Merhamet, insanı insan yapan duygulardan belki de en
önemlisi... İnsan ancak ve ancak merhametiyle vardır. Bir yetimin, öksüzün
karnını doyurmak, onlara el uzatmak, amansız bir tipinin ortasında çaresizce
çırpınan bir kediye, köpeğe kol kanat germek ya da tersi bir durumda çöl
sıcaklarında susuzluktan kavrulan bir köpeğe, kediye ya da bir kuşa su vermek
merhametin en güzel hâlleridir. Kıyıcılığın, acımasızlığın en üst seviyede olduğu
günümüzde merhamete o kadar çok ihtiyacımız var ki...
Merhametin ne denli önemli olduğunu bilen Kemal Sayar,
“Merhamet” adlı eserinde merhamet ve rikkatin hüküm sürdüğü, sevginin
varlığı ışıklandırdığı bir dünyanın mümkün olduğunu söylüyor.
Kemal Sayar’ın “Merhamet” adlı eseri insanın yüreğine
dokunan cümleleriyle eşsiz bir eser... Tam bir baş ucu eseri... Okumanızı ve
hayatınızın her anında istifade etmenizi öneriyoruz.
Kemal Sayar’ın “Merhamet” Adlı Eserinden Alıntılar
-Demek ki, maddi olan manevi olanı satın alamıyor. Demek
ki, hayatın özünü maddi olanla değiş tokuş edilemeyen değerler oluşturuyor.
-Kadere karşı konulamıyor. Kader tecelli edecek
olduğunda, gören gözler görmez oluyor. İnsanın hayatın akışını kontrol
edebileceğini sanması, büyük bir safdillik.
-Hayat uzun bir yolculukta bir ağacın altında verilen
kısa bir mola gibi. Kervan yürüyor. İnsan acıyla olgunlaşıyor.
-Kalıcılık yurduna inananlar için ölüm bir vuslattır,
düğün gecesidir, can kuşunun kafesinden kurtularak özgürlüğe kanat çırpmasıdır.
-O'na aitiz. Hayatı veren, onu alacağı saati belirliyor.
Ama yüreğin türlü halleri var. Kuyularda feryat eden bir Yusuf var. Ve o
feryadı bir duyan var.
-Sesimi uzaklara yazıyorum. Yas ülkesinin bu en soğuk
kışında, bir tipinin ortasında kaybolmuş gibiyim. Bir yol, bir yön belirlemem
gerek, ancak bu yolculukta bana kılavuzluk edecek bir haritam yok.
-Sevgi ve hatırlayışın olduğu yerde ruha ölüm yoktur.
-Merhamet sahipleri ötekinin acısıyla acı duyan ve onun
ıstırabını dindirmeye soyunan soylulardır. Ve adalet ancak merhametle kaimdir.
-Oysa çocuklarımıza şefkati, merhameti ve yârenliği öğretmeliyiz.
Dikkatin daha fazlası duyguların eğitimine verilmeli. Şefkat ve merhamete
dayalı bir eğitim, öteki için de sorumluluk duymayı, ötekinin de ilgi, iyilik
ve adaleti hak ettiğini kabullenmeyi beraberinde getirir. Başkasını
düşünebilmek, başkasının iyiliğinden kendisini mesul hissetmek, çocuklarımıza verebileceğimiz
değerlerdir.
-Ey merhamet! Ey kalpten kalbe giden yol! Yak
kandillerini, dağılsın karanlık.
(Kaynak: Kemal Sayar, Merhamet, Kapı Yayınları)