Türkçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Nisan 2025 Cumartesi

Özetleme İşlevi Gören Kelime ya da Kelime Grupları



Özetleme işlevli dil yapıları başka bir deyişle özetleme işlevi gören kelime ya da kelime grupları açıkçası, yani, özetle, kısacası, özet olarak, uzun lafın kısası, sonuç olarak vb.” olarak sıralanabilir.

Özetleme İşlevi Gören Kelime ya da Kelime Grupları – Örnekler

-İnsan duyguları olan bir varlıktır yani yaşanan her olaydan etkilenebilir.

-Uzun lafın kısası çalışamadığım için sınavdan düşük not aldım.

-Kitap okumak, insanın hayal gücünü geliştirdiği gibi insana farklı bakış açıları da kazandırır. Özetle kitap okumak insanı geliştirir. 

-Sorumluluklarımızı zamanında yerine getirmek, ailemize yardım etmek, tüm canlılara sevgi ve şefkatle yaklaşmak oldukça önemlidir. Kısacası bunlar bizim insanî görevlerimizdir.

-Öğretmenlerimizi derste dikkatle dinlemek, derslerimizi günü gününe tekrar etmek, ödevlerimizi zamanında ve eksiksiz yapmak ile başarı arasında doğru orantı vardır. Sonuç olarak bunları yapmak bizi başarıya götürür. 

-Kararlılık, azim ve disiplin başarı için olmazsa olmazlardır. Açıkçası bu özelliklere sahip olmazsak başarıya ulaşmamız da oldukça zordur. 


Yukarıdaki örneklerde koyu harflerle yazılmış ifadeler özetleme işlevi gören kelime ya da kelime gruplarıdır. 


18 Nisan 2025 Cuma

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 12. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Namaza meyli (veya namazda gözü) olmayanın kulağı ezanda olmaz:

Kişi yapmak istemediği işin ayrıntılarıyla ilgilenmez. 


Ne sakala minnet ne bıyığa:

İnsan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir. 


Ne şeytanı gör ne salavat getir:

Gücünün yetmediği işe kalkışmamayı, kalkışılırsa da başkalarından medet ummamayı anlatmak için söylenen bir söz. 


Nefesine güvenen borazancıbaşı olur:

Başarabileceğine emin olanlar büyük işlere girişmelidir. 


Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur:

Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir, mayıs yağmuru ise başakların dolgunlaşmasını sağlar. 

NOT: Çeç "tahıl yığını" anlamına gelir. 



Deyimler ve Anlamları

Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: 

Hemen her işte kendi çıkarını düşünerek hareket etmek.


Ne od var ne ocak:

Yoksulluk ve perişanlık içinde. 


Ne çiçektir, biliriz:

"Ne denli yeteneksiz, niteliksiz olduğunu biliriz" anlamında kullanılan bir söz.


Neler de neler, maydanozlu köfteler:

"Akla gelmedik şaşılacak şeyler" anlamında kullanılan bir söz.


Ne oldum delisi olmak:

Ummadığı bir duruma beklemediği bir anda ulaşan kimsenin çok şımarması.


Kaynak: TDK 

14 Nisan 2025 Pazartesi

Doğrudan Zaman ve Öncelik Sonralık Belirten İfadeler


Doğrudan zaman ifadeleri ve öncelik sonralık belirten ifadeler; kişilerin yaşam öykülerinin anlatıldığı, bir uygulamanın işlem basamakları, bir olayın kronolojik akışı gibi içeriklerin anlatıldığı sıralı-kronolojik metin yapısı içerisinde değerlendirilir.

Öncelik sonralık belirten ifadeler “önce, ilk olarak, sonra, daha sonra, ardından, o esnada, aynı anda, en son, nihayetinde” gibi ifadelerdir.

Öncelik Sonralık Belirten İfadeler – Örnek Cümleler

-Önce konuyu işleyip ardından konuyla ilgili sorular çözeceğiz.

-Tasarımcılar bu motifleri önce kâğıda döker, sonra halının genel görünümünü planlarlar.

-Daha sonra bu konunun üzerinde duracağız.

-İlk başta tezgâhın parçaları birbirleriyle uyumlu olacak şekilde takılır.

-O konuyu en son işleyeceğiz.

-Sessizce kitap okuyorduk, o esnada dışarıda bir gürültü koptu.

-Yazımız için ilk olarak bir taslak metin oluşturacağız.


Yukarıda koyu harflerle yazılmış ifadeler öncelik-sonralık belirten ifadelerdir.


Doğrudan Zaman Bildiren İfadeler – Örnekler

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden 1923’te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara’daki liselerde öğretmenlik yapan Tanpınar daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsünde edebiyat dersleri verdi. 1933’ten sonra İstanbul’da Kadıköy Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı.


Yukarıda koyu harflerle yazılmış ifadeler doğrudan zaman bildiren ifadelerdir. 


5 Nisan 2025 Cumartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 11. Hafta



Atasözleri ve Anlamları

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır:

Bir kimseye verilen armağan, aradaki sevgiyi artırdığı için değerlidir. 


Lokma çiğnenmeden yutulmaz:

Her iş emekle yapılır. 


Mal adama hem dost hem düşmandır:

Malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır. 


Mart ayı dert ayı:

Mart ayında havalar sık sık değiştiği için insan kendisini koruyamaz ve hasta olur. 


Misk yerini belli eder:

Değerli kişi nerede olsa varlığını gösterir. 


(Misk, "güzel kokulu madde, mis" anlamına gelmektedir.)


