor beceriler konusunda oldukça yeteneklidirler.
7) Harekete dayalı oyunlar, rol yapma, drama, gösterip yaptırma gibi etkinliklerde yer almaktan keyif alırlar. Taklit yetenekleri üst düzeydedir.
8) Vücut hareketlerini kontrol edebilme becerisine sahiptirler ve yapılması zor görünen akrobatik hareketleri kolayca yapabilirler.

Görsel zekâ ile ilgili yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Bedensel zekânın geliştirilmesi mümkündür. Çocuklara rahatlıkla hareket edebilecekleri güvenli ortamların sunulması bedensel zekâyı geliştirebilmek için yapılabilecek en iyi uygulamadır. Hareket açısından uygun ortamı bulan bir çocuk, kinestetik zekâsını çeşitli oyunlar ve spor faaliyetleri aracılığıyla geliştirme imkânı bulur.

Yazımız burada sona eriyor. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.

23 Temmuz 2020 Perşembe

Örnek Olay Yönteminin Yararları ve Sınırlılıkları

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Günümüz eğitim anlayışının önem verdiği konulardan birisi de öğretim yöntemlerinin öğrenci merkezli olması ve öğrencinin güdülenmesini sağlayıcı nitelikte olmasıdır. İşte bu yöntemlerden birisi de örnek olay yöntemidir. Sizlere bu yazımızda örnek olay yönteminin yararlarından ve sınırlılıklarından söz edeceğiz.

Örnek olay yönteminde, verilen olay öğrencilerin anlayabileceği düzeyde, günlük hayatla bağlantılı, dersin kazanımlarına ve öğrenci seviyesine uygun olmalıdır. Örnek olayda sunulan problemlerin gerçek veya gerçeğe yakın bir problem durumu olması oldukça önemlidir. Çünkü bu yöntemin amaçlarından birisi öğrencileri gerçek hayatta karşılaşacakları problemlere hazırlamaktır. Başka bir deyişle bu yöntem öğrenciye gerçek hayatın kapılarını aralar. Ortaya konan problem durumunun farklı çözüm yollarını içermesi, merak uyandırıcı ve ilgi çekici olması ve öğrenciler için anlamlı olması önemlidir.

Peki, örnek olay yöntemi nasıl uygulanır? Bu sorunun cevabını verelim:

1) Yaşanmış bir olay, bir anı, internette yer alan bir video ya da gazete, dergi ve televizyonlarda yer alan bir haber, örnek olay olarak sınıfa getirilir. Bu olaylar, öğrencilere yazılı, sözlü veya görsel olarak sunulabilir.
2) Öğrenciler örnek olayı dinlerler, izlerler veya okurlar.
3) Bu aşamada öğrenciler olayı anlamaya çalışırlar.
4) Öğrencilere örnek olayda yer alan soruna ilişkin çeşitli sorular yöneltilir ve öğrencilerin düşünmeleri sağlanır.
5) Öğrenciler sorunun çözümüne ilişkin çeşitli önerilerde bulunurlar.
6) Sunulan çözüm önerileri analiz edilerek örnek olay yeniden yazılır.

Örnek Olay Yönteminin Yararları 

1) Öğrencilere sunduğu gerçek veya gerçeğe yakın problem durumlarıyla onları gerçek hayata hazırlar.
2) Öğrenci merkezli olan bu yöntem öğrencilerin motive olmasını ve derse etkin katılımlarını sağlar.
3) Öğrenilen bilgilerin, becerilerin, ilke ve kavramların uygulanmasını sağlayan bu yöntemde öğrenmelerin kalıcılığı yüksektir.
4) Eleştirel düşünme, neden-sonuç ilişkisi kurma, analiz etme, problem çözme, empati yapma, karar verme gibi becerilerin geliştirilmesinde etkilidir.

Örnek Olay Yönteminin Sınırlılıkları 

1) Kalabalık sınıflarda uygulanması zordur ve uygulaması zaman alan bir yöntemdir.
2) Dersin kazanımlarına uygun ve istenilen nitelikte bir olayın bulunması her zaman mümkün olmayabilir.
3) Bu yöntemin doğasında tartışma da vardır. Tartışma sırasında konudan sapmalar yaşanabilir ve gürültülü bir ortam oluşabilir.
4) Seçilen örnek olaylar bazen öğrencinin seviyesine uygun olmayabilir.

