yaparak yaşayarak öğrenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaparak yaşayarak öğrenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Temmuz 2019 Cumartesi

Birincil Bilgi Kaynakları Nelerdir?



Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/text-on-shelf-256417/

Yapılandırmacı yaklaşım; bilginin tekrarını değil, transferini ve yeniden yapılandırılmasını savunan günümüzün eğitim anlayışıdır. Bu yaklaşıma göre; öğretmen bilgiyi öğrenciye doğrudan sunmaz; öğrenci bilgiyi kendi çabalarıyla elde eder. Öğrenci bilgiye ulaşmak için araştırır, sorular sorar, sorgular, tartışır. Yapılandırmacı yaklaşım öğrencinin öğretim ortamına aktif bir şekilde katılımını teşvik eden bir yaklaşımdır.

Yapılandırmacı yaklaşım; öğretmenin öğrenciye doğrudan bilgi sunduğu, ikincil bilgi kaynaklarına ulaşmayı teşvik ettiği, öğrencilerin düşüncelerini dikkate almadığı, öğrenciye aktif katılım sağlamadığı gerekçesiyle geleneksel öğretim anlayışını reddeden bir yaklaşımdır. Yapılandırmacı anlayışa göre öğretim ortamı demokratik bir ortamdır ve bu demokratik ortamda öğretmen öğrencilerin de görüşünü alır ve kararlar birlikte verilir.

Yapılandırmacı yaklaşımda hazır bilgiye yer yoktur ve bu yaklaşımın temel amacı ise öğrencilere gerçek yaşam deneyimleri kazandırmaktır. Yapılandırmacı yaklaşım bu amacına ulaşabilmek için öğrencileri birincil bilgi kaynaklarına ulaşmayı teşvik eder. Bu yaklaşıma göre öğrenci bilgiyi birincil bilgi kaynaklarından öğrenmelidir. Peki birincil bilgi kaynakları nelerdir?

Birincil bilgi kaynakları, öğrencinin doğrudan kendi yaşantısı yoluyla elde ettiği başka bir deyişle gerçek yaşam deneyimleriyle elde ettiği verilerdir. Gerçek modeller, deneyler, gözlem, görüşme vb. kaynaklar birincil bilgi kaynaklarını oluşturur.

Birincil bilgi kaynaklarıyla öğrenmeye ilişkin örnekler:

-Ay'ın evrelerini ders kitabından öğrenmek yerine gözlemleyerek öğrenme (Gözlem yoluyla öğrenme kalıcı bir öğrenme sağlar.)

-Öğrencinin peri bacalarını ders kitabından veya başka materyallerden değil bizzat peri bacalarının bulunduğu yere gidip öğrenmesi, tanıması (Öğretmen gerekli izinleri aldıktan sonra o bölgeye gezi düzenleyebilir.)

-Derste yaprak türlerini işleyen bir öğretmenin yaprak türlerini ders kitabından veya başka materyallerden göstermek yerine öğrencilerini dışarı çıkarıp söz konusu yaprak türlerini öğrencilerine doğal ortamda gösterip tanıtması ya da onlardan yaprak toplamalarını istemesi

-"Vücudumuzu Tanıyalım" ünitesini işleyen bir öğretmenin bu üniteyi sözel bilgilerle işlemek yerine bir insan vücudu modeli üzerinde işlemesi

-Göstermeye bağlı edebi metinlerden tiyatro türünü işleyen bir öğretmenin bu konuyu kitaptan veya başka materyallerden işlemeyip bizzat uygulamaya dayalı işlemesi (Sınıfça tiyatro etkinliği düzenlenir. Tüm öğrencilerin aktif katılımı sağlanır. Böylece öğrenciler yaparak-yaşayarak öğrenme yoluyla tiyatroya dair terimleri ve bu türün başlıca özelliklerini öğrenir.)

Örneklerden de görüleceği üzere yapılandırmacı yaklaşımda gözlem, gezi, gerçek modeller ve sürece aktif katılım yoluyla birincil bilgi kaynakları üzerinden öğrencilere çeşitli bilgiler ve beceriler kazandırılır, etkili ve kalıcı öğrenmelerin kapısı aralanır. Birincil bilgi kaynaklarından öğrenme bir nevi yaparak-yaşayarak öğrenmeye vurgu yapar.

Değerli okurlar; buraya kadar sizlere birincil bilgi kaynaklarından bahsettik. Bir de "ikincil bilgi kaynakları nedir?" sorusuna yanıt arayalım.

İkincil bilgi kaynakları; başka birileri tarafından oluşturulmuş, öğrenciye hazır olarak sunulan bilgileri ifade eder. Yani başka bir deyişle öğrencinin gerçek yaşam deneyimlerinden elde etmediği bilgilerdir. Ders kitapları bu tür kaynaklara en güzel örnektir.

Yazımızı bitirmeden önce "ders kitapları" konusunda kısa bir anekdotu sizlerle paylaşalım. Yazımızın son kısmından "Öğretim sürecinde ders kitapları kullanılmasın." diye bir sonuç çıkarılmasın. Ders kitapları eğitim-öğretim sürecinin merkezinde olan materyallerdir. Öğretim sürecinin olmazsa olmazıdır. Ders kitapları sadece tek başına etkili ve kalıcı öğrenme için yeterli değildir. Vurgulamak istediğimiz konu da budur.

Değerli okurlarımız; sizlere bu yazımızda yapılandırmacı yaklaşımdan ve bu yaklaşımın vazgeçilmez parçalarından olan birincil bilgi kaynaklarından bahsettik. "Birincil bilgi kaynakları nelerdir?" sorusuna cevap ararken bir yandan da ikincil bilgi kaynakları hakkında da kısa ve öz bilgi vermeye çalıştık. Yorumlarınızı bekler, okuduğunuz için de teşekkür ederiz.





