23 Mayıs 2025 Cuma

Zamir (Adıl) Konu Anlatımı



Varlıkları ifade etmek istediğimizde onların ismini söyleriz. Ancak bazı durumlarda ismin yerine farklı kelimeler kullanırız. 


Örnek:

"Enes, bugün okula gelmedi."

Yukarıdaki cümleyi biz farklı bir şekilde de ifade edebiliriz:


"O, bugün okula gelmedi."


Bu cümlede yukarıdaki cümleden farklı olarak "Enes" isminin yerine "o" kelimesini kullandık. Burada kullandığımız "o" kelimesi ismin yerine kullanıldığı için zamirdir. Yani sözün kısası ismin yerine kullanılan kelimelere zamir (adıl) denir. 


Zamirleri yerini tuttukları varlıklara ve özelliklerine göre iki başlık altında inceleyebiliriz. 


1.Sözcük Durumundaki Zamirler

1.1.Kişi (Şahıs) Zamirleri 

İnsan isminin yerine kullanılan kelimelere kişi (şahıs) zamiri denir. Üç tekil, üç de çoğul olmak üzere toplam altı tane şahıs zamiri vardır:


1. tekil kişi → ben

2. tekil kişi → sen

3. tekil kişi → o


1. çoğul kişi → biz

2.çoğul kişi → siz

3. çoğul kişi → onlar


NOT: Kişi (şahıs) zamirleri karşımıza çekim eki almış şekilde çıkabilir:


ben+im → benim

ben + e → bene → bana

sen+e→ sana

sen + i → seni

o + (n)dan → ondan

biz + im → bizim

siz + den → sizden

onlar +a → onlara


Örnekler:

Sizi kütüphanede gördüm. 

Beni bir daha burada görmeyeceksiniz.

O, bugün okula gelmeyecek. 

Biz hazırlığımızı yaptığımız için rahatız. 

Senden bir ricam olacak. 

Onlar, Ankara'ya on sene önce taşınmışlar. 


NOT: “Kendi” sözcüğü de kişi zamirleri içinde değerlendirilir ve bu zamire “dönüşlülük zamiri” denir. 


Örnek:

-Bazen kendini de düşüneceksin. 


1.2. İşaret (Gösterme) Zamirleri

Varlıkların adını söylemeden, onları işaretle göstermeye yarayan sözcüklere işaret zamiri denir.


İşaret zamirleri şunlardır: “Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, buraya, şuraya, oraya, burası, şurası, orası, öteki vb.” 


Örnekler:

-Şunu masanın üzerine koyabilir misin? 

-Buraya yeni bir bina yapılacakmış. 

-Bu, gerçekten olacak iş değil. 

-Onları buzdolabına koy. 


NOT: “O“ ve “onlar” sözcükleri hem işaret hem de kişi zamiri olarak kullanılabilir. Bu kelimeler insan isminin yerini tutuyorsa kişi zamiri, insan dışı varlıkların yerini tutuyorsa işaret zamiri olarak adlandırılır. 


Örnek:

-Onu geçen gün kütüphanede ders çalışırken gördüm. ("Onu" sözcüğü bu cümlede insan ismi yerine kullanıldığı için kişi zamiridir.) 

- Onu diğer sandığın içine koyun. (İnsan dışı varlık yerine kullanıldığı için işaret zamiri)


NOT: “Bu, şu, o” sözcükleri bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler işaret sıfatı olur. 


Örnek:

-Bu kitabı bana ablam hediye etti.  ("Bu" sözcüğü “kitap” sözcüğünü işaret ettiği için işaret sıfatıdır. )

- Bu, bana ablamın hediyesi. ("Bu" bir ismin yerini tuttuğu için işaret zamiridir.)


1.3. Belgisiz Zamirler

Varlıkların yerini tutmalarına karşın hangi varlığın yerine kullanıldığı tam olarak belli olmayan sözcüklere belgisiz zamir denir. Belgisiz zamirler şunlardır: “Bazıları, biri, kimi, hepsi, herkes, kimse, birçoğu, birkaçı, şey vb.” 