Müft olsun da zift olsun:

Kimileri bedava bulduklarında yenmeyecek şeyleri yerler, işe yaramayan şeyleri alırlar. 


(Müft "parasız, bedava" anlamına gelmektedir.)


Mühür kimde ise Süleyman odur:

Bir işte yetki kimde ise kuvvet ondadır. 



Deyimler ve Anlamları 

Lafın altını kazımak:

Konuyu iyice deşmek, önünü arkasını araştırmak. 


Lafını yabana atmamak:

Söylenen söze değer vermek. 


Lügat paralamak:

Konuşma dilinde geçmeyen yabancı kelimeler kullanmak, ağdalı konuşmak. 


Makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek):

Kendini tutamayarak kahkahayla gülmeye başlamak. 


Mal bulmuş Mağribî gibi:

Büyük bir zenginliğe kavuşmuşçasına aşırı sevinç ve coşku ile. 


NOT: "Mağribî" sözcüğü TDK Güncel Türkçe Sözlük'te "Batılı" ve "Mağrip halkından olan kimse" olarak açıklanır. 


Maraza aramak:

Çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak. 


Maraza çıkarmak:

Kavgaya yol açmak, kavga çıkarmak, anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak.


NOT: "Maraza" sözcüğü TDK Güncel Türkçe  Sözlük'te "hastalık" ve "anlaşmazlık" olarak açıklanır. 


26 Mart 2025 Çarşamba

7. Sınıf Türkçe Dersi 2. Dönem 1. Ortak Yazılı Sınav Konu Soru Dağılım Tablosu (MEB-Özgün)

 7. sınıf Türkçe dersi 2. dönem 1. yazılı sınavı (ülke geneli ortak), MEB yayınları ve Özgün yayınlarını kullanan okullar için Ek-3'te verilen konu soru dağılım tablosu göz önünde bulundurularak hazırlanan açık uçlu veya açık uçlu ve kısa cevaplı 7 sorudan oluşacaktır.


7. Sınıf Türkçe Dersi 2. Dönem 1. Ortak Yazılı Sınav Konu Soru Dağılım Tablosu 


Kazanımlar:

-Basit, türemiş ve birleşik fiilleri ayırt eder. 

-Metindeki yardımcı fikirleri belirler. 

-Metinle ilgili soruları cevaplar.

-Okudukları ile ilgili çıkarımlarda bulunur. (Metinlerdeki neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul, karşılaştırma, benzetme, örneklendirme, duygu belirten ifadeler ve abartma üzerinde durulur.)

Bu kazanımla ilgili konu başlıklarına ulaşmak için lütfen aşağıdaki bağlantılara tıklayınız. 

Neden-Sonuç, Amaç-Sonuç, Koşul-Sonuç Cümleleri

Karşılaştırma Cümlesi Nedir? Karşılaştırma Cümleleriyle İlgili Örnekler

Duygu Belirten İfadeler

Abartılı İfadeler

-Görsellerle ilgili soruları cevaplar. 

-Metinde kullanılan düşünceyi geliştirme yollarını belirler. 

Bu kazanımla ilgili konu anlatımlarına ulaşmak için lütfen aşağıdaki bağlantılara tıklayınız. 

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Tanımlama Nedir?

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Karşılaştırma

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Örnekleme

Düşünceyi Geliştirme Yolları - Tanık Gösterme

Düşünceyi Geliştirme Yolları Konu Anlatımı

-Bilgilendirici metin yazar.


Not: Her kazanımdan 1 soru sorulacaktır.

23 Mart 2025 Pazar

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 10.Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

 Irmak kenarına çeşme yapılmaz:

Zaten var olan ve herkesin işine yarayıp artan şeyin yanına aynı işi görmek üzere bir de daha zayıfını eklemek boşuna yorulmaktır. 


Irmağı geçerken at değiştirilmez:

Tehlikeli bir durum veya zamanda bir yöntemden başka bir yönteme geçilmemelidir. 


İki at bir kazığa bağlanmaz:

Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar. 


İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar:

Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer. 


Kadı anlatışa göre fetva verir:

Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir. 


Kader olmayınca kadir bilinmez:

Kişi talihsiz ise ne kadar iyi insan olursa olsun, değeri bilinmez. 


Kalıp kıyafetle adam adam olmaz:

Gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz. 


Deyimler ve Anlamları 

Karga gibi:

Çok zayıf ve esmer (kimse).


Kargadan başka kuş tanımamak:

Bildiğinden veya öğrendiğinden kesinlikle şaşmamak.


Keklik gibi:

Güzel, alımlı, hareketli. 


Kanı içine akmak:

Derdini dışa vuramamak.


Kanı kurumak:

1. Çok usanmak, çok bıkmak.

2. Bitkin, yorgun, cansız duruma düşmek.


Kan alacak damarı bilmek:

Nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.


Kaç baharın yoğurdunu yemek:

Çok yaşamak, ömrü uzun olmak.


Kaynak: TDK 

21 Mart 2025 Cuma

Tanıtma Paragrafı Nedir? Tanıtma Paragrafına Örnek Metinler


Bir kavramın tanımlanması ya da kişi ve nesnelerin tanıtılması amacıyla yazılan paragraf türüne tanıtma paragrafı denir. Tanıtma paragrafları bilgilendirici metinlerde karşımıza çıkar.


Kavramın Tanımlandığı Tanıtma Paragrafları 

Kavramın tanımlandığı tanıtma paragraflarında önce ele alınan kavramın tanımı yapılır, daha sonra uygun örneklerle konu genişletilir. 