28 Mayıs 2019 Salı

Liselere Yeni Sistemle Birlikte Gelen Değişiklikler



Her şeyin hızla değiştiği dünyada çeşitli yenilikler yapmak kaçınılmaz bir durum. Bilimsel, teknolojik, toplumsal ve konu alanlarında yaşanan yeni gelişmeler bizleri eğitimde çeşitli yenilikler yapmaya mecbur kılıyor. Gerek bilim ve teknoloji alanlarında yaşanan yeni gelişmeler, gerek eğitimde verimliliğinin en üst düzeye taşınmak istenmesi nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından lise öğrenimine çeşitli yenilikler getirildi. Bu yazımızda liselere yeni sistemle birlikte gelen değişiklikleri ele alacağız.

Yeni sistemle birlikte gelen değişiklikler:

1) Ders sayısı azalıyor. Eğitim-öğretim sürecinde öğrencilerin öğrendiklerini içselleştirmesi oldukça önemli. Bu amaçla lise öğreniminde ders sayısının azalmasına karar verildi. Ders sayısının azalmasıyla öğrencilerin omuzlarındaki yükün hafifletilmesi amaçlanıyor.

2) Liselere kariyer ofisleri geliyor. Kariyer ofislerinin amacı sanıyoruz ki öğrencilerin yeteneklerini ve neye yatkın olduklarını tespit etmek ve onlara ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda rehberlik etmek. Onların gelecekleri hakkında planlamalar yapmak. Nice yetenekli öğrenci yeterli rehberlik hizmeti göremediği için bu eğitim sistemi içinde yitip gitti. Umuyoruz ki kariyer ofisleri verimli ve etkili bir şekilde kullanılır ve öğrenciler ilgilerine ve yeteneklerine göre doğru bir şekilde yönlendirilir.

3) 12. sınıflarda ders saatleri azaltılacak ve destek çalışmaları gelecek. Yani başka bir deyişle 12. sınıf üniversiteye hazırlık sınıfı olacak.

4) Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebilecek.

5) Bilindiği üzere ülkemizde yaparak yaşayarak öğrenmenin çok önemli bir yer tuttuğu yapılandırmacı anlayışla eğitim-öğretim faaliyetleri yürütülmekte. Eğitim sistemimizde yapılandırmacı anlayışın tam anlamıyla uygulanıp uygulanamadığı da tartışmalı bir konu. Yeni sistemle birlikte yaparak-yaşayarak (uygulayarak) öğrenmenin ağırlık kazanması hedefleniyor.

6) 12. sınıfta ilginç, yenilikçi derslerin programda yer alması bekleniyor.

7) Liselere gelen yeni sistemle birlikte öğrencinin her alandan ders alabilmesi hedefleniyor. Bu amaca yönelik olarak dengeli bir ders çizelgesi oluşturulacak.

8) Yapılan değişikliklerle birlikte proje sunumlarının, portfolyo hazırlıklarının olduğu yaşam becerileri etkinliklerinin ağırlık kazanması hedefleniyor.

9) Bilgi Kuramı zorunlu ders haline gelecek. Peki nedir bilgi kuramı dersi?

Bilgi kuramı terimi, bilginin ne olduğunu, bilgi olgusunun nasıl gerçekleştiğini inceleyen, bilginin özünü, kaynaklarını ve sınırını ele alan bir terim.

Bilgi Kuramı dersi, öğretmenlere ve öğrencilere bilmenin çeşitli yolları ve bilgi alanları hakkında eleştirel bir biçimde düşündürme fırsatı sunacak. Yani öğretmenler ve öğrenciler bu derste bilimin ve felsefenin ışığında bilgi olgusunu, bilginin özünü ve kaynaklarını ele alacak ve bu konular hakkında derinlemesine düşünme fırsatı bulacak.

Bu arada maddeler halinde sıraladığımız bu yeniliklerin 2020-2021 eğitim-öğretim yılından başlayarak lise programında yer alması bekleniyor.

Peki, bu yenilikler kulağa çok hoş geliyor ama biz bu yenilikleri hayata geçirebilecek miyiz? Bu yenilikleri hayata geçirebilmek için neler yapmalıyız?

Lise öğrenimindeki bu değişikliklerin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi öğretmenlerimizin niteliklerine bağlı. Bilindiği üzere eğitimin ana aktörü öğretmenlerimizdir. Onları güçlendirmedikçe bu sistemi hayata geçirmemiz zor. Hizmet içi eğitimlerle öğretmenlerimizi süratle bu sürece adapte etmeliyiz.

Bu husustaki ikinci konu da öğretmenler arasındaki ayrım konusu. Öğretmenler arasındaki ücretli, sözleşmeli, kadrolu ayrımı ortadan kaldırılmalı. Aksi takdirde ne değişiklik yaparsak yapalım verim elde edemeyiz.

Değerli okurlar, her şeyin hızla değiştiği günümüz dünyasında eğitim sistemimizi de değişen şartlara ve çağımızın gereklerine uygun bir şekilde yapılandırmamız ve geliştirmemiz gerek. Bu yapılandırma ve geliştirme sürecinde sadece yetkililere değil toplumun bütün paydaşlarına görev düşmekte.

Yazımıza son verirken bir de matematik dersinin seçmeli ders olacağı iddiasına değinelim. Bu iddia Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve MEB yetkilileri tarafından kesin bir dille yalanlandı. Yani bu iddia doğru değil. Bir lise öğrencisi matematik dersi almadan bir üst sınıfa geçemeyecek. Her öğrenci matematik dersini almak zorunda.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda liselere yeni sistemle birlikte gelen değişiklikler konusunu ele aldık. Herkese, mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler...

Popüler Yayınlar