Yazarlar ve Şairler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazarlar ve Şairler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2025 Salı

Peyami Safa'nın Hayatı, Edebî Kişiliği ve Eserleri

 


Peyami Safa'nın Hayatı 

Peyami Safa, 2 Nisan 1899'da İstanbul'da doğmuştur. Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, daha çok psikolojik romanlarıyla tanınır. Babası Sivas'ta sürgündeyken vefat eden Peyami Safa, yoksulluk ve dokuz yaşındayken yakalandığı kemik veremi hastalığı nedeniyle düzenli bir eğitim alamamıştır. Bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetiştiren sanatçı hayatını yazdığı yazılarla kazanmaya çalışmıştır. Verdiği eserlerle Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olan yazar, 15 Haziran 1961'de vefat etmiştir. 

Peyami Safa'nın Edebî Kişiliği 

Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olmayı başaran Peyami Safa, para kaygısıyla yazmış olduğu yazılarında annesi Server Bedia'nın adından ilham alarak oluşturduğu "Server Bedii" takma adını kullanmış ve bu adla yazdığı "Cingöz Recai" isimli polisiye romanlarıyla dikkat çekmiştir. 

Edebiyat, sanat, psikoloji, felsefe, sosyoloji gibi birçok değişik alanda kaleme aldığı yazılarla çok yönlü bir yazar olmayı başarabilen Peyami Safa, bu yönüyle edebiyatımızda ses getirmiştir. 

Küçükken sağ kolunda çıkan kemik veremi hastalığı nedeniyle kendisini ilaçların, doktorların, hasta bakıcılarının arasında bulan Peyami Safa, geçirdiği bu zor günleri otobiyografik romanı "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"nda derin psikolojik tahlillerle anlatmıştır.  

"Fatih-Harbiye" adlı romanında ise Doğu-Batı çatışmasını bir aşk teması etrafında ele alır. 

Peyami Safa'nın Eserleri 

Roman: 
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, 
Fatih-Harbiye, 
Canan, 
Şimşek, 
Sözde Kızlar, 
Atilla, 
Mahşer, 
Bir Tereddüdün Romanı, 
Yalnızız, 
Biz İnsanlar, 
Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü, 
Gençliğimiz

İnceleme-Deneme
Eğitim-Gençlik-Üniversite, 
Türk İnkılabına Bakışlar, 
Felsefi Buhran, 
Nasyonalizm, 
Mistisizm, 
Millet ve İnsan

22 Nisan 2025 Salı

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Edebî Kişiliği ve Eserleri


 Bu yazımızda Türk edebiyatının değerli sanatçılarından Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hayatı, edebî kişiliği ve eserlerinden söz edeceğiz. 

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Hayatı 

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. Babası Hüseyin Fikri Efendi, annesi Nesibe Bahriye Hanım'dır. Çocukluğunu babasının görevli bulunduğu Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da geçirdi. 1918'de İstanbul'a gelerek bir yıl Baytar Mektebi'nde öğrenci oldu. Ertesi yıl Darülfünun'da (bugünkü İstanbul Üniversitesinde) Edebiyat Fakültesinde Yahya Kemal Beyatlı'nın edebiyat dersleri verdiğini öğrenince kaydını edebiyat şubesine yaptırdı. Buradan mezun olduktan sonra Erzurum, Konya, Ankara ve İstanbul Kadıköy  liselerinde, Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde öğretmenlik yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi’nde Ahmet Hâşim’in ölümünün ardından boşalan dersleri vermekle görevlendirildi.  Daha sonraki yıllarda milletvekilliği de yapan sanatçı son yıllarını çeşitli sağlık sorunlarıyla geçirdi.23 Ocak 1962 tarihinde kalp krizi sonucunda vefat etti. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Edebî Kişiliği

Türk edebiyatına ve düşünce dünyamıza ışık tutmuş sanatçılarımızdan biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, verdiği eserlerle geçmişten günümüze köprü kurmayı başarabilmiş sanatçılarımızdandır. Öykü, roman, deneme, makale, gezi yazısı, şiir, edebiyat tarihi gibi alanlarda eserler veren sanatçı aynı zamanda musiki, resim, psikoloji, felsefe ve mimariye duyduğu ilgiyle adından söz ettirmiş ve bu ilgisini eserlerine yansıtmayı başarmıştır. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Başlıca Eserleri 

"Mahur Beste" adlı romanında romanın başkahramanı Behçet Bey ve çevresindekilerin hayatını konu edinen Tanpınar bu eserinde medeniyet kavramını tüm yönleriyle incelemiştir. 


Ahmet Hamdi Tanpınar, "Huzur" adlı romanında ise cumhuriyetin ilanıyla birlikte ortaya çıkmış olan yeni aydın tipini romanın başkahramanı Mümtaz özelinde ele almıştır. 


Tanpınar'ın bir başka romanı da "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"dür. Yazar bu romanında iki medeniyet arasında gidip gelen, sıkışıp kalan toplumumuzun garipliklerini, yanlışlarını, yozlaşmasını masalsı bir atmosfer içinde dile getirmiştir. Romandaki olaylar başkahraman Hayri İrdal'ın çevresinde gelişmiştir. 


Romancılığının yanında şairliği de çok güçlü olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiirleri nitelik bakımından güçlüdür. Özellikle "Ne İçindeyim Zamanın" ve "Bursa'daki Zaman" adlı şiirleri sanatçının önemli şiirlerindendir. Hocası Yahya Kemal'den sirayet eden mükemmeliyetçilik şiirlerinde kendisini güçlü bir şekilde göstermiştir. "Yaşadığım Gibi" adlı eserinde yer alan "Antalyalı Genç Kıza Mektup"ta asıl estetiğinin Valery'yi tanıdıktan sonra teşekkül ettiğini açıklar. Tanpınar yine aynı eserinde Bergson, Schopenhauer, Freud ve Nietzsche'den etkilendiğini dile getirir. 


Ahmet Hamdi Tanpınar; İstanbul, Ankara, Bursa, Konya ve Erzurum'u tarihi ve kültürel özellikleriyle "Beş Şehir" adlı eserinde okuyucularına tanıtmıştır. Bu şehirlerin kendisinde uyandırdığı izlenimleri kendisine özgü anlatım üslubuyla okuyucularına aktarmayı başarmıştır. 


Tanpınar'ın edebiyat tarihçiliği de Türk edebiyatında ses getirmiştir. "XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi" adlı eserinde bilimsel dilin yanında sanatsal bir dil de kullanan Tanpınar için bu eserinde adeta bilim ile sanatın sentezini yaptığını söyleyebiliriz. 


Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiir ve sanat anlayışında Bergson'un zaman anlayışının büyük etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Rüya meseleleri ise onu Freud'a ve psikanalistlere götürür.

Popüler Yayınlar