Kavramın Tanımlandığı Tanıtma Paragrafına Örnek 

Hoşgörü, yapılan yanlış veya kötü davranışları anlayışla karşılayarak affetme, sert ve katı hükümlü olmama anlamına gelir. Aynı zamanda hoşgörü insan ilişkilerini olumlu yönde etkileyen, insanlar arasında meydana gelebilecek sorunların önüne geçebilen yüce bir duygudur. İnsan, doğası gereği hata yapabilen bir varlıktır. Hata yapan insana karşı sert hükümlü olmamalı, onun bu hatayı tekrarlamayacağına inanarak ona karşı hoşgörülü olmalıyız Hata yapan insan ise karşıdaki kişinin gösterdiği hoşgörüyü olumsuz yönde kullanarak yaptığı hatayı tekrar etmemeye gayret göstermelidir. 


Kişi veya Nesnelerin Tanıtıldığı Tanıtma Paragrafları 

Bir kişinin veya nesnenin tanıtıldığı tanıtma paragraflarında önce tanıtılan kişi veya nesne hakkındaki temel bilgilerle başlanır; ardından ise söz konusu kişi veya nesnenin ayırt edici ve öne çıkan özelliklerinden bahsedilir. 

Kişi veya Nesnenin Tanıtıldığı Paragraf Örneği 

Oğuz Atay, 12 Ekim 1934’te Kastamonu İnebolu’da dünyaya gelmiştir. Yazdığı eserlerle Türk edebiyatına damgasını vuran yazarın en önemli ve ünlü romanı “Tutunamayanlar"dır. Yazar bu romanda toplum içinde giderek yalnızlaşan aydın tipinin trajik serüvenini Türk edebiyatında daha önce görülmemiş tekniklerle okuyucuya yansıtmıştır. Yazarın “Tutunamayanlar” dışında “Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Korkuyu Beklerken”gibi eserleri  de vardır. 13 Aralık 1977’de İstanbul’da yaşamını yitiren yazarın eserleri bugün hâlâ ilgiyle okunmaktadır. 


Yukarıdaki parçada bir kişi (Oğuz Atay) tanıtılmıştır. Parçada Oğuz Atay'ın ayırt edici ve öne çıkan özellikleri okuyucuya aktarılmıştır. 


10 Mart 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 9. Hafta

 


Atasözleri ve Anlamları 

Aç elini kora sokar:

Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. 


Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez:

Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.


"Açlıkla İlgili Atasözleri" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz.


Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede bulur:

Hedefleri, amaçları aynı olanların yolları aynı noktada kesişir. 


Haklı söz, haksızı Bağdat'tan çevirir:

Doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir. 


Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz:

Çalışanın emeğinin karşılığı verilmelidir. 


Hamala semeri yük olmaz:

İnsana kendi işi ağır gelmez.


Harman dövmek keçinin işi değil:

Önemli işler herkese yaptırılmaz. 



Deyimler ve Anlamları 

Eyere de gelir semere de:

Her işe yarar, her türlü işi görebilir. 

Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne. 

Semer: At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç. 



Faka basmak:

Aldatılmak, tuzağa düşmek. 

Fak: Tuzak. 



Fora etmek:

Açmak, çözmek.


Gemi azıya almak:

Söz dinlemez olmak:

Gem: Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç. 


Göze göz dişe diş:

Yapılan kötülüğe aynı şekilde karşılık verme, misilleme.


Kaynak: TDK 

8 Mart 2025 Cumartesi

Emeğin ve Çalışmanın Önemini Anlatan Atasözleri



Lokma çiğnenmeden yutulmaz:

"Her iş emekle yapılır" anlamında kullanılan bir söz.


Zahmetsiz rahmet olmaz:

Sıkıntı, güçlük çekmeden iyi ve güzel işler başarılamaz. 


Emek olmadan yemek olmaz:

Yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir. 


İşleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar):

Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar. 


Er olan ekmeğini taştan çıkarır:

Azimli kimse geçim yolunu bulmak için en güç işlerle bile uğraşmaktan yılmaz. 


Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir:

Karşılıksız da olsa çalışmak çalışmamaktan iyidir. 


Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar:

Yazın çalışan kışın rahat eder. 


Ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar:

Elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğlenceye, keyfe dalan kimse sonunda aç kalır ve perişan olur. 


Tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz:

Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez. 


Kaynak: TDK 


1 Mart 2025 Cumartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 8. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

 Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme:

Çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler. 


Gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş:

Toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez. 


Gem almayan atın ölümü yakındır:

Söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür. 


Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir:

İnsan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar. 


Gençlikte para kazan (veya taş taşı), kocalıkta kur kazan (veya ye aşı):

Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.


Gezen ayağa taş değer (veya dolar):

Gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle karşılaşır. 


Gezen kurt aç kalmaz:

Geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi aç kalmaz. 


Deyimler ve Anlamları 

Kediye peynir (veya ciğer) ısmarlamak:

Güvenilmeyecek birine saklaması için bir şey bırakmak.


Punduna getirmek:

Bir şeyi yapmak için uygun zamanı ve yeri seçmek. 


NOT: İtalyanca kökenli bir sözcük olan "punt", "Bir şey için uygun zaman, fırsat." anlamına gelir. 


Her aşın kaşığı olmak:

Her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.


Yandı gülüm keten helva:

"Kaçırılmış bir fırsat" anlamında kullanılan bir söz.