Örnekler:

-Bazıları hiç kitap okumuyor. 

-İki saat önce biri seni sordu. 

-Kimilerine göre bu durum gayet normal. 

-Birçoğu ödevini özensizce yapmış. 


NOT: Belirsizlik bildiren sözcükler bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler belgisiz sıfat, bir ismin yerine kullanılıyorsa belgisiz zamir olur.


Örnek:

-Bazı insanlar bu konu hakkında çok duyarsız davranıyorlar. ("Bazı" sözcüğü “insanlar” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır.)

-Bazıları bu konu hakkında çok duyarsız davranıyor. ("Bazıları" bir ismin yerini tuttuğu için belgisiz zamirdir. )


1.4. Soru Zamirleri

İsimlerin yerini soru yoluyla tutan sözcüklere soru zamiri denir. “Ne, kim, kimi, hangisi, kaçı, nereye, nerede, nereden vb.” sözcükler soru zamirleridir.


Örnekler:

-Alışverişi kim yapacak? 

-Çarşıdan neler aldınız?

-Antalya'da nerede kalacaksın? 

-Hafta sonu nereye gideceksiniz? 

- Hangisi daha kaliteli sence? 


 NOT: Soru bildiren sözcükler bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler soru sıfatı, bir ismin yerini tutuyorsa soru zamiri olur.


Örnek:

- Kaç soruyu yanlış cavaplamışsın? ("Kaç" sözcüğü “soru” sözcüğünü belirttiği için soru sıfatıdır. )

- Kaçını yanlış cevaplamışsın? ("Kaç" bir ismin yerini tuttuğu için soru zamiridir.)


2. Ek Durumundaki Zamirler

2.1. İyelik (Aitlik) Zamirleri

Ek halinde olup getirildiği ismin hangi şahsa ait olduğunu bildirir. Bunlar aynı zamanda iyelik ekleridir.


1. tekil şahıs iyelik eki → -(i)m

2. tekil şahıs iyelik eki → -(i)n

3. tekil şahıs iyelik eki → -ı, -i, -u, -ü, -(s)ı, -(s)i, -(s)u, -(s)ü


1. çoğul şahıs iyelik eki → -(ı)mız, -(i)miz, -(u)muz, -(ü)müz

2. çoğul şahıs iyelik eki → -(ı)nız, -(i)niz, -(u)nuz, -(ü)nüz

3. çoğul şahıs iyelik eki → -ları, leri


(benim) kitabım

(senin) kitabın

(onun) kitabı

(bizim) kitabımız

(sizin) kitabınız

(onların) kitapları


2.2. İlgi Zamirleri

Cümlede daha önce geçmiş bir ismin yerini tutan “-ki”  eki ilgi zamiridir. Bu zamir kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır.

Örnekler:

-Benim kalemim, seninkinden daha pahalı.

 

Bu cümlede “kalem” sözcüğü iki kere tekrarlanmayarak “-ki” eki “kalem” sözcüğünün yerine kullanılmıştır. “-ki” eki ismin yerine kullanıldığı için ilgi zamiridir.


-Benimki evde kalmış, senin kitabından birlikte okusak olur mu? 

- Onun notları benimki kadar iyi değil. 


13 Mayıs 2025 Salı

Peyami Safa'nın Hayatı, Edebî Kişiliği ve Eserleri

 


Peyami Safa'nın Hayatı 

Peyami Safa, 2 Nisan 1899'da İstanbul'da doğmuştur. Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, daha çok psikolojik romanlarıyla tanınır. Babası Sivas'ta sürgündeyken vefat eden Peyami Safa, yoksulluk ve dokuz yaşındayken yakalandığı kemik veremi hastalığı nedeniyle düzenli bir eğitim alamamıştır. Bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetiştiren sanatçı hayatını yazdığı yazılarla kazanmaya çalışmıştır. Verdiği eserlerle Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olan yazar, 15 Haziran 1961'de vefat etmiştir. 

