Eğitimin klasik bir tanımı vardır. "Bireyin davranışlarında kasıtlı olarak istendik yönde değişiklikler meydana getirme süreci" diye klasik bir tanım yaparız eğitim için. Peki biz bu "istendik" yani "olumlu" davranışları çocuklarımıza, gençlerimize yeterince kazandırabiliyor muyuz? Bir de "Eğitimin amacı nedir?" diye sorsak şu maddeleri sıralarız sanırım:
-Bireyin yaşadığı topluma ve çağa ayak uydurabilmesini sağlama
-Bireyi bilgi ve becerilerle donatma
-Bireyi teknolojiyle tanıştırma ve bireyin bilgi teknolojilerini etkili bir şekilde kullanmasını sağlama
-Dilimizi doğru kullanabilme
vs. gibi maddeleri sıralayabiliriz ve bunları da çoğaltabiliriz. Peki biz gençlerimizi, çocuklarımızı değerler eğitimi açısından yeterince iyi yetiştirebiliyor muyuz? Ben bu soruyu sadece biz öğretmenlere sormuyorum. Toplumun her kesimine soruyorum. Mesela aileler... Çok klasik bir ifade olacak ama yine de söylemek istiyorum: Eğitim öncelikle evde yani ailede başlar. Aileler, değerler eğitimi dediğimiz ve değerler eğitiminin içerisinde yer alan hoşgörü, merhamet, sevgi, dürüstlük, sadakat, yardımlaşma, büyüklere saygı vb. insani değerleri küçük yaşlardan itibaren çocuklarına aşılayabiliyorlar mı? Biz eğitimciler okulda değerler eğitimini yeteri kadar verebiliyor muyuz çocuklarımıza? Yoksa onları akademik bilgilere mi boğuyoruz? Bunları oturup bir düşünmemiz lazım.
Eğitim sistemimiz maalesef çocuklarımızı, gençlerimizi akademik bilgi ve becerilere boğmamızı istiyor. Sınavların çok önemli bir yer tuttuğu bir eğitim sisteminde maalesef bu durum kaçınılmaz oluyor. Haliyle biz öğretmenler de sistemin gerektirdiği şeyleri uygulamak zorunda kalıyoruz. Ben buradan tüm meslektaşlarıma seslenmek istiyorum: Elimizden geldiğince öğrencilerimize değerler eğitimini verelim. Neredeyse her gün bu konuya vakit ayıralım. Her ders 10 dakika ayırsak bile kazancımızın büyük olacağını düşünüyorum. Öğrencilerimize önce insan olmayı, insan olmanın gerektirdiği nitelikleri öğretelim.
Ailelere gelince... Sevgili aileler; özgüven ile kibir arasında çok ince bir çizgi vardır. Eğer o ince çizgi aşılırsa çocuğunuz kibirli, egolu bir insana dönüşür. O nedenle çocuğunuzun olur olmaz her davranışını övmeyin. Onların her isteğini yerine getirmeyin. Eğer sizler sorgusuz sualsiz, kayıtsız şartsız her isteğini yerine getirirseniz onlar da büyüdüklerinde şımarık bir kimliğe bürünürler ve kendilerini dev aynasında görürler. Onları sorumluluk bilincine sahip, sabırlı bireyler olarak yetiştirmeye gayret edin.
Değerli okurlar; bu yazı bir suçlama yazısı değildir. Bu yazı bir sorgulama ve farkındalık yazısıdır. Toplum olarak sorumluluğumuz büyük. Eğer biz toplum olarak bu konuya gereken önemi vermezsek, üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmezsek gün gelir bir genç kalkar sırf tutanak tuttu diye değerli bir bilim insanının canına kıymaya kalkar. Lütfen toplum olarak futbola verdiğimiz önemi eğitime de verelim. Futbola verdiğimiz önemi eğitime de verirsek ne Finlandiya'yı konuşuruz ne de Japonya'yı konuşuruz.
Buraya kadar tahammül edip okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Herkese mutlu ve sağlıklı günler...
Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/261909/
Ben yeterli oldugunu düsünmüyorum. Cocuklarin beynine bir sürü bilgi tikistiriliyor ama toplumda medeni yasamin geregi kurallar ögretilmiyor .
YanıtlaSilMedeni yaşam için de değerler eğitimi çok gerekli diye düşünüyorum. Teşekkürler katkınız için :)
SilOkuduğum döneme bakarsak sadece bilgi ağırlıklı bazı öğretmenlerimide çok sever ve sayardım pislik olanlarıda unutmadım.
YanıtlaSilÖğretmenler canımızdır. Hepsine saygı duyuyorum. Teşekkürler Yusuf abi yorumun ve ziyaretin için :)
SilMaalesef aileler bahsettiğiniz gibi özgüven ve kibir arasındaki sınırıihmal edince bu çocuklara eğitimde istediğiniz gibi verilemiyor. Bir de, müfredatta yer alan gereksiz bilgiler ve sınav baskısı çocuklarda ince şeyleri anlamaya ve düşünmelerine imkan vermiyor maalesef.
