17. yüzyılda Avrupa'daki iç karışıklıklar sona ermiş ve Avrupa'da
monarşik yönetimler egemen olmaya başlamıştır. Bu zaman diliminde kilise
yönetim üzerindeki gücünü kaybetmiş ve aynı zamanda derebeyler ve aristokratlar
da monarşik yönetimlerin gücünü kabul ederek bu yönetimlere tabi olmaya
başlamışlardır. Yönetimde artık kurallar ve kanunlar geçerli olmaya başlamıştır.
Bu dönemde yetişen Descartes “Düşünüyorum, o hâlde varım” şeklinde bir
felsefe sistemi geliştirmiştir. Akıl ve mantık Descartes'ın düşüncesinin
temelini oluşturmuştur.
Siyasi, sosyal ve felsefî alanlarda meydana gelen bu
gelişmeler doğal olarak edebiyatı da etkilemiş ve böylece klasisizm akımı ortaya
çıkmıştır. 17. yüzyılda Fransa’da eski Yunan ve Latin edebiyatlarını örnek
alarak gelişen bir edebî akım olan klasisizmde sanat üç temel
üzerine kuruludur. Bunlar; akıl, sağduyu ve tabiattır. Klasisizm
akımı tabiat derken insan tabiatını kasteder. Yazarların insan tabiatını
anlamaları gerektiğini savunur. Bu akımda yazarlar eserlerinde duygularını
gizlemişler, başka bir deyişle kahramanların arkasına saklanmışlardır.
Klasisizm Akımının Önem Verdiği Unsurlar:
Gerçek: Bu akımda hayale yer yoktur. Yazarlar hayale
önem vermezler. Çünkü hayal onlara göre gelip geçicidir. Bu nedenle klasik
yazarlar gerçeği ön plâna çıkarırlar.
Tabiat: Klasik yazarlar, insan dışındaki tabiata
değil insanın iç dünyasına önem verirler. Klasisizmde sanatçı insan
tabiatındaki değişmez, sürekli şeylere yönelir.
Akıl ve sağduyu: Klasisizmde sanata konu olan şeyler
aklın denetimindeki davranışlardır.
Kuralcılık: Sosyal ve siyasi yapıda görülen kurallar
doğal olarak edebiyata yansımıştır ve buna bağlı olarak kuralcılık klasisizmin
sanat anlayışını oluşturmuştur. Bu sanat anlayışında edebî türler
sınıflandırılarak bu türlerin değişmez kuralları tespit edilmiştir.
Tip: Klasisizm akımında önemli olan kişiler değil
tiplerdir.
Ahlâk: Bu edebî akımın amaçlarından birisi de insanları
kötü davranışlardan uzaklaştırıp onlara olumlu davranışların neler olduğunu
öğretmektir.
Dil ve üslup: Klasik sanatçılar, kusursuz ve yalın
bir anlatımla eserlerini kaleme almaya çalışırlar.
Klasisizm akımı hususunda değinilmesi gereken önemli
konulardan birisi de klasisizmin edebî türler içinde en çok tiyatro üzerinde
etkili olduğudur. Klasisizme tâbî olan yazarlar tiyatroda üç birlik kuralına
uyarlardı. Bu kural ise konuda birlik, zamanda birlik ve mekânda birlik unsurlarından
oluşur.
Klasisizm Akımının Dünya Edebiyatındaki Temsilcileri
Corneille, Malherbe, La Fontaine, Boileau, Moliere, Pascal, La
Bruyerne, Fenelon ve John Milton.
Klasisizm Akımının Türk Edebiyatına Yansıması
Şinasi’nin La Fontaine'den çevirdiği fabllar, Yusuf Kâmil
Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak, Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere’den
yaptığı uyarlamalar, Recaizade Mahmut Ekrem’in La Fontaine ve Racine’den
yaptığı çeviriler klasisizm akımı çerçevesinde kabul edilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder