27 Temmuz 2019 Cumartesi

Çocuğunuzun Tatilini Verimli Geçirmesini Sağlayacak Öneriler

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/action-activity-boy-children-296301/

Çocuk-genç-yaşlı demeden hepimizin yılın belirli dönemlerinde tatile ihtiyacı var. Modern yaşamın üstümüze yüklediği sorumluluklardandır çalışıp üretime katkıda bulunmak. Çünkü toplumlar çalışıp çabalayan bireylerin katkısıyla gelişip yükselirler. Bizler de bunun bilincinde olarak çalışır ve topluma katkı sağlamaya çalışırız. Toplum hayatında çocuklarımızın da belirli sorumlulukları vardır. Onların görevi ise derslerine düzenli olarak çalışıp kendilerini geleceğe hazırlamak. İşte bu güzel çocuklarımız bir yıl boyunca çalıştılar, çabaladılar, ödevlerini düzenli olarak yaptılar ve tatili fazlasıyla hak ettiler. Peki tam bu noktada insanın aklına şu sorular geliyor: Çocuğumuz tatilini nasıl geçirmeli? Tatilde yapılabilecek etkinlikler nelerdir? İsterseniz hemen bu sorulara cevap aramaya başlayalım.

Öncelikle tatilin bedeni ve zihni dinlendirmek için olduğunu unutmayalım. Bizler öyle bir plan yapmalıyız ki hem çocuklarımız eğlensin ve dinlensin hem de bütün bir yıl boyunca öğrendiklerini unutmasınlar ve kendilerini geliştirmeye devam etsinler. Bizim bu ölçütü dikkate alarak plan yapmamız şart. Unutmadan şunu da söyleyelim: Tatil planınızı çocuğunuzla birlikte yapın, onun da fikirlerini alın; onun fikirlerini almanız kendisini değerli hissetmesini sağlayacaktır. Gelelim önerimize... Günde bir saati geçmeyecek şekilde çocuğunuzun bir yıl boyunca öğrendiklerini unutmaması ve pekiştirmesi adına bir ders çalışma programı hazırlayabilirsiniz. Dikkat edin; bu program çocuğunuzun dinlenmesine engel olmamalı. Bu ders çalışma programında çocuğunuzun eksikliklerini belirleyip bu eksikliklere odaklanmanızda da fayda var. Peki günde bir saati geçmeyecek şekilde ders çalışma programını hazırladıktan sonra başka ne gibi etkinliklerde bulunabiliriz? Bunları da maddeler halinde anlatalım:

1) Günün belirli saatlerinde ailecek kitap okuma etkinliği yapabilirsiniz. Kitap okumak insana bilgi kazandırır, insanın ufkunu genişletir ve farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını tanımasını sağlar. Kısacası kitap okumak sizi ve çocuğunuzu birçok yönden geliştirir.

2) Çocuğunuzla birlikte tiyatro ve sinemaya gidebilirsiniz. Ancak gideceğiniz oyunların ve filmlerin çocuğunuzun gelişimsel özelliklerine uygun olması şarttır. Yani başka bir deyişle bu konuda oldukça seçici olmanız lazım.

3) Günün uygun saatlerinde ya da haftada birkaç gün şehir hayatının sıkıcı ve tempolu hayatından uzak yerlerde aile olarak doğa yürüyüşlerine çıkabilirsiniz. Böylece çocuğunuz doğayı ders kitaplarından öğrenmek yerine gözlemleyerek öğrenir ve bu da çocuğunuzun gelişimine artı puan kazandırır.

4) Çocuğunuzla birlikte bulunduğunuz şehirdeki ya da -imkânınız varsa- çevre şehirlerdeki müzeleri ziyaret edebilirsiniz. Müze ziyaretleri sizin ve çocuğunuzun kültürel gelişimine büyük katkı sağlar.

5) Fazla olmamak kaydıyla planlı ve kontrollü bir şekilde çocuğunuza televizyon da izlettirebilirsiniz. Ancak televizyonda izlemesine izin verdiğiniz programların eğitici ve öğretici nitelikte olmasına dikkat etmenizde fayda var.