Örnek Olay Yöntemine İlişkin Etkinlik Önerileri 

-"Çevre kirliliği" ile ilgili sınıfa bir haber yazısının getirilmesi ve bu haber yazısının yöneltilen sorulara göre sınıfça analiz edilmesi
-"Küresel ısınma ve sonuçları" ile ilgili kısa bir video izleten öğretmenin öğrencilerinden küresel ısınmanın getirdiği olumsuz sonuçları analiz ederek değerlendirmelerini istemesi.

Değerli okurlarımız, sizlere bu yazımızda öğrenci merkezli çağdaş bir yöntem olan ve öğrencinin derse etkin katılımını ve öğrenilenlerin kalıcılığını sağlayan örnek olay yönteminden söz ettik. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler...


21 Temmuz 2020 Salı

Anlatım Yönteminin Yararları ve Sınırlılıkları

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Öğretmen merkezli olup, geleneksel öğretim yöntemleri arasında yer alan, temelinde bilgi aktarımının olduğu, öğretmenin bilgileri sözlü yolla öğrencilere sunduğu yönteme anlatım yöntemi denir. Anlatım yönteminin yararları ve sınırlılıkları da vardır. Önce yararlarından başlayalım:

Anlatım Yönteminin Yararları 

1) Uygulanması kolay olan ve maliyet gerektirmeyen bu yöntem kısa sürede çok sayıda bilgi aktarımına uygundur.
2) Kalabalık gruplarda kullanılabilen bu yöntem dersin her aşamasında kullanılabilir (giriş-geliştirme-sonuç).
3) Bilişsel, duyuşsal ve psikomotor hedeflerin basit düzeyde kazandırılmasında etkili olan bu yöntemde dinleyiciler işlenen konuyla ilgili organize bilgi kazanırlar.
4) Öğretmenin konuştuğu, öğrencinin de dinleyip not aldığı bu yöntem öğrencilerin not alma becerilerini de geliştirir.
5) Anlatım yönteminde bilgilerin öğretmen tarafından iyi düzenlenmesi çok önemlidir. Çünkü öğrenciler iyi düzenlenmiş bilgiler sayesinde kavram yanılgılarına düşmezler.
6) İşiterek öğrenen öğrenciler için uygun olan bu yöntem gezi, proje, gözlem, örnek olay, problem çözme vb. öğretim yöntem ve tekniklerinin yanında da kullanılabilir.
7) Soyut bilgilerin öğretilmesinde de işlevsel bir yöntemdir. Öğretmenin anlattığı konuyu örnekler ve görsellerle desteklemesi soyut bilgilerin somutlaştırılmasını sağlar.
8) Anlatım yöntemi ekonomiklik ilkesine uygun bir yöntemdir. Çünkü zaman ve maliyet açısından uygundur ve kalabalık gruplarda kısa bir zaman diliminde çok sayıda bilgi aktarımına olanak tanır.

  Öğretim ilkeleriyle ilgili yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Not: Bu yöntemde amaç, bilginin sistemli bir şekilde kısa sürede öğrencilere aktarılmasıdır.

Anlatım Yönteminin Sınırlılıkları 

1) Günümüz eğitim anlayışının en önemli hedeflerinden birisi de öğretme-öğrenme sürecinin bireysel farklılıklara göre yapılandırılmasıdır. Bu yöntemin sınırlılıklarından birisi bireysel farklılıklara cevap vermemesidir.
2) Öğrencilerin derse ilgisi ve katılımları düşüktür. Çünkü öğrenciler bu yöntemde pasif dinleyici konumundadırlar.
3) Öğrencileri ezbere ve hazırcılığa iten bu yöntem öğrencilerin üst düzey zihinsel becerilerini geliştirmez.
4) Günümüz eğitim anlayışının bir diğer hedefi de öğrencinin öğrenme sorumluluğunu üstlenmesini sağlamaktır. Ancak bu yöntem öğrenciyi ezbere ve hazırcılığa ittiği için öğrenciyi öğrenme sorumluluğundan uzaklaştırır.
5) İşitme duyusuna hitap eder ve görsel, yaparak-yaşayarak öğrenen öğrenciler için uygun değildir.
6) Elde edilen bilgileri günlük hayatta kullanma olasılığı oldukça düşüktür.

