deyimler ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deyimler ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

 


Atasözleri ve Anlamları 

Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir:

Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz. 


Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar:

 Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.


Dağ başından duman eksik olmaz:

Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır. 


Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz:

Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez. 


Kalaylı bakır küflenmez:

Temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez. 


Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz: 

Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur.


Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar:

Kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir. 


Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana:

Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.


Deyimler ve Anlamları

Ayağına kira istemek:

Gelmeye nazlanmak, üşenmek.


Ayağı düze basmak:

Güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.


Ayakları yere değmemek:

Çok sevinmek.


Ata et, ite ot vermek:

Bir işi ters yapmak.


Atını sağlam kazığa bağlamak:

İşini güven altına almak.


İçini sızlatmak:

Üzülmesine sebep olmak. 


İç açmak:

Gönle ferahlık vermek, gönlü ferahlatmak.


İçi içine geçmek:

Tedirgin olmak.


"Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Kaynak: TDK 



26 Aralık 2024 Perşembe

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta


 Atasözleri

Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Deyimler

En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek amacıyla kullanılan söz öbeklerine deyim denir.


Atasözlerine Örnekler 

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Karşılık bilmeden iyilik yap.

Her horoz kendi çöplüğünde öter: Herkes ancak kendi çevresinde değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.

Ayağını yorganına göre uzat: Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.

İşleyen demir pas tutmaz: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir. Çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

Akıl yaşta değil baştadır: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

Arpa unundan kadayıf olmaz: Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez: Kötü kimse yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez.

Ekmeden biçilmez: Emek vermeden bir sonuca erişilmez.

Akıl kişiye sermayedir: Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur: Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.


Deyimlere Örnekler 

Abuk sabuk konuşmak: Düşünmeden, saçma sapan söz söylemek. / Ne söylediğini bilmeden, düşüncesiz, tutarsız konuşmak.

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.

Can yakmak: Üzmek, acı vermek.

Cankulağı ile dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.

Kara kara düşünmek: Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.

Karalar bağlamak: Yas tutmak.

Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.

Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.

Taş taş üstünde bırakmamak: Baştan başa yıkıp yerle bir etmek.

Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek.

Ters anlamak: Yanlış yorumlamak, doğru anlam vermemek. 


Kaynak: TDK 






2 Ocak 2023 Pazartesi

MEB'in Kazanım Kavrama Testlerinde Yer Verdiği Deyimler ve Anlamları-1

 

Deyimler; en az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbekleridir. Anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek, anlatımı daha dikkat çekici hâle getirmek gibi işlevleri olan deyimlerin sayfalarca anlatılacak meseleleri bir çırpıda anlatma gibi bir özelliği de vardır.

Söz varlığını geliştirme ve zenginleştirme çalışmalarında oldukça önemli bir yeri olan deyimler, sınavlarda öğrencilerin karşısına çıkabilmektedir. Biz de bunun bilincinde olarak bu yazımızda sizlere “MEB'in kazanım kavrama testlerinde yer verdiği deyimler ve anlamları” konulu bir derleme yaptık. Aşağıda yer verdiğimiz deyimler “MEB’in 6. Sınıf Türkçe, Kazanım Kavrama Testi 2” adlı paylaşımından derlenmiş olup her deyimin altında o deyimin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla örnek cümlelere de yer verilmiştir. Şimdi derlediğimiz o deyimlere göz atalım:

 

MEB’in Kazanım Kavrama Testlerinde Yer Verdiği Deyimler ve Anlamları

 

hâli vakti yerinde: Paraca durumu iyi, zengin.

Cümle: Hâli vakti yerinde bir insandan yardım istemek bence en mantıklısı...

 

burnu büyümek: Kibirlenmek, büyüklenmek.

Cümle: Eli para görünce iyice burnu büyüdü.

 

gözü gönlü açılmak: Neşelenmek, ferahlamak.

Cümle: Biraz yürüyüş yapınca gözü gönlü açıldı.

 

dilinden anlamak: Söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek.

Cümle: Ben bu çiçeklerin, böceklerin, toprakların dilinden anlarım.

 

burnu bile kanamamak: Zarar görmemek, tehlikeli bir durumdan yara bere almadan kurtulmak.

Cümle: Kazadan burnu bile kanamadan kurtulmuş.

 

burnunu sokmak: Gereksiz yere her işe karışmak.

Cümle: Kendini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokman seni insanların gözünde itici hâle getiriyor.

 

burnu sürtülmek: Sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek, gururundan vazgeçmek.

Cümle: Kimsenin sözünü dinlemediği için burnu sürtüldü ve artık daha dikkatli davranıyor.

 

burnunun dikine gitmek: Öğüt dinlemeyerek kendi bildiği gibi davranmak.

Cümle: Sürekli burnunun dikine gittiği için başarısız oluyor.

 

sağ salim (gelmek/varmak): Hiçbir zarar görmeden, sağ selamet.

Cümle: Yolculuğumuzu sağ salim tamamladık.

 

gecesini gündüzüne katmak: Aralıksız, gece gündüz çalışmak, büyük çaba göstermek.

Cümle: Gecesini gündüzüne kattı ve sonunda istediği okula yerleşti.


Popüler Yayınlar