6) Çocuğunuzla birlikte onun zihin-kas koordinasyonunu (psikomotor gelişimini) destekleyecek oyunlar oynayabilirsiniz.

7) Uzmanlar genellikle çocukların tablet bilgisayar vb. teknolojik araçlarla uzun süre oynamasını önermez. Bu son derece doğru bir öneridir. Ancak sizler tablet bilgisayarınıza çocuğunuzun zihinsel gelişimini destekleyecek oyunlar ve uygulamalar yükleyerek çocuğunuzun bu oyunları oynamasına izin verebilirsiniz. Ancak yine söylüyoruz ki abartmadan, aşırıya kaçmadan, kontrollü bir şekilde oynamalarına izin verin.

8) Çocuğunuzu spor, resim, drama, müzik vb. kurslara da gönderebilirsiniz. Bu tür kurslar çocuğunuzun kişisel ve sosyal gelişimine katkıda bulunur.


Değerli okurlar; tatiller çocuğunuzun boş zaman geçirmesini sağlayan zaman dilimleri değildir. Bu nedenle çocuğunuzun tatilini verimli bir şekilde geçirmesini sağlamak sizlerin elinde. Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler...

23 Temmuz 2019 Salı

Üniversite ve Bölüm Tercihinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Dünyamız hızla değişiyor. Buna bağlı olarak yaşam tarzımız ve tercihlerimiz de değişiyor. Gelecek bilim ve teknolojide... Bilim, teknoloji, toplumsal ve konu alanındaki değişmeler ve gelişmeler tercihlerimizi etkiliyor ya da etkilemelidir de. Değerli Eğitim Antolojisi okurları; bugünkü yazımızda üniversite ve bölüm tercihinde dikkat edilmesi gerekenler konusu üzerinde duracağız.

YKS tercihlerinde üniversite ve bölüm tercihi yaparken işinizi baştan sıkı tutmanız gerek. Baştan savma, özensiz bir şekilde tercih yapmayın. İyi düşünün ve sağlıklı kararlar verin. Öncelikle hedefinizi iyi belirleyin. Hangi üniversite ya da hangi bölümü istiyorsunuz? Bu soruya bir cevabınız olsun ve bu doğrultuda iyi bir tercih yapmaya çalışın. Çevrenizin baskısıyla istemediğiniz, mutlu olamayacağınız üniversite ve bölümleri tercih listenize almayın.

Bilinçli bir tercih yapmalısınız. İstekli olduğunuz üniversite ve bölümleri seçerken diğer yandan da seçeceğiniz bölümün iş olanaklarını da araştırıp ona göre bir karar verin. "İş olanakları nasıl? Mezun olduğumda rahatlıkla iş bulabilir miyim?" sorularını göz önünde bulundurun ve bu sorulara cevap arayın. Eğer okumayı  istediğiniz bir bölümse ve iş olanakları da iyiyse hiç düşünmeden tercihinizi yapabilirsiniz.

Tercih yaparken seçtiğiniz üniversitenin niteliğini de göz önünde bulundurun. Zira özel sektörde çalışmak ve kariyer yapmak istiyorsanız hangi üniversiteden mezun olduğunuz işveren tarafından dikkate alınır ve işveren çoğu zaman bu ölçüte göre karar verir.

Tercih yapmadan önce zihninizde yerleşmek istediğiniz üniversite ve bölümleri belirlediniz. Şimdi sıra o üniversite ve bölümler hakkında araştırma yapmakta. Değerli okurlar; altını çizerek söylüyoruz ki yerleşmek istediğiniz üniversitelerin öğrencilere sağlayacağı imkânları iyice araştırın. Aynı şekilde okumak istediğiniz bölümü seçerken de göreceğiniz derslerin hangi dersler olduğunu ve bu derslerin hoşlanacağınız nitelikte olup olmadığını iyice araştırın. Tercihlerinizi buna göre sıralayın. Sadece puana bakarak tercih yapmayın. Konunun uzmanı rehber öğretmenlerden destek alarak bu süreci hatasız atlatmaya çalışın.

