atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
atasözleri ve anlamları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mart 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 9. Hafta

 


Atasözleri ve Anlamları 

Aç elini kora sokar:

Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. 


Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez:

Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister.


"Açlıkla İlgili Atasözleri" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz.


Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede bulur:

Hedefleri, amaçları aynı olanların yolları aynı noktada kesişir. 


Haklı söz, haksızı Bağdat'tan çevirir:

Doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir. 


Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz:

Çalışanın emeğinin karşılığı verilmelidir. 


Hamala semeri yük olmaz:

İnsana kendi işi ağır gelmez.


Harman dövmek keçinin işi değil:

Önemli işler herkese yaptırılmaz. 



Deyimler ve Anlamları 

Eyere de gelir semere de:

Her işe yarar, her türlü işi görebilir. 

Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne. 

Semer: At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç. 



Faka basmak:

Aldatılmak, tuzağa düşmek. 

Fak: Tuzak. 



Fora etmek:

Açmak, çözmek.


Gemi azıya almak:

Söz dinlemez olmak:

Gem: Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç. 


Göze göz dişe diş:

Yapılan kötülüğe aynı şekilde karşılık verme, misilleme.


Kaynak: TDK 

1 Mart 2025 Cumartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 8. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

 Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme:

Çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler. 


Gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş:

Toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez. 


Gem almayan atın ölümü yakındır:

Söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür. 


Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir:

İnsan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar. 


Gençlikte para kazan (veya taş taşı), kocalıkta kur kazan (veya ye aşı):

Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.


Gezen ayağa taş değer (veya dolar):

Gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle karşılaşır. 


Gezen kurt aç kalmaz:

Geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi aç kalmaz. 


Deyimler ve Anlamları 

Kediye peynir (veya ciğer) ısmarlamak:

Güvenilmeyecek birine saklaması için bir şey bırakmak.


Punduna getirmek:

Bir şeyi yapmak için uygun zamanı ve yeri seçmek. 


NOT: İtalyanca kökenli bir sözcük olan "punt", "Bir şey için uygun zaman, fırsat." anlamına gelir. 


Her aşın kaşığı olmak:

Her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.


Yandı gülüm keten helva:

"Kaçırılmış bir fırsat" anlamında kullanılan bir söz.


Ayıyı vurmadan postunu satmak:

Henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak.


Burnuna halkayı takmak:

İstediği gibi yönetmek, her istediğini yaptırmak. 


Burnuna karıncalar dolmak:

Ölmek.


Kaynak: TDK 


28 Şubat 2025 Cuma

Açlıkla İlgili Atasözleri


Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Atasözlerinin Özellikleri

a) Atasözleri anonimdir başka bir deyişle söyleyeni belli değildir ve halkın ortak malıdır.

b) Atasözleri kalıplaşmış sözler olduğu için atasözlerini oluşturan sözcüklerin yeri değiştirilemez ve bu sözcükler başka sözcüklerle değiştirilemez. Örneğin; “Damlaya damlaya göl olur.” atasözünü “Göl olur damlaya damlaya.” ya da “Damlaya damlaya havuz olur.” şeklinde değiştiremeyiz.

c) Atasözleri genel yargılar bildirir. Genel yargılar bildirirken de ders verici bir nitelik taşır.

ç) Atasözleri genellikle mecaz anlamlıdır.


Atasözlerinin tanımını yaptıktan ve özelliklerine değindikten sonra "açlıkla ilgili atasözleri listesi" ne yer verelim:


Acıkan doymam, susayan kanmam sanır:

Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur. 


Aç elini kora sokar:

Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. 


Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez:

Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister. 


Aç at yol almaz, aç it av almaz:

İş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız. 


Aç ayı oynamaz:

Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir. 


Aç esner, âşık gerinir:

Herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır. 


Aç gezmektense tok ölmek yeğdir:

Yoksulluk ölümden de beterdir. 


Açın gözü ekmek teknesinde olur:

Kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir. 


Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun:

İlişki kuracağımız kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ona güvenmeden kendimiz sağlamalıyız. 


Açın imanı olmaz:

Aç olan kimseden her türlü kötülük beklenebilir. 


Açın karnı doyar, gözü doymaz:

Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez. 


Açın koynunda ekmek durmaz:

Kazancı yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar, yarını için bir şey saklayamaz. 


Açın kursağına çörek dayanmaz:

Yoksulluk içinde bulunan kimsenin bir eksiği giderilse başka bir eksiği kendini gösterir. 


Aç köpek fırın deler:

Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. 


Aç kurt yavrusunu yer:

Aç olan karnını doyurmak için canavarlığın en kötüsünü bile yapar. 


Aç kurt aslana saldırır:

Açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur. 


Açın uykusu gelmez:

Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 


Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır:

İnsanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar. 

22 Şubat 2025 Cumartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 7. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Fare çıktığı deliği bilir:

Bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir. 


Faydasız baş mezara yaraşır:

Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur. 


Fırsat sakal altından geçer:

Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir. 


Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar:

Talih, fakire hiç gülmez; aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir. 


Gafile kelam, nafile kelam:

Gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez. 


Garibe bir selam bin altın değer:

Yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer.


Gece gözü, kör gözü:

Geceleyin iyi iş yapılamayacağını anlatan bir söz.


Deyimler ve Anlamları 

Yedi kubbeli hamam kurmak:

Büyük hayaller peşinde koşmak.


Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak:

Gerçekte bulunmayan bir konu üzerinde varmış gibi savunuculuğunu yapmak, hayalî konularda gereksiz söz söylemek. 


Her boyaya girip çıkmak:

Çeşitli işlerde kısa süre de olsa çalışmış olmak.


Cadı kazanı gibi kaynamak:

Dedikodu, kargaşa çok olmak. 


Lügat paralamak:

Konuşma dilinde geçmeyen yabancı kelimeler kullanmak, ağdalı konuşmak. 


Eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek:

Güçlü birine kızıp da ondan alamadığı hıncını çevresindekilerden çıkarmak.


Balık kavağa çıkınca:

"Hiçbir zaman" anlamında kullanılan bir söz.


10 Şubat 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 6. Hafta



Atasözleri ve Anlamları

Cahile söz (veya laf) anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür (veya zordur):

Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir. 


Cambaz ipte, balık dipte gerek:

Kişi uzmanlığının gereği ne ise onu yapmalıdır. 


Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur:

Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur. 


Can bostanda bitmez:

İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır. 


Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez:

Sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler. 


Deli arlanmaz, soyu arlanır:

Densizce, delice iş yapanlar yaptıklarından utanacak durumda değillerdir ama ailesi, yakınları onların davranışlarından üzüntü duyarlar, utanırlar. 


Deliye taş atma, başını yarar:

Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.


Deyimler ve Anlamları 

Deli kızın çeyizi gibi:

Bir arada sergilenen ve birbirine yakışmayan (eşya).


Deli pösteki sayar gibi:

Çok karışık, çok ayrıntılı, sıkıcı bir işle uğraşma.


Pösteki, "koyun veya keçi postu" anlamına gelir. 


Pösteki saymak:

İçinden çıkılmaz bir iş yüklenip uğraşmak.


Koyun kaval dinler gibi dinlemek:

Hiçbir şey anlamadan dinlemek. 


Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek:

İçinde bulunduğu duruma uygun düşmeyen düşler kurmak.


Ocağı kör kalmak:

Soyu tükenmek, soyunu devam ettirecek bir çocuğu olmamak.


Eğrisi doğrusuna gelmek:

Olmayacak gibi görünen bir işin, bir girişimin, rastlantı sonucu olumlu bitmesi.


(Kaynak:TDK) 


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz. 

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 4.Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 5. Hafta


2 Şubat 2025 Pazar

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 5. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar:

Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez. 


Bağ bayırda, tarla çayırda:

Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir. 


Bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun:

Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır. 


Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta:

Kişi kötü yazgılı olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz. 


Bakan yemez, kapan yer:

Bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir. 


Baktın kar havası, eve gel kör olası: 

Tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır.


Bal bal demekle ağız tatlanmaz: 

Sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz.



Deyimler ve Anlamları 

Eteği belinde:

Kıvrak ve hamarat. 


Eteğinde namaz kılınmak:

İçi dışı çok temiz kişi olmak.


Eteğiyle mum söndürmek:

Uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.


Eteğindeki taşı dökmek:

Bütün bildiklerini açıklamak.


Eteğinden ayrılmamak:

Peşini bırakmamak. 


Kırk kapının ipini çekmek:

İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.


Kırk evin kedisi:

Birçok eve girip çıkan (kimse).


Kaynak: TDK 



24 Ocak 2025 Cuma

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 4.Hafta


Atasözleri ve Anlamları:

Adamak kolay, ödemek zordur:

Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur. 


Adamakla mal tükenmez:

Yardım sözle değil gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.


Adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork:

Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir. 


Adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur:

Bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. 


Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş:

İnsana en yakını bile kötülük edebilir. 


Ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar:

Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur. 


Ağacı kurt, insanı dert yer:

Kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir. 



Deyimler ve Anlamları:

Lokma (veya lokması) ağzında büyümek:

Üzüntü veya iştahsızlık sebebiyle lokmasını yutamamak.


Ekmediği yerden biter:

Umulmayan ve istenilmeyen yerde karşılaşılan kimseler için kullanılan bir söz.


Zamanı avlamak:

Uygun zamanı bulmak. 


Eğri gemi doğru sefer:

Kullanılan araç yetersiz ancak yapılan iş isteğe uygun. 


Atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak):

Fesat karıştırmak, arabozanlık etmek.


Kalbini burmak:

Üzmek, sıkıntı vermek. 


Gözlerinin içine kadar kızarmak:

Utancından yüzü çok kızarmak.