Ayıyı vurmadan postunu satmak:

Henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.


Burnuna halkayı takmak:

İstediği gibi yönetmek, her istediğini yaptırmak. 


Burnuna karıncalar dolmak:

Ölmek.


Kaynak: TDK 


28 Şubat 2025 Cuma

Açlıkla İlgili Atasözleri


Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Atasözlerinin Özellikleri

a) Atasözleri anonimdir başka bir deyişle söyleyeni belli değildir ve halkın ortak malıdır.

b) Atasözleri kalıplaşmış sözler olduğu için atasözlerini oluşturan sözcüklerin yeri değiştirilemez ve bu sözcükler başka sözcüklerle değiştirilemez. Örneğin; “Damlaya damlaya göl olur.” atasözünü “Göl olur damlaya damlaya.” ya da “Damlaya damlaya havuz olur.” şeklinde değiştiremeyiz.

c) Atasözleri genel yargılar bildirir. Genel yargılar bildirirken de ders verici bir nitelik taşır.

ç) Atasözleri genellikle mecaz anlamlıdır.


Atasözlerinin tanımını yaptıktan ve özelliklerine değindikten sonra "açlıkla ilgili atasözleri listesi" ne yer verelim:


Acıkan doymam, susayan kanmam sanır:

Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur. 


Aç elini kora sokar:

Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. 


Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez:

Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister. 


Aç at yol almaz, aç it av almaz:

İş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız. 


Aç ayı oynamaz:

Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir. 


Aç esner, âşık gerinir:

Herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır. 


Aç gezmektense tok ölmek yeğdir:

Yoksulluk ölümden de beterdir. 


Açın gözü ekmek teknesinde olur:

Kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir. 


Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun:

İlişki kuracağımız kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ona güvenmeden kendimiz sağlamalıyız. 


Açın imanı olmaz:

Aç olan kimseden her türlü kötülük beklenebilir. 


Açın karnı doyar, gözü doymaz:

Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez. 


Açın koynunda ekmek durmaz:

Kazancı yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar, yarını için bir şey saklayamaz. 


Açın kursağına çörek dayanmaz:

Yoksulluk içinde bulunan kimsenin bir eksiği giderilse başka bir eksiği kendini gösterir. 


Aç köpek fırın deler:

Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. 


Aç kurt yavrusunu yer:

Aç olan karnını doyurmak için canavarlığın en kötüsünü bile yapar. 


Aç kurt aslana saldırır:

Açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur. 


Açın uykusu gelmez:

Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 


Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır:

İnsanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar. 

18 Şubat 2025 Salı

Natüralizm Akımı Nedir? Natüralizm Akımının Özellikleri


Realizmin bir üst basamağı olarak ortaya çıkan, realist gözlemciliğe determinizmi de ekleyen edebî akıma natüralizm adı verilir. Natüralizm akımının özelliklerine geçmeden önce “determinizm nedir?” sorusunu cevaplayalım. Determinizm, şu anki olayların daha önceki olayların sonucu olduğunu ve şu anki olayların sonraki olaylara sebebiyet vereceğini öne süren düşünce sistemidir.

“Doğalcılık” olarak da adlandırılan natüralizm akımının bildirisini 1880 yılında Emile Zola kaleme almıştır.

Natüralizm Akımının Özellikleri

1)Realist yazarlar gözleme büyük önem vermişlerdir. Natüralist yazarlar ise eserlerinde deneyi ön plâna çıkarmışlardır. Başka bir deyişle yazar, dış dünyada gözlemlediği olayların kendisinin meydana getirdiği roman dünyasında gerçekleşmesine zemin hazırlar.

2)Bilimsel gerçekçiliği edebiyata taşıyan natüralistler, eserin olayları ve kahramanları karşısında bir bilim insanı tarafsızlığına sahip olmuşlardır.

3)Natüralistler eserlerinde insanı ele alırken soyaçekim ve sosyal çevre üzerinde durmuşlardır. Natüralizme göre insanların huyları anne ve babadan aldıkları kalıtıma, başka bir deyişle soyaçekim özelliklerine bağlıdır. Başka bir deyişle insan sosyal çevre ile soyaçekimin bir ürünüdür.

4) Natüralist yazarlar romanlarında ayrıntılı betimlemeler yapmıştır.

5)Bu akımda genellikle, sorunlu, toplum tarafından dışlanmış kişiler anlatılır.

6) Natüralist yazarlar, eserlerinde toplumun tüm olumsuzluklarını ortaya koymuşlardır. Buradaki amaç insanları içinde bulundukları olumsuzluklardan kurtarmaktır.

7)Her ne kadar öykü ve tiyatro alanında da eserler verilmekle birlikte natüralizmin ağırlıklı olarak bir roman akımı olduğu söylenebilir.


Natüralizmin Dünya Edebiyatındaki Temsilcileri

Emile Zola, Alphonse Daudet, Guy de Maupassant, Gerhart Hauptmann.


Türk Edebiyatında Natüralizm

Edebiyatımızda natüralizm akımına en fazla yaklaşan sanatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar olmuştur. 


10 Şubat 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 6. Hafta



Atasözleri ve Anlamları

Cahile söz (veya laf) anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür (veya zordur):

Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir. 


Cambaz ipte, balık dipte gerek:

Kişi uzmanlığının gereği ne ise onu yapmalıdır. 


Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur:

Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur. 


Can bostanda bitmez:

İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır. 


Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez:

Sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler. 


Deli arlanmaz, soyu arlanır:

Densizce, delice iş yapanlar yaptıklarından utanacak durumda değillerdir ama ailesi, yakınları onların davranışlarından üzüntü duyarlar, utanırlar. 


Deliye taş atma, başını yarar:

Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.


Deyimler ve Anlamları 

Deli kızın çeyizi gibi:

Bir arada sergilenen ve birbirine yakışmayan (eşya).


Deli pösteki sayar gibi:

Çok karışık, çok ayrıntılı, sıkıcı bir işle uğraşma.


Pösteki, "koyun veya keçi postu" anlamına gelir. 


Pösteki saymak:

İçinden çıkılmaz bir iş yüklenip uğraşmak.


Koyun kaval dinler gibi dinlemek:

Hiçbir şey anlamadan dinlemek. 


Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek:

İçinde bulunduğu duruma uygun düşmeyen düşler kurmak.


Ocağı kör kalmak:

Soyu tükenmek, soyunu devam ettirecek bir çocuğu olmamak.


Eğrisi doğrusuna gelmek:

Olmayacak gibi görünen bir işin, bir girişimin, rastlantı sonucu olumlu bitmesi.


(Kaynak:TDK) 


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz. 

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 4.Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 5. Hafta


9 Şubat 2025 Pazar

Anı (Hatıra) Nedir? Özellikleri ve Örnekleri


Yaşanmış olayların, üzerinden belli bir zaman dilimi geçtikten sonra anlatıldığı yazı türüne anı (hatıra) denir. 

Anı (Hatıra) Türünün Özellikleri Nelerdir? 

1)Anlatan kişinin bizzat yaşadığı ya da tanık olduğu olaylar anlatılır. Bu nedenle anı türünde olaylar birinci şahıs ağzından anlatılır. 

2) Söz konusu olayın yaşanmasının üzerinden belli bir zaman dilimi geçtikten sonra olaylar kaleme alınır.

3) Yaşanan ya da tanık olunan olayın kişinin belleğinde iz bırakır nitelikte olması esastır. 

4) Anı (hatıra) türünde kişi yaşadığı ya da tanık olduğu olayı samimi bir dille anlatır. 

5) Anı türünün geçmişi aydınlatma, geçmiş hakkında bilgi verme başka bir deyişle tarihsel olaylara ışık tutma gibi bir işlevinin de olduğunu söyleyebiliriz. 


Anı (Hatıra) Türüne Örnek 

2005 yılının sonbaharıydı diye hatırlıyorum. O zaman insanlarının sıcak ve içten olduğu, herkesin birbirini tanıdığı güzel bir mahallede oturuyorduk. Beş katlı bir binanın üçüncü katında oturuyorduk. O evin mutfağının balkonunda zaman geçirmeyi çok seviyordum. Günlerden birinde havanın güzel olduğu bir günde kitabımı okumak için balkona çıkmıştım. Balkona çıktığımda karşılaştığım manzara beni çok şaşırttı. Balkonda sevimli bir kedi vardı. Peki balkonumuza nereden girmiş olabilirdi bu kedi? Çok geçmeden anladım. Balkonumuza yakın mesafede bir pencere vardı. . Pencereyle balkon arasında ise uzak bir mesafe yoktu. İşte oradan girmişti kedi. Hemen anneme haber verdim ve kediyi beslemeye başladık. Artık her gün bizim balkona uğrar olmuştu bu sevimli kedi. Aradan bir ay geçmişti. Artık kedi balkonumuza uğramaz olmuştu. Çok geçmeden anladık ki bu sevimli kedi, mahalle sakinleri tarafından uzak bir yere götürülmüştü. Muhtemelen bu sevimli kedinin uğradığı ev sadece bizim ev değildi ve bu durum mahalle sakinlerini rahatsız etmişti. O gün bu gündür ne zaman bir kedi görsem aklıma o sevimli kedi gelir. 


Yukarıdaki metinde yazar yaşadığı ve belleğinde iz bırakmış bir olayı üzerinden belli bir zaman dilimi geçtikten sonra anlatmıştır. Bu nedenle yukarıdaki metnin türü anı (hatıra)dır. 


Anı Türü ile Günlük Türü Arasındaki Fark 

Anı türünde kişinin yaşadığı ya da bizzat tanık olduğu olay üzerinden belli bir süre geçtikten sonra anlatılırken günlük türünde kişinin yaşadığı olay günü gününe ve sıcağı sıcağına anlatılır. 


2 Şubat 2025 Pazar

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 5. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar:

Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez. 


Bağ bayırda, tarla çayırda:

Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir. 


Bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun:

Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır. 


Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta:

Kişi kötü yazgılı olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz. 


Bakan yemez, kapan yer:

Bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir. 


Baktın kar havası, eve gel kör olası: 

Tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır.


Bal bal demekle ağız tatlanmaz: 

Sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz.



Deyimler ve Anlamları 

Eteği belinde:

Kıvrak ve hamarat. 


Eteğinde namaz kılınmak:

İçi dışı çok temiz kişi olmak.


Eteğiyle mum söndürmek:

Uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.


Eteğindeki taşı dökmek:

Bütün bildiklerini açıklamak.


Eteğinden ayrılmamak:

Peşini bırakmamak. 


Kırk kapının ipini çekmek:

İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.


Kırk evin kedisi:

Birçok eve girip çıkan (kimse).


Kaynak: TDK 



24 Ocak 2025 Cuma

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 4.Hafta


Atasözleri ve Anlamları:

Adamak kolay, ödemek zordur:

Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur. 