Değineceğimiz önemli konulardan birisi de şu: "Yerleşeyim de neresi olursa olsun!" düşüncesiyle kesinlikle hareket etmeyin. Bu tutum çok yanlış bir tutum. Bu düşünceyle hareket ettiğiniz takdirde yıllarınızın heba olması riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

Tercih aralığını geniş tutmanızda fayda var. Tüm tercih haklarınızı kullanın. Kendinize alternatif üniversite ya da bölümler belirleyin. Tabii ki belirleyeceğiniz alternatif üniversite ya da bölümler ilgi alanlarınız dahilinde olsun. Tek bir üniversite ya da tek bir bölüme odaklanmayın.

Değerli adaylar; tercih yaparken hem ailenizle hem de konunun uzmanı rehber öğretmeninizle iş birliği içinde hareket edin ve onlarla sürekli iletişim halinde olun. Tercih yaparken sağlam ve gerçekçi kararlar almaya çalışın. Sırf aileniz istiyor diye istemediğiniz üniversite ya da bölümleri tercih etmeyin. Ailelerin de bu konuda oldukça duyarlı olması şart.

Tercih yaparken aldığınız puanın ne anlama geldiğini rehber öğretmeninizle birlikte iyice analiz edin. Puanınızı ve sıralamanızı puan türlerine göre değerlendirin.

Seçeceğiniz bölümün alan içi olup olmadığını tespit edin, kontenjan sayılarını da dikkate alarak tercih yapın. Bölümün özelliklerini en ince ayrıntısına kadar araştırın. Daha önce o üniversite ve bölümde okumuş bir tanıdığınız varsa o kişiden bilgi almaya çalışın ya da internette güvenilir kaynaklardan kapsamlı bir araştırma yapın.

Değerli okurlar ve üniversite adayları; devir bilgi, bilim ve teknoloji devri... Tercihlerinizi yaparken bu faktörü de göz önünde bulndurun. Öngörülere göre yapay zekânın önemli bir yer tutacağı bir gelecek bizleri bekliyor. Eğer bilime, teknolojiye meraklıysanız ve bu alanda kariyer yapmak istiyorsanız programlarına yapay zekâyı dahil eden üniversiteleri tercih edin.

Yazımızı bitirmeden önce şu konuya da değinelim: Geleceğin mesleklerine odaklanmak yerine mesleklerin geleceğine odaklanın. Mesleklerin geleceğini araştırıp bu doğrultuda tercihlerinizi yapmalısınız. Seçim sizin, karar sizin. Önermesi bizden, uygulaması sizden. Herkese huzur ve mutlulukla dolu sağlıklı günler...


20 Temmuz 2019 Cumartesi

Birincil Bilgi Kaynakları Nelerdir?



Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/text-on-shelf-256417/

Yapılandırmacı yaklaşım; bilginin tekrarını değil, transferini ve yeniden yapılandırılmasını savunan günümüzün eğitim anlayışıdır. Bu yaklaşıma göre; öğretmen bilgiyi öğrenciye doğrudan sunmaz; öğrenci bilgiyi kendi çabalarıyla elde eder. Öğrenci bilgiye ulaşmak için araştırır, sorular sorar, sorgular, tartışır. Yapılandırmacı yaklaşım öğrencinin öğretim ortamına aktif bir şekilde katılımını teşvik eden bir yaklaşımdır.

Yapılandırmacı yaklaşım; öğretmenin öğrenciye doğrudan bilgi sunduğu, ikincil bilgi kaynaklarına ulaşmayı teşvik ettiği, öğrencilerin düşüncelerini dikkate almadığı, öğrenciye aktif katılım sağlamadığı gerekçesiyle geleneksel öğretim anlayışını reddeden bir yaklaşımdır. Yapılandırmacı anlayışa göre öğretim ortamı demokratik bir ortamdır ve bu demokratik ortamda öğretmen öğrencilerin de görüşünü alır ve kararlar birlikte verilir.

Yapılandırmacı yaklaşımda hazır bilgiye yer yoktur ve bu yaklaşımın temel amacı ise öğrencilere gerçek yaşam deneyimleri kazandırmaktır. Yapılandırmacı yaklaşım bu amacına ulaşabilmek için öğrencileri birincil bilgi kaynaklarına ulaşmayı teşvik eder. Bu yaklaşıma göre öğrenci bilgiyi birincil bilgi kaynaklarından öğrenmelidir. Peki birincil bilgi kaynakları nelerdir?