Yazımızı bitirmeden şunları da belirtelim: Sınıf düzeylerine göre anlatım süresinin ayarlanması, içeriklerin basitten karmaşığa, somuttan soyuta doğru düzenlenmesi, anlatılan konunun çok sayıda örnekle somutlaştırılması, anlatımın görsel unsurlarla zenginleştirilmesi, soru-cevap tekniğinden yararlanılarak öğrencilerin düşünmeye sevk edilmesi bu yöntemin etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak ilkelerdir.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda anlatım yönteminin yararlarını ve sınırlılıklarını anlatmaya çalıştık. Herkese huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.

20 Temmuz 2020 Pazartesi

Kısa Sürede Çok Sayıda Fikir Üretmenin Anahtarı: Beyin Fırtınası Tekniği


İster şirket toplantısı ister sınıf ortamı... Ortam ne olursa olsun, çok kısıtlı süreniz olduğunu düşünün ve çeşitli fikirlere ihtiyacınız var. İşte tam burada devreye beyin fırtınası tekniği giriyor.

Belli bir problem çözümünde grupça iş birliğine dayalı düşünmeyi gerektiren, sorunlara özgün ve değişik çözümler getirmek ve hayal gücünün kullanılmasıyla düşünce üretmek amacıyla kullanılan bir tekniktir beyin fırtınası tekniği. Bu teknik kısa sürede çok sayıda fikir ve öneri toplamayı amaçlar.

Beyin fırtınası, ilk defa Osborn isimli bir reklamcı tarafından kullanılmıştır. Osborn'un amacı yeni ürünlere yeni isim ve slogan bulmaktı.

Beyin fırtınası tekniği, sorunlara alışılmışın dışında özgün ve ilginç çözümlerin bulunmasını sağlayan bir tekniktir. Kişinin paylaşım ve iletişim becerilerini geliştiren bu teknik hazırlık, fikir üretme ve fikir değerlendirme olmak üzere üç aşamadan oluşur:

1) Hazırlık: Bu aşamada fikirlerin belirtilmesi için zaman sınırı belirlenir. Uygulamanın kısa bir zaman diliminde (5-15 dakika) yapılması yararlı olacaktır. Ayrıca bu aşamada sorun tahtaya yazılır.

2) Fikir üretme aşaması: Bireylerden ilginç, yeni ve özgün fikirlerin alındığı aşamadır. Bu aşamada katılımcılarda var olabilecek gerilim azaltılmalı, özgür, güvenilir ve demokratik bir ortam oluşturulmalıdır. Bireyler fikirlerini rahatça ifade edebilmelidir. Ayrıca bireyler fikirleri için ayıplanmamalı ve yargılanmamalıdır. Aktif katılımın sağlanması da önemlidir.

3) Fikir değerlendirme aşaması: Fikirlerin oylama ya da puanlama yoluyla önem sırasına konduğu ve çözüm önerilerinden seçimlerin yapıldığı aşamadır. Seçimler bir veya birkaç kişi tarafından değil, tüm katılımcıların fikirleri ve onayı alınarak yapılır.  

Beyin Fırtınası Tekniği Nasıl Uygulanır? 

1) Konu veya sorun tahtaya yazılır ve süre belirlenir. (hazırlık)
2) Bireylerin fikirlerini özgür ve rahat bir ortamda eleştiri ve yargılama olmadan söylemeleri sağlanır. (fikir üretme aşaması)
3) Ortaya çıkan öneriler veya fikirler, seçilen bir yazıcı tarafından tahtaya yazılır. (fikir üretme aşaması)
4) Öneriler ve fikirler oylama ya da puanlama yoluyla önem sırasına konur ve çözüm önerisi ya da önerileri tespit edilir. (fikir değerlendirme aşaması)

Beyin Fırtınası Tekniğinin Uygulanışı Konusunda Öneriler 

Bu teknikten fayda sağlayabilmemiz için mümkün olduğunca çok fikir üretilmesini ve ilginç, gülünç fikirlerin ortaya çıkmasını özendirmemiz gerekir. Çünkü ortaya çıkan bir fikir -gülünç de olsa- yeni ve önemli bir fikrin ortaya çıkmasına neden olabilir. Başka bir deyişle bireylere fikir üretme konusunda ilham kaynağı olabilir. Fikir üretme aşamasında eleştiri yapmaktan ve bireyleri yargılamaktan kaçınmak gerekir. Üretilen fikirlerin herkesin görebileceği bir yere yazılması da önemlidir.