Adamakla mal tükenmez:

Yardım sözle değil gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.


Adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork:

Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir. 


Adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur:

Bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. 


Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş:

İnsana en yakını bile kötülük edebilir. 


Ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar:

Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur. 


Ağacı kurt, insanı dert yer:

Kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir. 



Deyimler ve Anlamları:

Lokma (veya lokması) ağzında büyümek:

Üzüntü veya iştahsızlık sebebiyle lokmasını yutamamak.


Ekmediği yerden biter:

Umulmayan ve istenilmeyen yerde karşılaşılan kimseler için kullanılan bir söz.


Zamanı avlamak:

Uygun zamanı bulmak. 


Eğri gemi doğru sefer:

Kullanılan araç yetersiz ancak yapılan iş isteğe uygun. 


Atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak):

Fesat karıştırmak, arabozanlık etmek.


Kalbini burmak:

Üzmek, sıkıntı vermek. 


Gözlerinin içine kadar kızarmak:

Utancından yüzü çok kızarmak.


(Kaynak: TDK) 


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz. 

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3.Hafta

13 Ocak 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Kaya uçmazsa dere dolmaz:

Büyük gereksinimlerde çok fedakârlık yapmak gerekir. 


Koça boynuzu yük değil:

Kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez. 


Kar susuzluk kandırmaz:

Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz. 


Karpuz kabuğunu görmeden denize girme:

Bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma. 


Kaymağı seven mandayı yanında taşır:

Sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır.


Laf torbaya girmez:

Ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalmaz, herkes onu duyar. 


Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider:

Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez. 


Meramın elinden bir şey kurtulmaz:

Bir şey yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi, kesinlikle başarıya ulaşır. 


(Meram, "istek" anlamına gelir.)


Deyimler ve Anlamları

Alı alına, moru moruna:

Sağlıklı, kanlı canlı. 


Ayıyı vurmadan postunu satmak:

Henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.


Balon uçurmak:

İlgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarını anlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak. 


Fincancı katırlarını ürkütmek:

Zararı dokunabilecek bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.


Elekten geçirmek:

1. Elemek

 2. Ayıklamak 

3. Araştırma sonunda doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırmak.


Eşeğin kuyruğu gibi:

Her zaman aynı durumda kalan, hiç değişikliğe uğramayan.


Her aşın kaşığı olmak:

Her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılara tıklayarak ulaşabilirsiniz: 


12 Ocak 2025 Pazar

Paragrafta Anlam (Konu, Ana Düşünce, Yardımcı Fikirler, Başlık)

 


Bir duyguyu, düşünceyi ya da bir olayı anlatabilmek için bir araya getirilmiş cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafta bir duygunun, düşüncenin ya da olayın bir yönü ele alınır. Paragraf tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük oluşturur.

“Paragraf” kavramının tanımını yaptıktan sonra şimdi “Paragrafta Konu” adlı konu anlatımına geçebiliriz.

 

a)Paragrafta Konu

-Paragrafta yazarın üzerinde durduğu, hakkında söz söylediği durum, düşünce veya olaya konu denir.

-Her paragrafın bir konusu vardır. Paragrafın konusu bulunurken “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını paragrafa yönelterek paragrafın konusunu bulabiliriz.

NOT: Bir paragrafı ele alırken yapacağımız ilk işlerden birisi paragrafın konusunu bulmak olmalıdır. Konusu bilinmeyen bir paragrafın anlaşılması oldukça güçtür. Ayrıca bir paragrafta konuyu belirlemeden ana düşünceyi bulmak da zordur.

 

Örneklere geçmeden önce “Paragrafın/parçanın konusu bulunurken nelere dikkat edilmelidir?” sorusunun cevabını verelim:

1)Öncelikle “Parçada en çok hangi sözcükler ya da kavramlar tekrar edilmiştir?” sorusunu cevaplamak gerekir. Parçada en çok tekrar edilen sözcükler veya kavramlar bize parçanın konusunu verir.

2)Paragrafın/parçanın konusu bulunurken parçanın ilk cümlelerine dikkat etmek gerekir. Genellikle ilk cümleler bize ipucu verir ya da parçanın konusunu bize açık bir şekilde gösterebilir. Ancak bu her zaman böyle olmayabilir. Bunu da göz ardı etmemek gerekir.

3) Konu, parçanın tamamını kapsar nitelikte olmalıdır. Parçanın konusu bulunurken bu noktayı da göz önünde bulundurmak gerekir.

 

Örnek: Bazen olmazları mümkün kılan, içinden çıkılması güç meseleleri tereyağından kıl çeker gibi halledebilmeyi sağlayan, bilgi ve onun sağladığı güçtür. Bilginin gücü insan için en değerli anahtardır. Bilginin gücü sayesinde insan medeniyetin kapılarını ardına kadar açar ve bu kapıdan içeri girerek sürekli ilerlemeye devam eder.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir paragrafın konusu bulunurken metne “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını sorarız. Bu soruları yukarıdaki metne sorduğumuzda aldığımız cevap ise “bilginin gücü ve onun insana sağladığı yararlar”  olacaktır.

 

NOT: Konu, bir yargı içermez. Başka bir deyişle cümle şeklinde olmaz. Konu bir ya da birden fazla sözcükten oluşan ve yargı bildirmeyen bir unsurdur. Ana düşünce ise bir yargı bildirir.


b) Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) 

Yazarlar, metinlerini bir ana mesaj etrafında yazarlar. İşte yazarın metninde verdiği ana mesaja ana düşünce ya da ana fikir denir. Ana düşünce başka bir deyişle yazarın asıl anlatmak istediği düşünce ya da mesajdır.

