Kimi zaman yazılarımızda ve konuşmalarımızda anlatımı güçlendirmek, anlatıma zenginlik katmak, ifadenin etkisini artırmak amacıyla söz sanatlarına başvururuz. Söz sanatları, anlatımı ilgi çekici kılan dilimizin zenginliklerinden birisidir. Söz sanatlarını benzetme (teşbih), kişileştirme (teşhis), konuşturma (intak), abartma (mübalağa) ve tezat (karşıtlık) olmak üzere beş başlık altında inceleyebiliriz.
1)Benzetme (Teşbih)
Anlatımı daha etkili kılmak, güçlendirmek adına aralarında değişik yönlerden ortaklık ve ilgi bulunan iki varlıktan zayıf olanın güçlü olana benzetilmesi sanatına benzetme denir.
Örnekler:
-Koskoca insanlar çocuklar gibi eğlenip gülüyorlardı.
(Yetişkin insanlar çocuklara benzetilmiştir.)
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım
(Şair, kendisini kükremiş sele benzetmiş.)
Bir bayram sabahına uyanmış çocuk gibi neşeyle ve umutla yürüyordu.
(Yazar, bahsettiği kişiyi “bir bayram sabahına uyanmış çocuğa” benzetiyor.
NOT: Benzetme sanatında her zaman “gibi, kadar” edatlarına yer verilmez.
Örnek: Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Şair burada vatanı cennete benzetmiş ancak “gibi” ya da “kadar” gibi edatlara yer vermemiştir. Şair, burada “cennet gibi vatan” ifadesini de kullanabilirdi. Ancak “gibi” edatını kullanmaya gerek görmemiş ve “cennet vatan” ifadesini kullanarak benzetme sanatına başvurmuştur.
2) Kişileştirme (Teşhis)
İnsan
dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü özelliklerin verilmesi
sanatına kişileştirme denir. Kişileştirme sanatında insan
dışındaki varlıklar olan hayvanlara, bitkilere ve cansız varlıklara insana özgü
nitelikler verilerek anlatım daha ilgi çekici hale getirilmeye çalışılır.
Örnekler:
-Zaman hızla
geçmiş, gece olmuş, ay bile uykuya dalmıştı.
Bu ifadede
“uykuya dalmak” insana ait bir özelliktir ve insan dışındaki varlık olan “ay”a
verilmiştir. Böylece “ay” kişileştirilmiştir.
-Eski toprak
parçası ürün vermeyi inatla reddediyordu.
“İnat” insana
ait bir özelliktir ve insan dışındaki varlık olan “toprak parçası”na
verilmiştir. Böylece “toprak” kişileştirilmiştir.
-Hava çok
güzeldi ve güneş tüm canlılara gülümsüyordu.
Güneşe insana
ait bir özellik olan “gülümseme” özelliği verilmiş ve güneş kişileştirilmiştir.
Örnek Soru: Aşağıdaki ifadelerden hangisinde kişileştirme sanatına başvurulmamıştır?
A) Düşünceli bir hâli vardı bugün tüm ağaçların.
B) Yine bulutların ağladığı bir günü yaşıyoruz.
C) Kuşlar şarkı söylüyor, ağaçlar da onlara eşlik ediyordu.
D) Bir sütun gibi yükselen ağaçların arasından geçtik.
Çözüm: Ağaçların düşünceli olması, bulutların ağlaması, kuşların şarkı söyleyip, ağaçların da onlara eşlik etmesi kişileştirme sanatına örnektir. D seçeneğinde ise ağaçlar sütuna benzetilmiş ve dolayısıyla bu seçenekte benzetme sanatına başvurulmuştur.
3) Konuşturma (İntak)
Anlatımı daha
ilgi çekici hale getirmek amacıyla insan dışındaki canlı ve cansız varlıkların
konuşturulması sanatına konuşturma denir. Konuşturma sanatı,
çoğunlukla olağanüstü varlıkların ve olayların anlatıldığı masal ve fabl
türünde karşımıza çıkar.
Örnekler:
-Benim adım
dertli dolap
Suyum akar
yalap yalap
Bu dizelerde
“dolap” konuşturulmuş ve konuşma sanatına başvurulmuştur.
-Tilkinin
iyiliği tutmuş bir gün
Leyleği
yemeğe buyur etmiş,
Ama tilki
demiş ki:
“Bizde misafir umduğunu değil bulduğunu yer.”
Yukarıda
verilen fabl örneğinde tilki konuşturulmuştur.
4) Abartma (Mübalağa)
Bir olayın, durumun
veya özelliğin olduğundan daha çok ya da az gösterilmesi sanatına abartma
denir. Abartma sanatında söz konusu özellikte mantık sınırları zorlanır,
mantık aranmaz.
Örnekler:
-Bir gün yine
doludizgin atlarımızla
Yerden
yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Şair, koyu
yazılmış ifadeyle durumu olduğundan çok gösterme amacıyla mantık sınırlarını
zorlamış ve abartma sanatına başvurmuştur.
-Senin için
denizleri kuruturum yar
Senin için gökkubbeyi yerlere çalarım yar
Bir insanın
“denizleri kurutması” ve “gökkubbeyi yerlere çalması” mantık sınırlarını
zorlayan imkânsız bir durumdur ve söz konusu durum abartılarak anlatılmıştır.
Bu nedenle bu dizelerde abartma sanatına başvurulmuştur.
5) Tezat (Karşıtlık)
Karşıt durumların
ve düşüncelerin bir arada söylenmesi sanatına tezat (karşıtlık) denir.
Örnekler:
-Ağlarım
hatıra geldikçe gülüştüklerimiz
Koyu yazılmış
ifadeler karşıtlık oluşturduğu için burada tezat sanatına başvurulmuştur.
-Elbette
bugün ağlıyorsam yarın güleceğim
“Ağlamak” ve
“gülmek” iki karşıt durumu bildirir ve burada yine tezat sanatına
başvurulmuştur.