(Kaynak: TDK) 


Diğer listelere aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz. 

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 3.Hafta

6 Ocak 2025 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 2. Hafta

 


Atasözleri ve Anlamları 

Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir:

Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz. 


Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar:

 Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.


Dağ başından duman eksik olmaz:

Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır. 


Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz:

Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez. 


Kalaylı bakır küflenmez:

Temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez. 


Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz: 

Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur.


Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar:

Kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir. 


Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana:

Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.


Deyimler ve Anlamları

Ayağına kira istemek:

Gelmeye nazlanmak, üşenmek.


Ayağı düze basmak:

Güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.


Ayakları yere değmemek:

Çok sevinmek.


Ata et, ite ot vermek:

Bir işi ters yapmak.


Atını sağlam kazığa bağlamak:

İşini güven altına almak.


İçini sızlatmak:

Üzülmesine sebep olmak. 


İç açmak:

Gönle ferahlık vermek, gönlü ferahlatmak.


İçi içine geçmek:

Tedirgin olmak.


"Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta" adlı yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Kaynak: TDK 



26 Aralık 2024 Perşembe

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 1.Hafta


 Atasözleri

Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, öğüt veren, az sözle çok şey anlatan özlü sözlere atasözleri denir.

Deyimler

En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek amacıyla kullanılan söz öbeklerine deyim denir.


Atasözlerine Örnekler 

Ağaç yaş iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Karşılık bilmeden iyilik yap.

Her horoz kendi çöplüğünde öter: Herkes ancak kendi çevresinde değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.

Ayağını yorganına göre uzat: Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.

İşleyen demir pas tutmaz: Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir. Çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

Akıl yaşta değil baştadır: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

Arpa unundan kadayıf olmaz: Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez: Kötü kimse yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez.

Ekmeden biçilmez: Emek vermeden bir sonuca erişilmez.

Akıl kişiye sermayedir: Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur: Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.


Deyimlere Örnekler 

Abuk sabuk konuşmak: Düşünmeden, saçma sapan söz söylemek. / Ne söylediğini bilmeden, düşüncesiz, tutarsız konuşmak.

Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek.

Can yakmak: Üzmek, acı vermek.

Cankulağı ile dinlemek: Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek.

Kara kara düşünmek: Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.

Karalar bağlamak: Yas tutmak.

Etekleri tutuşmak: Çok telaşlanmak.

Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.

Taş taş üstünde bırakmamak: Baştan başa yıkıp yerle bir etmek.

Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek.

Ters anlamak: Yanlış yorumlamak, doğru anlam vermemek. 


Kaynak: TDK 






3 Ocak 2023 Salı

MEB'in Kazanım Kavrama Testlerinde Yer Verdiği Atasözleri ve Anlamları-1


 

Atalarımızın uzun gözlem ve deneyimleri sonucunda oluşmuş, genel yargılar bildiren, genel yargılar bildirirken de ders verici bir nitelik taşıyan kalıplaşmış sözlere atasözü denir.

Söz varlığını geliştirme ve zenginleştirme çalışmalarında oldukça önemli bir yeri olan atasözleri sınavlarda öğrencilerin karşılarına çıkabilmektedir. Biz de bunun bilincinde olarak bu yazımızda sizlere “MEB'in Kazanım Kavrama Testlerinde Yer Verdiği Atasözleri ve Anlamları” konulu bir derleme yaptık. Derlememizde “MEB'in 6.Sınıf Türkçe, Kazanım Kavrama Testi 12”den faydalanılmıştır.

Şimdi bu atasözlerine göz atalım:

 

MEB’in Kazanım Kavrama Testlerinde Yer Verdiği Atasözleri ve Anlamları

Kaçan balık büyük olur: Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.

Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına: Kişi ne kadar çalışır çabalarsa gelecekteki günleri de o kadar güzel olur.

Dereden geçerken at değiştirilmez (Irmağı geçerken at değiştirilmez): Tehlikeli bir durum veya zamanda bir yöntemde başka bir yönteme geçilmemelidir.

Kaçanı kovmazlar, yıkılanı vurmazlar: Kaçan bir düşmanı kovalayıp ezmeye çalışmak mertliğe yakışmaz, âcizi de vurmak insanlık değildir.

Rüzgâr eken fırtına biçer: Kişi bir kötülük yaparsa çok daha kötüsüyle kendisi karşı karşıya kalabilir.

Acele işe şeytan karışır: Düşünüp taşınmadan aceleyle yapılan işten iyi sonuç alınamaz.

Korkunun ecele faydası yoktur: Kişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez.

Hazıra dağlar dayanmaz: Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir. O yüzden insan sürekli çalışarak üretmelidir.

Doğru söz, yemin istemez: Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.

Gök gürlemeden yağmur yağmaz: Bir kişi ya da topluluk sesini yükseltmezse istediğine kavuşamaz.

Güneş balçıkla sıvanmaz: Herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez.

Kurt dumanlı havayı sever: Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar.

Popüler Yayınlar