Ana düşünceyi bulmak için:

1)Öncelikle konu bulunmalıdır. Konu ile ana düşünce aynı şey değildir ancak birbiriyle yakından ilişkilidir.

2)Ana düşünce, yazarın bize vermek istediği asıl mesajdır. Ana düşünceyi bulmak için “Yazarın bu metinde asıl anlatmak istediği şey nedir?” sorusunu sormamız gerekir. Aldığımız cevap metnin ana düşüncesidir.

 

NOT: Konu ile ana düşünce aynı şey değildir. Konu yargı bildirmez, ana düşünce ise yargı bildirir.

Örnek:

-Çalışmanın önemi (Yargı bildirmiyor, yargı bildirmediği için konuyu ifade eder.)

-“İnsanlar çalışmadan, çaba göstermeden başarıya ulaşamazlar.” (Cümle şeklindedir, başka bir deyişle yargı bildiriyor. Bu nedenle bu ifade ana düşüncedir.) 


3) Ana düşünce bazı paragraflarda ilk cümlede verilebilir. Bu nedenle paragrafların ilk cümlesine dikkat etmekte fayda vardır.

Örnek:

İnsanı başarıya götüren önemli unsurlardan birisi de insanın kendisine bir hedef belirlemesidir. Hedefi olan insan ne yapacağını, hangi uğurda çalışıp mücadele edeceğini bildiği için yola daha bilinçli çıkar. Plânlarını hedeflerine göre yapar. Belirlediği hedef onu motive eder ve insan böylece işine sımsıkı sarılarak başarılı olma yolunda emin adımlarla ilerler.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce açık bir şekilde paragrafın ilk cümlesinde verilmiştir.

 

4) Ana düşünce paragrafın son cümlesinde de verilebilir. Eğer paragrafın son cümlesi “kısacası, sonuçta, sonuç olarak, sözün özü, sözün kısası, böylece vb.” ifadelerle başlıyorsa o cümle paragrafın ana düşüncesidir.

Örnek:

Yetenek önemlidir, başarıya ulaşmada yetenekli olmanın önemi asla yadsınamaz. Ancak yeteneğin yanında bazı şeylerin de olması önemlidir. Sabırlı olmak, zorluklara tahammül etmek ve kararlı olmak da yetenekli olmanın yanında çok önemlidir. Sözün kısası, bir işte başarıya ulaşmak için yetenekli olmak tek başına yeterli değildir.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce paragrafın son cümlesinde verilmiştir.

 

5) Ana düşünce çoğu zaman cümlenin başında veya sonunda verilmeyebilir, parçanın bütününe yayılmış olabilir. Yani bu tür paragraflarda ana düşünceyi bulabilmek için paragrafın tamamını dikkatli bir şekilde okumalı ve paragrafı doğru yorumlamalıyız.

Örnek:

Okuma eylemi bize bambaşka dünyaların kapılarını açan, anlama kabiliyetimizi geliştiren, hayatı anlamada ve anlamlandırmada oldukça büyük rolü olan yararlı bir eylemdir. Düzenli olarak okuyan insan hayata farklı açılardan bakar, kendini daha rahat ve etkili bir şekilde ifade etme olanağı bulur.”

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce parçanın başında da sonunda da verilmemiş olup parçanın bütününe yayılmıştır. Yukarıdaki paragrafın ana düşüncesini “Okumak, insanı çeşitli yönlerden geliştiren yararlı bir eylemdir.” şeklinde belirleyebiliriz.

NOT: Bir paragrafın ana düşüncesini belirlerken şu noktaya oldukça çok dikkat etmemiz gerekir: Paragrafın bir kısmını yansıtan düşünce ana düşünce olamaz. Ana düşünce olarak belirlenen ifade paragrafın tamamını karşılamalıdır.



3) Paragrafta Başlık

Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılı olan başlık, parçanın tamamını kapsayıcı nitelikte olup bir veya birden fazla sözcükten oluşur. Bir paragrafın ya da bir metnin başlığını bulmadan önce o paragrafın ya da metnin konusunu ve ana fikrini bulmak işimizi kolaylaştırır.

Başlığın Özellikleri

1)Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılıdır.

2)Dikkat çekicidir, metin hakkında ipucu verir.

3) Bir sözcükten de oluşabilir, birden fazla sözcükten de oluşabilir.

4) Parçanın bir kısmını değil tamamını yansıtır. Başka bir deyişle parçanın tamamını kapsayıcıdır.

 

Örnek:

Oyun, çocuğun gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çocuk, oyun sayesinde yaşamı için gerekli olan bilgi, beceri ve davranışları öğrenerek bunları içselleştirir. Nesneleri, toplumsal kuralları, kavramları  ve daha birçok şeyi oyunlar sayesinde öğrenen çocuk böylece yaşama daha hazır bir hâle gelir. Aslında bir eğitim aracı olan oyun sayesinde çocuk zihinsel, sosyal, psikolojik, fiziksel yönden de gelişimini sürdürür.

Yukarıdaki metne “Oyunun Çocuğun Gelişimine Katkıları” başlığını koyabiliriz.


4) Paragrafta Yardımcı Fikirler

Paragrafta ana düşünceyi açıklayıcı ve destekleyici bazı ifadeler bulunur. Bu ifadelere yardımcı fikirler denir. Yardımcı fikirler; ana fikri açıklayıcı ve destekleyici olmanın yanında ana fikrin çerçevesini çizen, ana fikre zemin hazırlayan fikirlerdir. Parçada birden fazla bulunan yardımcı fikirler okuru ana düşünceye götürür. 