Beyin Fırtınası Tekniğinin Sınırlılıkları 

-Psikomotor becerilerin geliştirilmesi için uygun bir teknik değildir.
-Uygulama sırasında seçilen konudan sapma ihtimali oldukça yüksektir.
-Fikir üretme aşamasında beklenen verim alınamayabilir. Çünkü benzer fikirlerin ortaya çıkması mümkün olabilmektedir.
-Bu tekniğin amacı sorun çözmektir ancak her zaman sorun çözülemeyebilir.

Öğretim Sürecinde Hangi Konular Seçilebilir? 

Bu teknik öğretim sürecinde sıklıkla uygulanabilecek bir tekniktir. Ancak konu seçilirken dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Seçilecek konu veya sorun öğrencilerin gelişim özelliklerine ve ilgi düzeylerine uygunluk göstermelidir. Peki hangi konular seçilebilir? Biraz örnek verelim:

-Herkes aynı fikirlere sahip olsaydı neler olurdu?
-Su olmasaydı neler olurdu?
-İnternet olmasaydı bilgilere hangi yollarla ulaşabilirdik?
-Küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için neler yapılabilir?
-Çevre kirliliğini önlemek için neler yapabiliriz?

Değerli okurlarımız, bu yazımızda beyin fırtınası tekniğini, bu tekniğin uygulanışını ve beyin fırtınası tekniğinin sınırlılıklarını ele aldık. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyoruz.

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Gagne'nin Öğretim Durumları Modelinin Basamakları Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Öğretim sürecinin verimli geçmesi şüphesiz hepimizin ortak isteği ve amacıdır. Bir öğretim sürecinin verimli geçebilmesi için de çeşitli basamakları neredeyse kusursuz bir şekilde planlamamız gerekir. Bu yazımızda öğretim sürecini daha verimli hale getirebilmek adına Gagne'nin öğretim durumları modelinin basamaklarını ele alacağız.

Gagne'nin öğretim durumları (etkinlikleri) modeliyle ilgili daha önce yayınladığımız yazıya BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Şimdi bu basamakları tek tek açıklayalım:

1) Dikkat çekme: Öğretme-öğrenme sürecinin belki de en önemli basamağı dikkat çekme basamağıdır. Öğrenci, ilgisini ve dikkatini çekmeyen hiçbir dersi ve konuyu dinlemez, dinlemek istemez. Konuyu daha ilginç ve ilgi çekici hale getirmek başarının anahtarıdır. Bu aşamada öğrencinin dikkatini çekmek ve ilgisini canlı tutmak amacıyla derse bir örnek olayla başlama, konuyla ilgili anı, hikâye, fıkra anlatma, öğrencilere çeşitli görseller sunma gibi etkinlikler yapılabilir.

Örnek: "Doğa ve Evren" temasıyla ilgili bir metin işleyecek olan bir Türkçe öğretmeninin dersine bu konuyla ilgili haber yazıları ve çeşitli resimlerle başlaması. 

2) Öğrenciyi hedeften haberdar etme: İşlenecek konunun ve ulaşılacak hedeflerin öğrencilere dersin başında söylendiği bölümdür. Ulaşılacak hedefleri öğrenen öğrenci derse ve konuya karşı daha çok motive olur.

Örnek: Bir matematik öğretmeninin dört işlemle problem çözmenin öğrencilere sağlayacağı yararları ve bu becerinin gündelik hayatta nerelerde kullanılacağını anlatması. 

3) Ön bilgileri hatırlatma: Bu aşamada daha önce öğrenilen bilgiler öğrencilere hatırlatılır ve bu bilgilerle yeni öğrenilecek bilgiler arasında ilişkilendirmeler yapılır. 

Örnek: Bir Türkçe öğretmeninin isim ve fiil cümleleri konusunu anlatmadan önce isim ve fiil kavramlarının ne demek olduğunu öğrencilere anlatması. 