Birincil bilgi kaynakları, öğrencinin doğrudan kendi yaşantısı yoluyla elde ettiği başka bir deyişle gerçek yaşam deneyimleriyle elde ettiği verilerdir. Gerçek modeller, deneyler, gözlem, görüşme vb. kaynaklar birincil bilgi kaynaklarını oluşturur.

Birincil bilgi kaynaklarıyla öğrenmeye ilişkin örnekler:

-Ay'ın evrelerini ders kitabından öğrenmek yerine gözlemleyerek öğrenme (Gözlem yoluyla öğrenme kalıcı bir öğrenme sağlar.)

-Öğrencinin peri bacalarını ders kitabından veya başka materyallerden değil bizzat peri bacalarının bulunduğu yere gidip öğrenmesi, tanıması (Öğretmen gerekli izinleri aldıktan sonra o bölgeye gezi düzenleyebilir.)

-Derste yaprak türlerini işleyen bir öğretmenin yaprak türlerini ders kitabından veya başka materyallerden göstermek yerine öğrencilerini dışarı çıkarıp söz konusu yaprak türlerini öğrencilerine doğal ortamda gösterip tanıtması ya da onlardan yaprak toplamalarını istemesi

-"Vücudumuzu Tanıyalım" ünitesini işleyen bir öğretmenin bu üniteyi sözel bilgilerle işlemek yerine bir insan vücudu modeli üzerinde işlemesi

-Göstermeye bağlı edebi metinlerden tiyatro türünü işleyen bir öğretmenin bu konuyu kitaptan veya başka materyallerden işlemeyip bizzat uygulamaya dayalı işlemesi (Sınıfça tiyatro etkinliği düzenlenir. Tüm öğrencilerin aktif katılımı sağlanır. Böylece öğrenciler yaparak-yaşayarak öğrenme yoluyla tiyatroya dair terimleri ve bu türün başlıca özelliklerini öğrenir.)

Örneklerden de görüleceği üzere yapılandırmacı yaklaşımda gözlem, gezi, gerçek modeller ve sürece aktif katılım yoluyla birincil bilgi kaynakları üzerinden öğrencilere çeşitli bilgiler ve beceriler kazandırılır, etkili ve kalıcı öğrenmelerin kapısı aralanır. Birincil bilgi kaynaklarından öğrenme bir nevi yaparak-yaşayarak öğrenmeye vurgu yapar.

Değerli okurlar; buraya kadar sizlere birincil bilgi kaynaklarından bahsettik. Bir de "ikincil bilgi kaynakları nedir?" sorusuna yanıt arayalım.

İkincil bilgi kaynakları; başka birileri tarafından oluşturulmuş, öğrenciye hazır olarak sunulan bilgileri ifade eder. Yani başka bir deyişle öğrencinin gerçek yaşam deneyimlerinden elde etmediği bilgilerdir. Ders kitapları bu tür kaynaklara en güzel örnektir.

Yazımızı bitirmeden önce "ders kitapları" konusunda kısa bir anekdotu sizlerle paylaşalım. Yazımızın son kısmından "Öğretim sürecinde ders kitapları kullanılmasın." diye bir sonuç çıkarılmasın. Ders kitapları eğitim-öğretim sürecinin merkezinde olan materyallerdir. Öğretim sürecinin olmazsa olmazıdır. Ders kitapları sadece tek başına etkili ve kalıcı öğrenme için yeterli değildir. Vurgulamak istediğimiz konu da budur.

Değerli okurlarımız; sizlere bu yazımızda yapılandırmacı yaklaşımdan ve bu yaklaşımın vazgeçilmez parçalarından olan birincil bilgi kaynaklarından bahsettik. "Birincil bilgi kaynakları nelerdir?" sorusuna cevap ararken bir yandan da ikincil bilgi kaynakları hakkında da kısa ve öz bilgi vermeye çalıştık. Yorumlarınızı bekler, okuduğunuz için de teşekkür ederiz.





Popüler Yayınlar