Peyami Safa'nın Edebî Kişiliği 

Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın en önemli isimlerinden biri olmayı başaran Peyami Safa, para kaygısıyla yazmış olduğu yazılarında annesi Server Bedia'nın adından ilham alarak oluşturduğu "Server Bedii" takma adını kullanmış ve bu adla yazdığı "Cingöz Recai" isimli polisiye romanlarıyla dikkat çekmiştir. 

Edebiyat, sanat, psikoloji, felsefe, sosyoloji gibi birçok değişik alanda kaleme aldığı yazılarla çok yönlü bir yazar olmayı başarabilen Peyami Safa, bu yönüyle edebiyatımızda ses getirmiştir. 

Küçükken sağ kolunda çıkan kemik veremi hastalığı nedeniyle kendisini ilaçların, doktorların, hasta bakıcılarının arasında bulan Peyami Safa, geçirdiği bu zor günleri otobiyografik romanı "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"nda derin psikolojik tahlillerle anlatmıştır.  

"Fatih-Harbiye" adlı romanında ise Doğu-Batı çatışmasını bir aşk teması etrafında ele alır. 

Peyami Safa'nın Eserleri 

Roman: 
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, 
Fatih-Harbiye, 
Canan, 
Şimşek, 
Sözde Kızlar, 
Atilla, 
Mahşer, 
Bir Tereddüdün Romanı, 
Yalnızız, 
Biz İnsanlar, 
Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü, 
Gençliğimiz

İnceleme-Deneme
Eğitim-Gençlik-Üniversite, 
Türk İnkılabına Bakışlar, 
Felsefi Buhran, 
Nasyonalizm, 
Mistisizm, 
Millet ve İnsan

12 Mayıs 2025 Pazartesi

Kitap Rehberi: Andrew Clements - Bunun Adı Findel


Hikâyemizin başkahramanı Nick yani başka bir deyişle Nicholas Allen... Andrew Clements hikâyenin başlangıcında Nick'ten şöyle bahseder:


"Lincoln İlkokulu'ndaki çocuklarla öğretmenlerden - harbiden kötü, harbiden akıllı ve harbiden iyi çocukları içeren- üç liste yapmalarını isteseniz, Nick Allen bunların hiçbirinde yer almazdı. Nick tamamen kendine özgüydü ve herkes de bunu bilirdi.

Peki, Nick bir baş belası mıydı? Öyle de denemez. Kesin olan şuydu: Nick Allen'in her zaman bir dolu fikri vardı ve onları kullanmayı iyi bilirdi." (Sayfa 11)


Ve tabii ki hikâyemizin olmazsa olmazı Bayan Granger... Kendisi ciddi bir şöhret sahibiydi ve adeta sözlüklere âşıktı:


"Ama Bayan Granger sözlüğe bayılmak ne kelime, sözlüğe âşıktı - neredeyse ona tapıyordu. Ödev verdiği haftalık sözcük Listesi en az otuz beş sözcükten oluşurdu.

(...)

Bayan Granger sınıfın arka tarafındaki bir rafta tam takım otuz sözlük bulundururdu. Ama onun gözdesi ve övünç kaynağı, evrende ne kadar sözcük varsa içeren, ancak iki çocuğun birlikte taşıyabildiği o devasa sözlüklerden biriydi. Sınıfının ön tarafında, sunak taşına benzeyen kendi küçük masası üstünde dururdu bu dev sözlük. (Sayfa 18-20)


Beşinci sınıfta olan ve sorduğu sorularla ders kaynatmakta üstüne olmayan Nick ile dil bilgisi öğretmeni Bayan Granger arasında meydana gelen tatlı bir "sözcük savaşı"nı konu alan muhteşem bir eser... Kalem yerine" findel" demeye başlayan Nick'in bulduğu yeni kelime okulda, kasabada yayılır ve gazete ve televizyonlara konu olur. Nick'in "kalem" yerine bulduğu bu ilginç kelime tahmin edilemeyecek sonuçlara yol açacaktır.


