Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/colorful-color-play-concentration-54101/
Zekâ
konusunda geçmişten günümüze birçok araştırma yapılmış ve çeşitli savlar
ortaya konulmuştur. Bizim toplumumuzda da zekâ konusunda klasikleşmiş
değerlendirmeler bulunmaktadır. Örneğin; kimimiz "Benim sayısal zekâm iyi
veya kötü" kimimiz de "Benim sözel zekâm iyi veya kötü" şeklinde
değerlendirmeler yapar. Yani başka bir deyişle biz genel olarak zekâyı sayısal
ve sözel olarak ortaya konulan performanslar kapsamında tanımlarız. Ancak bu
tanımlama çoklu zekâ kuramına göre yanlış bir tanımlamadır. Çünkü çoklu zekâ
kuramına göre zekâ sadece sayısal veya sözel alanda performans ve ürün ortaya
koymaktan ibaret değildir. Gardner'ın geliştirdiği bu kurama göre zekâ, bireyin
farklı alanlarda performans ortaya koyma ve problemlerin üstesinden gelme
yeteneğidir. Birey bu kurama göre spor, müzik, doğa, resim vb. birçok alanda
zekâ bakımından performans ortaya koyar.
Zekâ
konusunda geleneksel bakış açısının ürünü olan son derece dar kapsamlı bir
tanım yapılmıştır. "Zekâ, dil ve matematik becerisidir." şeklindeki
bu tanımlama zekâ kavramını anlatmaktan çok uzak bir tanımlamadır. Çoklu zekâ
kuramının geliştirilmesiyle birlikte bu tanım geçerliliğini yitirmiştir.
Gardner'ın
geliştirdiği bu kuramın savunduğu temel nokta; her insanın sekiz zekâ alanı ile
doğduğu ve her insanda bu zekâ alanlarından değişik miktarlarda bulunduğudur.
Örneğin; günlük hayatımızda şöyle bir tabir kullanırız: "Benim
matematiksel zekâm sıfır." Bu değerlendirme bu kurama göre yanlış bir
değerlendirmedir. Bir insanın matematiksel zekâsı iyi olmayabilir ancak bu
durum o kişinin matematiksel zekâsının sıfır olduğu anlamına gelmez.
Matematiksel zekâ az da olsa o kişide vardır ve bu durum diğer zekâ türleri
için de geçerlidir.
Çoklu
zekâ kuramında önemli olan öğrencinin güçlü olan zekâ alanlarını belirlemek ve
bu zekâ alanlarını geliştirmeye yönelik etkinlikler tasarlamaktır. Mümkün
olduğunca bütün zekâ alanlarını kapsayan öğretim ortamları düzenlemek
eğitim-öğretim sürecinden alınacak verimi artıracaktır. Zaten bazı zekâ
alanlarının etkinlik dışında bırakılması bu kurama uygun bir davranış değildir.
Çoklu
zekâ kuramına göre her insan sahip olduğu zekâ alanları açısından birbirinden
farklılık gösterir. Bu kurama göre insanlar bütün zekâ alanlarına sahip olarak
dünyaya gelirler. Fakat bu zekâ alanlarından bir ya da birkaçı baskındır. Bütün
zekâ türlerinin birbirleriyle dinamik bir ilişki içerisinde olduğu bu kurama
göre zekâ türleri çeşitli etkinlikler yoluyla geliştirilebilir. Günlük
hayatımızda yaptığımız en basit ve sıradan işlerde bile farklı zekâ türlerini
kullanırız ancak çoğu zaman bu durumun farkında bile olmayız.
Çoklu
zekâ kuramında yer alan sekiz zekâ türünü ise şöyle sıralayabiliriz:
-Sözel/Dilsel
-Matematiksel/Mantıksal
-Bedensel/Devinişsel/Kinestetik
-Görsel/Uzamsal
-Sosyal
Zekâ
-Müziksel/Ritmik
-Öze
Dönük/İçsel/Bireysel
-Doğa
Zekâsı
Değerli
okurlar; bu yazımızda "çoklu zekâ kuramı nedir?" sorusuna cevap
aradık. İlerleyen süreçte çoklu zekâ kuramında yer alan sekiz zekâ türüne de
sitemizde yer vereceğimizi bildirerek yazımızı bitiriyoruz. Herkese, mutlu,
huzurlu ve sağlıklı günler...