YanıtlaSilMüfredatı sık sık değiştiriyoruz ancak bir türlü istediğimiz verimi alamıyoruz maalesef. Köklü değişim şart. Teşekkürler katkınız için :)
SilEğitim sistemi Türkiye' de devamlı değişen bir oluşum haline geldi. Hal böyle olunca herkes normal karşılamaya başladı. Aslında dediğiniz gibi önce insan olmak nasıl olur onu öğretmek gerek. Elbette bu konuda ailelere çok büyük görev düşüyor ama günümüzde baktığımız çoğu aile tablosu annesinin elinde telefon varsa çocuğunda da tablet var...Allah sonumuzu hayır etsin...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilAmin diyorum ben de. Öğrencilerimize önce insan olmayı öğretmeliyiz. Eğer biz bunu yaparsak gerisi gelir Allah'ın izniyle... Teşekkürler yorumunuz için :)
SilEğitim de köklü değişimler yapılmalı öğretmenlik okumadan önce öğretmen olup olamayacağına dair testler yapılmalı bu işin bakanlığına da gerçekten işi bilenler getirilmeli saygılar İbrahim bey
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız. Teşekkürler yorumunuz için :) Saygılar bizden efendim.
SilRica ederim İbrahim bey
Siltahammül edipte okumak diye birşey yok severek okudum güzel yazı olmuş sayfama da beklerim https://konuloji.blogspot.com
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. En kısa sürede uğrayacağım :)
SilDeğerler eğitimine ne şimdi ne de öncesinde önem verilmediği için toplum şu anda bu çöküntü içinde değil mi zaten? Bizde eğitim sözde var ama öğretim kısmı hiç yok!
YanıtlaSilKesinlikle hak veriyorum görüşünüze. Bu konu üzerinde ciddi değişiklikler yapılmalı. Teşekkürler yorumunuz için:)
SilAilede verilen eğitim konusunda kendimi ve eşimi gayet başarılı ve yeterli buluyorum . Şakın yanlış anlaşılmasın kendimi övmek değil niyetim ama çocuklarımın gayet saygılı sevgili ve bizden alması gereken her konuda yeterince eğitimli olduklarına inanıyorum.
YanıtlaSilOkul hayatlarında ve günlük hayatlarında da herkese karşı saygılı ölçülü ve başarılı bireyler .
Güzel bir farkındalık yazısı olmuş emeğinize sağlık
Ondan şüphem yok Seyhan Hanım. Teşekkür ederim yorumunuz için :)
SilTürkiye’deki eğitim sistemine ise diyecek söz bulamıyorum.
YanıtlaSilSürekli değişen biri henüz oturmamışken yeniden değişikliğe gidilen garip olarak adlandırabileceğimiz bir şey ama ne ?
Evet son derece haklısınız. Müfredat daha yeni değişti seneye bir kez daha değişmesi gündemdeymiş. Daha çok değişecek galiba...
SilGüzel bir yazı olmuş.Çin'de çocuklara 10 yaşına kadar ahlak eğitimi verildiğini okumuştum. Ahlak eğitiminden kasıt tabii ki, toplumsal ve insani değerler ya da dürüstlük gibi kavramlar. Ben özellikle okul ortamında bir kaç yıl sadece bu yönde verilen eğitimi daha mantıklı buluyorum. Bu nedenle örnek verdim. Maalesef yetersiz kalıyoruz. Öğretmenler olarak, atanınca heyecanını yitiren öğretmenler olursa sıkıntı daha da büyüyecektir.Aile konusuna zaten değinmişsiniz. Teşekkürler.
YanıtlaSilBence ilkokulda 4 yıl boyunca yoğunlaştırılmış değerler eğitimi verilmeli. Çocuklarımıza sağlam bir karakter kazandırırsak gerisinin geleceğini düşünüyorum. Düşüncelerin için çok teşekkür ediyorum Aylin :)
SilBana göre İbrahim Bey, eğitim değil de öğretim sistemine sahibiz.
YanıtlaSilÖte yandan çocuklarla ebeveyn arasında hala arkadaşlık kurulmaya çalışılıyor. Zannımca, naçizane, bu durum her ne kadar iyi görünüyor olsa da bi'vakit sonra çocuk yavaştan artık ebeveyniyle kendisini kıyaslayacak duruma geliyor. "Ama sen de bunu yapıyooon"
Ne yazık ki bu durum, küçük yaşlara da ivmelendikçe ve buna "çocuk güzel laf yapıyor" gibi geçiştirdikçe, sizin de belirttiğiniz üzre, ileriki dönemlerde kişilik oluşumunda tahribata sebebiyet veriyor, verecektir.