Büyük-küçük herkesin rahatlıkla okuyabileceği eğlenceli bir eser olan "Bunun Adı Findel"i kesinlikle okumanızı tavsiye ediyoruz.


Kaynak: Andrew Clements, Bunun Adı Findel, Günışığı Kitaplığı 

11 Mayıs 2025 Pazar

Atasözleri ve Deyimler Listesi - 14. Hafta



Atasözleri ve Anlamları 

 Ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz:

İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz. 


Ağanın gözü ata tımardır:

İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider. 


Ağanın gözü, yiğidin sözü:

Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.


Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur:

Bir insanda bulunan eksiklikler, onun tutum ve davranışlarından belli olur. 


Değirmenden gelenden poğaça umarlar:

Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir. 


Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan:

Karı koca arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır. 


Değirmene gelen nöbet bekler:

Bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa herkes geliş sırasıyla işini görmek üzere beklemelidir. 



Deyimler ve Anlamları 

Ağız tamburası çalmak:

1. Sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak.

2. Soğuktan dişleri birbirine çarpmak, çenesi titremek.


Ağız satmak:

Yüksekten atarak kendini övmek.


Ağzı çirişçi çanağı:

Ağzı acı ve kurumuş, zehir gibi olan. 


Ağzı köpürmek:

Çok öfkelenmek. 


Aklı zıvanadan çıkmak:

Delirmek, aklını oynatmak. 


Akıl akıl, gel çengele takıl:

Bir sorunun nasıl çözümleneceğini düşünememe durumunda söylenen bir söz.


Aklın süzgecinden geçirmek:

Etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek. 


Kaynak: TDK 


8 Mayıs 2025 Perşembe

Sıfat (Ön Ad) Konu Anlatımı


Varlıkları daha iyi anlatabilmek için bazen onları niteleyici ya da belirtici ifadeler  kullanırız. Bu sözcükleri isimlerin önüne getirerek varlıkların şeklini, rengini, sayısını, durumunu belirtiriz.

İsimlerin önüne gelerek isimleri renk, şekil, durum, sayı vb. yönlerden niteleyen veya belirten sözcüklere sıfat denir.


Sıfat Türleri

 1.Niteleme Sıfatı

Varlıkların nasıl olduklarını bildiren sözcüklerdir. İsimlere sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını verir.


Örnekler:

Odanın ortasında yuvarlak masa vardı.


Nasıl masa?

Cevap: Yuvarlak

"Masa" ismine sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını vermiştir. 

Yuvarlak (niteleme sıfatı)

masa (isim)


Kırmızı kalemimi gören var mı?

Nasıl kalem?

Cevap: kırmızı 

"kalem" ismine sorulan "nasıl?" sorusu bize niteleme sıfatını vermiştir. 

Kırmızı (niteleme sıfatı) 

kalem (isim) 


2. Belirtme Sıfatları

Varlıkları işaret, sayı, yer, belgisizlik ve soru gibi yönlerden belirten sözcüklerdir. Belirtme sıfatları dörde ayrılır:

2.1. İşaret Sıfatları

Varlıkları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. İşaret sıfatları, isimlere sorulan “hangi?” sorusuna cevap verir.


Örnekler:

Şu kitabı bana uzatır mısın? 

Yukarıdaki cümlede bulunan “şu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kitap” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “şu” yanıtını alırız. Bu yüzden “şu" sözcüğü işaret sıfatıdır.


Bu kalem, bana ablamın hediyesi. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “bu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kalem” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “bu” yanıtını alırız. Bu yüzden “bu" sözcüğü işaret sıfatıdır.