4) Uyarıcı materyalleri sunma (Asıl konuyu/yeni konuyu anlatma): Öğrencilerin derse dikkatleri çekildikten ve güdülenmeleri sağlandıktan sonra dersin asıl konusu ile ilgili materyallerin öğrencilere sunulduğu basamaktır. Başka bir deyişle öğrencilere yeni konunun anlatıldığı basamaktır. 

Örnek: Türkçe dersinde "Cümle Türleri" konusunun anlatılmaya başlanması ve bu konuyla ilgili örneklerin öğrencilere sunulması. 

5) Öğrenciye rehberlik etme: Öğrenmeyi kolaylaştırıcı ipuçlarının verildiği ve öğrencinin cevabı kendi kendine bulmasının amaçlandığı basamaktır. Öğretmen bu basamakta verdiği ipuçlarıyla öğrenciye rehberlik yapar. 

Örnek: Matematik dersinde problem çözerken hangi adımların izleneceği hakkında öğrencilerin bilgilendirilmesi ve problem çözmenin püf noktalarının öğrencilere anlatılması. 

6) Performansı (davranışı) ortaya çıkarma: Öğrenci dersin bu basamağında öğrendiklerini uygulama ve davranışı gösterme imkanı bulur. Bu basamakta dikkat edilmesi gereken nokta ise davranışın ortaya çıkması için uygun ortamın hazırlanmasıdır. 

Örnek: Matematik dersinde problem çözmede hangi adımların izleneceği konusunda öğrenciler bilgilendirildikten sonra onlara yeni problemlerin sunulması ve öğrencilerin bu problemleri çözmeye çalışmaları. 

7) Dönüt/düzeltme/geribildirim verme: Doğru davranışların pekiştirildiği, yanlış öğrenmelerin düzeltildiği basamaktır. 

8) Öğrenilenlerin değerlendirilmesi: Ortaya çıkan öğrenme ürünlerinin ve öğrencilerin durumunun başlangıçta belirlenen hedeflere ne kadar uygun olduğuna karar verilen basamaktır. 

9) Öğrenilenlerin kalıcılığını ve transferi sağlama: Öğretmenin, öğrencileri yeni problem durumlarıyla karşı karşıya getirdiği, öğrenilen bilgilerin yeni durumlarda kullanılmasını sağladığı basamaktır. Bu basamakta çeşitli alıştırmalar ve projeler aracılığıyla öğrenilenlerin transferi sağlanır. 

Örnek: Öğretmenin öğrencilere daha zor ve karmaşık etkinlikler sunması ve öğrencilerden konuyla ilgili proje, sunu vb. etkinlikler geliştirmesini istemesi. 

Değerli okurlarımız, bu yazımızda bir öğretim sürecinin hangi basamaklardan oluştuğunu başka bir deyişle Gagne'nin öğretim durumları modelinin basamaklarını ele aldık. Herkese huzurlu ve sağlıklı günler...




13 Temmuz 2020 Pazartesi

Öğretim Durumları Modelinde Öğrenme Ürünleri Nasıl Sınıflandırılmıştır?


Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr

Eğitim-öğretim alanında uygulanmak üzere geliştirilmiş bir diğer model ise Gagne'nin geliştirdiği öğretim durumları (etkinlikleri) modelidir.

Gagne'nin geliştirdiği bu modele göre öğrenme beyinde gerçekleşir ve gözlenebilen davranışlarla dolaylı olarak anlaşılır. Öğrenmede dış faktörlerle birlikte iç faktörlerin de dikkate alındığı bu modele göre beş tür öğrenme ürünü vardır. Şimdi bunları tek tek açıklayalım:

1) Sözel Beceriler (Sözel Bilgi) 

Tanımlar, terimler, ilkeler, isimler ve sembollerle ilgili bilgileri kapsayan bu öğrenme ürününde bilgiyi doğrudan ifade etmek ve açıklamak esastır. Diğer öğrenmeler için ön koşul öğrenmeler olarak kabul edilen bu öğrenme ürünü Bloom taksonomisinin bilgi düzeyindeki davranışlarına denk gelir.