Her ne kadar "Allah sonumuzu hayretsin" duasını etsek de biraz da "ne oluyoruz?" demek gerekiyor gibi
Uzun oldu, sürçi lisanım affola
Selamlar
Estağfurullah, insanların bu konuya ilgi göstermesi ve böyle uzun uzun yorumlar yapması hoşuma gidiyor. Tespitinizde çok haklısınız.Bir de aileler tarafından aşırı özgüven pompalanması çocuklarımızın sınırı aşmasına neden oluyor. Özgüven zamanla kibire, egoya dönüşüyor. Teşekkür ederim katkınız için :)
SilÖz güven kibir arasındaki ince çizginin aşıldığını gözlemliyorum ben de üzülerek. Çocuğa kesinlikle değerler öğretilmeli , değerlerimize sahip çıkılmalı. Çocuk öz güvenli olacak diye değerler unutulup sınırlar aşılmamalı. Bugünün çocukları yarının büyükleri.. Ne ekersek onu biçeriz. Çok teşekkür ederim bu kıymetli yazınızla bizlere bunu bir kez daha hatırlattığınız için.
YanıtlaSilRica ederim, ben teşekkür ederim. Bir eğitimci olarak görevim olduğunu düşünüyorum. Tekrar teşekkürler ilginiz için :)
SilSınavlar çocukların ömrünü yiyor maalesef. Liseye girerken ayrı, üniversiteye girerken ayrı. Özellikle üniversite sınavının öğrencileri nasıl tükettiğine birebir tanıklık etmişliğim vardır. Bence sınav sistemleri değişmeli. Yoksa eğitim sınava odaklı olmaktan kurtulamaz. Teşekkürler bu değerli paylaşımınız için.
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız. Aslında görüyorum ki hepimizin şikayetleri ortak. İnşallah yetkililerimiz çözüm bulurlar. Teşekkür ederim yorumunuz için :)
SilBazı zamanlar bir eğitim sisteminin varlığına bile inanmak istemiyor insan. Ne yol doğru, ne o yolda giden bireylerin bilinç düzeyi tam ne de aracılar eksiksiz.. Bence en büyük yanlışlardan biri hedef adı altında yapılan ya da sınırlandırılan uygulamalar. Hepimiz ve ne yazık ki çoğu nesil, zihninin en duru ve potansiyelinin en yüksek olduğu zamanlarda sınavlar, çok da elzem olmayan sorumluluklar ve tek tipleştirici uygulamaların birer sonucuyuz aslında..
YanıtlaSilHarika tespitleriniz var.Düşüncelerime tercüman oldunuz teşekkür ediyorum. En verimli olduğumuz dönemlerde maalesef sınavlarla vakit kaybettik. O kadar çok yazılacak şey var ki aslında...
SilEstağfurullah tahammül ne demek,zevkle okudum...
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum okuduğunuz için :)
SilDeğerler eğitimi kağıt üstünde var ama bunun önemine inanmış öğretmen ve idarecilerin de olması lazım. Sanırım bu oran az...
YanıtlaSilSınava dayalı bir sistemimiz olduğu için değerler eğitiminin ihmal edilmesi maalesef kaçınılmaz oluyor. Bu durum gerçekten üzücü. Teşekkürler katkınız için :)
SilÖğretmen olduğunuzu yeni anlamış oldum İbrahim Bey. Ne güzel yazmışsınız. Bu tür yayınları dilerim aileler okurlar zira tamamen farkındalık yazısı. Emeğinize sağlık. Saygılar...
YanıtlaSilTeşekkür ederim okuduğunuz için. Saygılar benden efendim :)
SilÖğrencileriniz çok şanslı 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Şu an ücretliyim. İnşallah atanmak da nasip olur. Teşekkürler yorumunuz için :)
SilEğitim ailede başlar. Duygu ve değerler belli bir yaşa kadar öğretilebilir çocuklara. Ailelerin bu konuda ilgi göstermesi gerekiyor. Gönül ister ki okullarda da bu duygu ve değerlerin eğitimi olsun, aynı İskandinav ülkelerindeki gibi. Fakat çok zor. Sadece teknik bilgi ve sınavlar... Yapılabilecek şey, bilinçli öğretmenlerin dediğiniz gibi dersin 10 dakikasını sohbet eşliğinde diğer konulara yer vermesi.
YanıtlaSilAynen öyle sistem maalesef müsaade etmiyor. İş öğretmenlere düşüyor. Teşekkürler kardeşim ziyaretin için :)
Silkeşke ebeveyn eğitimleri önce gelse bizde çocuk sahibi olmadan başlansa bu eğitimler mesela
YanıtlaSilKesinlikle öyle olmalı bence, güzel fikir... Katkınız için çok teşekkürler :)
Silnerede hata yapıyoruz? öncelikle ilk hata bizlerde yani anne baba öğretmen ve çocuğun hayatını etkileyen tüm yetişkinlerde. ben de bir eğitimciyim fakat gördüklerim hiç hoş şeyler değil. sabırsız, yorgun ebeveynler ve öğretmenler, kendini yetiştirmeyen yetişkinler çocuğa ne verebilir. bu konuda tam olarak yaramıza tuz basmışsınız İbrahim bey :) farkındalık yarattığınız için teşekkürler.
YanıtlaSilDeğerli görüşleriniz için biz teşekkür ederiz.
Sil