 

11 Ocak 2025 Cumartesi

Hikâyenin Bölümleri Nelerdir?


Öyküleyici metinlerde (hikâye, masal vb.) yazı üç bölümden oluşur. Bu bölümler; serim, düğüm ve çözümdür. “Serim, düğüm, çözüm ne demek?” şimdi bunları açıklayalım:

1)Serim:Bu bölümü öyküdeki olaya giriş paragrafı olarak adlandırabiliriz. Serim bölümünde olayın geçtiği yer, zaman ve olayı oluşturan kişiler kısaca tanıtılır. 


2) Düğüm: Öyküde olayların geliştiği paragraflardır. Olaylar bu bölümde neden-sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişir. Düğüm bölümünde ana olaya bağlı olarak yan olaylar ve karşılıklı konuşmalar da yer alır. Ayrıca merak unsurunun en üst düzeye ulaştığı bölüm bu bölümdür. 


3)Çözüm: Öyküdeki merak edilen soruların çözüme kavuştuğu, merak unsurunun giderildiği başka bir deyişle olayın sonuca bağlandığı bölümdür. 


Örnek Metin:

İki kardeş çiftliklerinde birlikte çalışıyorlardı. Kardeşlerden biri bekârdı ve yalnız yaşıyordu. Öteki ise evliydi ve kalabalık bir ailesi vardı.

Her günün sonunda kardeşler, ne kadar kazanmışlarsa eşit olarak paylaşırlardı.

Bir gün bekâr kardeş, kendi kendine şöyle düşündü:

“Paramızı eşit şekilde paylaşmamız, bence hiç de doğru değil. Ben evli değilim, bir eşim ve çocuklarım yok. Ayrıca çok fazla bir ihtiyacım da olmuyor.”

Bunları dedikten sonra her gece, kendi ambarından bir çuval tahıl alıp evlerinin arasındaki bahçeden sürükleyerek, kardeşinin ambarına götürmeye ve onun ambarına boşaltmaya başladı. Kazandıklarını eşit olarak paylaşmak, kardeşlerden evli olanının da aklını kurcalamıştı. Bir gece o da şöyle bir karar aldı:

“Paramızı eşit olarak paylaşmamız bence hiç de doğru değil. Sonuçta ben evliyim ve ileride bana bakacak bir eşim ve çocuklarım var. Oysa kardeşimin ileride kendisine bakacak hiç kimsesi yok.”

(...) Aynı biçimde o da her gece kendi ambarından bir çuval tahıl alıp evlerinin arasındaki bahçeden sürükleyerek kardeşinin ambarına boşaltmaya başladı.

Aradan geçen onca süre içinde, ambarlarındaki tahılın azalmadığını gördükçe iki kardeş de hem şaşırıyorlar, hem de buna bir anlam veremiyorlardı.

Bir gün, yine çok karanlık bir gecede birbirlerinin deposuna tahıl çuvalı taşırlarken karanlıkta çarpıştılar. İkisi de işte o an anladılar birbirlerinin depolarından onların depolarına tahıl taşıdıklarını.

Sırtlarındaki tahıl çuvallarını yere bıraktılar. Birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar. İkisinin de aklından aynı düşünceler geçiyordu.

“Böyle düşünceli ve fedakâr bir kardeşim olduğu için sana şükürler olsun Allah’ım!”

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen 


Yeşil renkle yazılmış bölüm hikâyenin serim bölümüdür. Bu bölümde hikâyeye giriş yapmak amacıyla hikâyenin kişileri ve hikâyenin geçtiği yer kısaca tanıtılmıştır. 


Turuncu renkle yazılmış bölüm ise hikâyenin düğüm bölümüdür. Bu bölümde olay bütün ayrıntılarıyla anlatılmış ve merak unsuru üst düzeye çıkmıştır. 


Kırmızı renkle yazılmış bölüm ise hikâyenin çözüm bölümüdür. Bu bölümde olay sonuca bağlanmış ve okuyucunun merakı giderilmiştir. 


26 Aralık 2024 Perşembe

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta


 Atasözleri

Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Deyimler

En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek amacıyla kullanılan söz öbeklerine deyim denir.


Atasözlerine Örnekler 

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Karşılık bilmeden iyilik yap.

Her horoz kendi çöplüğünde öter: Herkes ancak kendi çevresinde değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.

Ayağını yorganına göre uzat: Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.

İşleyen demir pas tutmaz: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir. Çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

Akıl yaşta değil baştadır: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

Arpa unundan kadayıf olmaz: Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez: Kötü kimse yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez.

Ekmeden biçilmez: Emek vermeden bir sonuca erişilmez.

Akıl kişiye sermayedir: Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur: Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.


Deyimlere Örnekler 

Abuk sabuk konuşmak: Düşünmeden, saçma sapan söz söylemek. / Ne söylediğini bilmeden, düşüncesiz, tutarsız konuşmak.

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.

Can yakmak: Üzmek, acı vermek.

Cankulağı ile dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.

Kara kara düşünmek: Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.

Karalar bağlamak: Yas tutmak.

Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.

Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.

Taş taş üstünde bırakmamak: Baştan başa yıkıp yerle bir etmek.

Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek.

Ters anlamak: Yanlış yorumlamak, doğru anlam vermemek. 


Kaynak: TDK 






Popüler Yayınlar