Örnekler: -Türkiye'nin coğrafi bölgelerini saymak
-Bir ilin ilçelerini saymak
-Türkçe dersinde sıfatın tanımını söylemek
-Bir üniversite öğrencisinin üniversiteye başladığı tarihi hatırlaması

2) Zihinsel Beceriler (Entelektüel Beceriler)

Bloom taksonomisinin kavrama ve uygulama düzeyindeki davranışlarına denk gelen bu öğrenme ürününde bilgiyi çevirme, yorumlama ve kullanma esastır.

Örnekler: -Matematiksel ifadeleri sözel ifadelere çevirme
-Nesneleri büyüklüklerine göre sıralamak
-Kesirleri ondalık kesirlere çevirme
-Verilen bir şiiri düz yazı metnine çevirme
-Geometrik şekilleri birbirinden ayırt edebilme
-Türkçe dersinde fiil ile fiilimsiyi ayırt edebilme

NOT: Zihinsel beceriler "Nasıl"ı bilmeyle ilgilidir. Yani zihinsel beceriler "Öğrenci matematiksel ifadeleri sözel ifadelere nasıl çevirecek?" gibi bilgileri kapsar.

3) Bilişsel Stratejiler 

Öğrencinin öğrenebilmesi ve düşünebilmesine yardımcı olan bilişsel stratejilerin eğitimde yeri çok önemlidir. Çünkü öğrencinin elde ettiği bilgiyi transfer edebilmesi ve problem çözmek için kullanması öğrenme-öğretme sürecinde oldukça önemlidir. Bloom taksonomisinin sentez düzeyi davranışlarına denk gelen bu öğrenme ürünü öğrencilerin durumlara ve sorunlara özgün çözümler getirebilme, özgün ürünler tasarlayabilme ve yaratıcı düşünme becerisi açısından oldukça önemlidir.

Örnekler: -Bir öğretmenin ders anlatmada yeni bir yöntem bulması
-Bir modacının özgün bir elbise tasarlaması
-Bir öğrencinin kendisine has bir öğrenme stili geliştirmesi
-Sınav stresini azaltabilmek için etkili bir yol bulma

4) Tutumlar 

Bireylerin derslere, olaylara, olgulara veya çeşitli durumlara karşı geliştirdikleri olumlu veya olumsuz tavırları ifade eden bir öğrenme ürünüdür. Öğretim durumları modeline göre öğrencilerin derslere ve konulara karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlayacak etkinlikler düzenlenmelidir.

Örnekler: -Basketbolu futbola tercih etmek
-Komedi filmlerini izlemeyi tercih etmek
-Şiir okumayı ve yazmayı sevmek
-Şiir dinletilerine katılmayı tercih etmek
-Doğa yürüyüşlerini sevmek

5) Psikomotor Beceriler (Devinişsel/Devinimsel Beceriler) 

Beden hareketlerinin bir beceriyi yerine getirmek için harekete geçirilmesi başka bir deyişle zihin-kas koordinasyonunun sağlanmasıyla ortaya bir performans koymayı içeren bir öğrenme ürünüdür. Psikomotor becerilerin hedeflenen sürede ve nitelikte yapılabilmesi için sık tekrarlara ihtiyaç vardır.

Örnekler: -Araba sürmek
-Bisiklet sürmek
-Yazı yazmak
-Bir müzik aletini düzgün bir şekilde çalmak (piyano, keman vb. çalmak)
-Resim yapmak vb.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda öğretim durumları modeli ya da diğer adıyla öğretim etkinlikleri modelini ele aldık. Yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın.

12 Temmuz 2020 Pazar

Hibrit Eğitim Modeli Nedir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/arastirma-bilgi-edebiyat-egitim-289737/

