Edebiyat, TDK Güncel Türkçe Sözlük'te “Olay,
düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi
sanatı; yazın.” şeklinde tanımlanmaktadır. Psikoloji ise TDK
Güncel Türkçe Sözlük’te “Bir grubun veya bir bireyin düşünme, duygulanma
biçimlerini ve davranışlarını konu alan bilim dalı, ruh bilimi, ruhiyat.” olarak
tanımlanır. Aslında her iki kavramın da ortak noktası insan ve insanın
davranışlarıdır. Her iki bilim de insanı ve davranışlarını konu alır. Bu
nedenle edebiyat ile psikoloji bilimleri arasında sıkı sıkıya bir bağ vardır.
Edebiyat-Psikoloji İlişkisi
Psikoloji bilimi, edebiyatı besleyen en önemli çalışma
alanlarından biridir. Psikoloji de edebiyat da insan ruhuna eğilir ve insan
ruhunun bilinmeyenlerini, insanın içinde bulunduğu ruh hâlini aktarmaya
çalışırlar. Bu konuyla ilgili İsmet Emre, “Yeni Türk Edebiyatının
Psikoloji Kaynakları” adlı makalesinde şunları kaleme almıştır:
“Doğalarındaki yakınlıktan dolayı psikoloji, edebiyatı
besleyen en ciddi çalışma alanlarından biri olagelmiştir. Her iki disiplin de
insan ruhunun karmaşasındaki bilinmezliklere eğilmeleri ve karanlık noktalarına
uzanmaları bakımından yer yer benzeri yöntemleri kullanmak durumunda
kalmışlardır. Bir anlamda edebiyat ile psikoloji, insan ruhunun farklı
ortamlardaki dil kodlarıyla şifrelerini çözme uğraşı vermektedirler.”
Edebî eserleri meydana getiren yazarlardır. Yazarlar, edebî
eserlerini oluştururken bu eserlere kendilerinin yaşantılarından, duygularından
ve düşüncelerinden izler bırakırlar. Başka bir deyişle edebî eserlerde yazarın
psikolojisinden izler olduğunu söyleyebiliriz. Sözünü ettiğimiz bu husus da
gösteriyor ki edebî eserler insan ruhundan izler taşır ve bu durum da edebiyat
ile psikolojinin sıkı sıkıya bir ilişki içinde olduğunu gösterir.
Bir şairin ya da bir yazarın kaleme aldıkları eserlerde
nasıl bir ruh hâli içinde olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Bu konuda Mustafa
Karabulut, “Cahit Sıtkı Tarancı'nın Şiirlerine Psikanalitik Bir Yaklaşım” adlı
makalesinde şunları dile getirmiştir:
“Şair ve yazarlar, eserlerinde psikolojik yapılar hakkında
bilgiler verirler. Sanatçı bir bakıma toplumun sözcüsü durumundadır ve eseri vasıtasıyla
bastırılmış duyguları ortaya koyar. Örneğin; Cahit Sıtkı Tarancı’nın
şiirlerinde ölüm söylemi onun psikolojisinden izler taşır.”
Yukarıdaki ifadeler edebiyat-psikoloji ilişkisini net
bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kaynak:
1.TDK Güncel Türkçe Sözlük
2.İsmet Emre, Yeni Türk Edebiyatının Psikoloji
Kaynakları, Turkish Studies
3.Mustafa Karabulut, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiirlerine
Psikanalitik Bir Yaklaşım