2.2. Sayı Sıfatları

Varlıkları sayı yoluyla belirten sıfatlardır. Sayı sıfatları dörde ayrılır:


2.2.1. Asıl Sayı Sıfatları

Bir ismi tam sayı olarak belirtir. İsme sorulan “kaç?” sorusuyla bulunur.


Örnekler:

Masanın üzerinde iki elma var. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “iki" sözcüğü, “elma” sözcüğünün sayısını belirttiği için asıl sayı sıfatıdır.


Kapının önünde üç öğrenci bekliyordu. 


2.2.2. Sıra Sayı Sıfatları

Varlıkların derecelerini, sıralarını belirten sıfatlardır. Sıra sayı sıfatları isimlere gelen “-ıncı, -inci” ekleri ile yapılır. İsme sorulan “kaçıncı?” sorusunun cevabıdır.


Örnekler:

Altıncı soruyu sadece o çözmüş. 


Yukarıdaki cümlede bulunan “altıncı" sözcüğü, “soru” sözcüğünün sırasını  belirttiği için sıra sayı sıfatıdır.


Onlar üçüncü katta oturuyormuş. 


2.2.3. Üleştirme Sayı Sıfatları

Varlıkların eşit bölümlerini belirten ve paylaştırma anlamı taşıyan sıfatlardır. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. İsme sorulan “kaçar?” sorusunun cevabı üleştirme sayı sıfatını verir. 


Örnekler

Herkese onar elma düşmüş.


onar: üleştirme sayı sıfatı

elma:isim


Onlara babalarından ikişer daire kalmış. 


2.2.4. Kesir Sayı Sıfatları

Bir ismi kesirli sayılarla belirten sayı sıfatıdır, isme sorulan “kaçta kaç?” sorusunun cevabıdır.


Örnekler: 

Bu ayki satışımızdan kendisine üçte iki pay ayırdık. 


NOT: “yarım, çeyrek” sözcükleri bir ismi belirttiğinde kesir sayı sıfatı olur.


Örnek:

Her sabah kahvaltıda yarım ekmeği bitirir. 



2.3. Belgisiz Sıfatlar


Varlıkları sayı ve miktar bakımından tam olarak belirtmeyen sıfatlardır. “bir, birkaç, birçok, birtakım, her, hiçbir, herhangi, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka" gibi kesinlik bildirmeyen, belirsizlik anlamı taşıyan sözcükler kullanılır.

Örnekler

Bazı öğrenciler kitap bile getirmiyor. 

Birkaç kişi dışında soruyu çözen yok. 

Kimi insanlar bunun doğru olmadığını düşünüyor. 


Bu cümlelerdeki “bazı, birkaç, kimi" sözcükleri “öğrenciler, kişi, insanlar” isimlerini, kesin olmayacak şekilde belirtmiştir. Yani burada bir belirsizlik vardır. Dolayısıyla, “bazı”, "birkaç" ve “kimi” sözcükleri belgisiz sıfattır.


UYARI :“Bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamında kullanılırsa belgisiz sıfat, “tek” anlamında kullanılıp ismin sayısını ifade ediyorsa asıl sayı sıfatıdır.


Örnek:


Bir gün benim haklı olduğumu göreceksiniz. 

Belgisiz sıfat


Bir gün sonra sınavımız var. 

Asıl sayı sıfatı


2.4. Soru Sıfatları

İsimleri soru yoluyla belirten sıfatlardır. Soru sıfatlarının cevabı yine sıfattır. “nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne?” gibi sorular soru sıfatıdır. 


Örnekler:

Kaçıncı soruyu çözemedin?


Bu cümlede, “kaçıncı” soru sözcüğünün “soru” ismini belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “ikinci soru” cevabının sıfat olması, bu soru sözcüğünün sıfat olduğunu gösterir.


Masada kaç kitap var? 


Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün “kitap” ismini belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “üç kitap” cevabının sıfat olması, bu soru sözcüğünün sıfat olduğunu gösterir.

Popüler Yayınlar