Koronavirüs süreci bizlere hayatımızda hiç yaşamadığımız duyguları ve durumları yaşattı. Neredeyse tüm faaliyetler durma noktasına geldi. Tabii bu süreç eğitim-öğretim faaliyetlerini de olumsuz etkiledi. Yüz yüze eğitime ara verildi ve uzaktan eğitime başlandı. Uzaktan eğitime başlanmasıyla birlikte eğitim-öğretim teknolojilerinin ne kadar da büyük bir öneme sahip olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ancak uzaktan eğitim sürecinde aksaklıklar da yaşandı. İnternet erişimi sıkıntısı (özellikle kırsal kesimde yaşayan öğrenciler için), teknik yetersizlikler, öğrencileri sürece katmada ve motive etmede yaşanılan güçlükler bunlardan bazıları... Ve artık yeni tip koronavirüsün hayatımıza girmesiyle birlikte eğitimde yepyeni bir dönem bizleri bekliyor gibi... 31 Ağustos'ta okulların açılması plânlanıyor ama açılıp açılmayacağı ve açıldığı takdirde hangi yöntemlerin izleneceği belirsiz durumda. 31 Ağustos'ta okulların açılması halinde öğrenme öğretme sürecinde hangi modelin uygulanacağı hakkında çeşitli görüşler var. Uygulanması düşünülen modellerden birisi hibrit eğitim modeli. Peki hibrit eğitim modeli nedir?

Hibrit eğitim modeli başka bir deyişle harmanlanmış öğrenme çevrim içi ya da internet tabanlı öğrenme etkinliklerinin sınıf içinde gerçekleştirilen yüz yüze öğrenme etkinlikleriyle birleştirilmesini ifade eder. Başka bir deyişle biz buna geleneksel eğitim uygulamalarıyla internet teknolojisinin bir arada kullanılması diyebiliriz. Yani buradan anlayacağımız şu ki; yeni dönemde uzaktan eğitimle yüz yüze öğrenme etkinlikleri yoğun bir şekilde bir arada uygulanabilir. Örneğin; bazı dersler sınıf içinde yüz yüze verilecek bazı dersler ise uzaktan eğitim yoluyla öğrencilere sunulacak.

Yeni eğitim-öğretim yılında bizleri değişik uygulamalar bekliyor olabilir. Bu uygulamaların ne olacağını hepimiz merakla bekliyoruz. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler...

6 Temmuz 2020 Pazartesi

Görsel Zekâsı Baskın Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/faceless-engineer-adding-details-to-sketch-of-aircraft-3825574/

Gardner'ın geliştirdiği çoklu zekâ kuramına ait bir diğer zekâ türü de görsel zekâ başka bir deyişle uzamsal zekâdır. Bu yazımızda görsel zekâyı ele alıp görsel zekâsı baskın olan insanların özelliklerini açıklamaya çalışacağız.

"Çoklu Zekâ Kuramı Nedir?" adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Görsel Zekâ Hangi Davranışları Kapsar?

Görsel zekâ, üç boyutlu nesneleri görmeden zihinde canlandırma ve somutlaştırma ile ilgili zekâ alanıdır. Şekil özelliklerini grafikler, tablolar, resimler, renkler ve çeşitli görsel sembollerle ifade etme davranışlarını içerisinde barındıran bir zekâ türüdür. Mimarlar, heykeltıraşlar, pilotlar, denizciler görsel zekâyı etkin bir şekilde kullanan meslek gruplarıdır.

"Bir resim, bin sözcük değerindedir." sözü tam da görsel zekâsı baskın olan kişilere uygun bir sözdür.

Görsel zekâ, bir görsel unsurda yer alan ayrıntıları fark edebilme yeteneğidir. Bir resme ya da şekle dakikalarca baktığımız olur ancak o resimdeki ya da şekildeki çeşitli ayrıntıları bir türlü fark edemediğimiz mutlaka olmuştur. İşte bu zekâyı etkin kullanan bir birey bizim dikkatimizden kaçan ayrıntıları bulabilir ve bu ayrıntılar üzerine çeşitli yorumlar yapabilir.

Görsel zekâsı baskın olan bireyler; 

-Yön bulmada başarılıdırlar. Başkasından yardım almadan yönlerini bulabilirler.
-Gözlemleyerek öğrenme konusunda ustadırlar.
-Gördüklerini kolay kolay unutmazlar. Çeşitli şekilleri, desenleri, renkleri hatırlama konusunda diğer bireylere göre öndedirler.
-Çeşitli yapılara, renklere ve çizgilere duyarlıdırlar.
-Geometrik şekilleri zihinde canlandırma, çeşitli şekilleri kullanma, harita ve grafik okuma, heykel yapma konusunda başarılıdırlar.
-Hayal güçleri gelişmiş olduğu için özgün ve ilginç üç boyutlu modeller ve yapılar oluşturma konusunda oldukça yeteneklidirler.
-Bilgiyi görselleştirme yoluna giderler ve bu yolla daha iyi öğrenirler.

"Sözel Zekâya Sahip Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?" adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Günümüz eğitim anlayışında dili etkin kullanma, okuduklarını anlama ve yorumlayabilme, mantıksal düşünebilme ve problem çözme yeteneklerinin bir öğrencide bulunması oldukça önemlidir ancak bu durum tek başına yeterli değildir. Bu yeteneklerin yanı sıra öğrencinin görsel okuma ve düşünme yeteneğinin de geliştirilmesi oldukça önem arz eder. Sınavlarda yeni nesil soruların sorulmaya başlanmasıyla birlikte görsel okuma ve düşünme yeteneğinin geliştirilmesi zorunluluğu da ortaya çıkmıştır. Hangi ders olursa olsun görsel unsurların yer aldığı soruların sayısı artmıştır. Bu nedenle öğrenme-öğretme sürecinde görsel unsurların yer aldığı etkinliklere sıklıkla yer verilmeli ve öğrencilerin bu görsel unsurlar üzerinde düşünmeleri ve yorumlamalar, çıkarımlar yapabilmeleri sağlanmalıdır.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda görsel/uzamsal zekâ konusunu ele aldık. Yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın.


1 Temmuz 2020 Çarşamba

Matematiksel Zekâya Sahip Olan İnsanların Özellikleri Nelerdir?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/woman-holding-books-3768126/

Gardner'ın geliştirdiği çoklu zekâ kuramına ait bir diğer zekâ türü de sayısal zekâ başka bir deyişle matematiksel/mantıksal zekâdır. Bu yazımızda matematiksel zekâyı ele alıp bu zekâya sahip olan insanların özelliklerini açıklamaya çalışacağız.

Matematiksel Zekâ Neyi İfade Eder?

Bu zekâ türü sayıları kullanma, akıl yürütme, çeşitli nesneleri sınıflama, problem çözebilme, hesaplama, kavramlar veya olaylar arasında çeşitli ilişkiler kurabilme, neden-sonuç ilişkileri kurabilme, soyut ve bilimsel düşünebilme, soyut yapıları bilme ve tanıyabilme yeteneklerini ifade eder.

Matematiksel/mantıksal zekâsı baskın olan bireyler; 

1) Sayıları kullanma konusunda oldukça ustadırlar. Sayı oyunlarını severler ve bu oyunlarda oldukça başarılı olurlar.
2) Mantıksal düşünme yeteneğine sahiptirler. Mantıksal ve sayısal yapıları rahatlıkla kavrayabilirler.
3) Hem tümevarımsal hem de tümdengelimsel akıl yürütme konusunda başarılıdırlar.
4) Zihinden hesap yapma konusunda ustadırlar. Matematiksel problemleri rahatlıkla çözebilirler.
5) Görsel okuma konusunda da başarılıdırlar. Grafikleri, tabloları ve istatistiksel ifadeleri yorumlama konusunda oldukça başarılıdırlar.
6) Strateji oyunlarını iyi oynarlar ve bulmaca hazırlamayı ve çözmeyi severler.
7) Hipotez kurma ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri kurma konusunda başarı gösterirler.
8) Analitik düşünme konusunda diğer bireylere göre bir adım daha öndedirler.
9) Teknolojiye ilgi duyarlar ve teknolojik araç-gereçleri kullanma konusunda diğer bireylere göre üstündürler.
10) Bir okuma veya dinleme metninde geçen kavramlar veya olaylar arasında çeşitli ilişkiler kurabilirler.
11) Olayları, olguları ve çeşitli kavramları kategorilere ayırabilirler.
12) Soyut düşünebilme yetenekleri sayesinde karmaşık hesaplamalar yapabilirler.
13) Problemlere bilimsel çözümler üretebilirler ve deney tasarlayabilirler.

Ve bu konuyla ilgili son olarak: Matematikçiler, mühendisler, istatistikçiler ve bilim insanları matematiksel zekâsı baskın olan meslek gruplarıdır.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda matematiksel zekâyı ve bu zekâya sahip olan insanların özelliklerini açıklamaya çalıştık. Zekâ türleri konusundaki yazılarımız devam edecek. Lütfen takipte kalın.

Popüler Yayınlar