29 Kasım 2023 Çarşamba

"Püf Noktası" Deyiminin Hikâyesi


 

En az iki sözcükten oluşan, mecaz anlam taşıyan, anlatımı zenginleştirmek amacıyla kullanılan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim dendiğini biliyoruz. 

Deyimler ve atasözlerinin özelliklerine BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Anlatımın güçlenmesinde ve zenginleşmesinde epey etkili olan bu söz öbeklerinin ilgi çekici hikâyelerinin de olduğunu biliyoruz. Biz bu yazımızda günlük hayatta sıklıkla kullandığımız “püf noktası” deyiminin hikâyesini sizlerle paylaşacağız. Hikâyeye geçmeden önce ”püf noktası” deyiminin anlamını sizlerle paylaşmak istiyoruz:

“Bir işin en ince, hassas ve önemli noktası.” (Kaynak: TDK)

 

“Püf Noktası” Deyiminin Hikâyesi

Vaktiyle testi ve çanak çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkân açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:

-Sen, demiş, daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor.

Ustasının bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, artık dayanamaz ve gidip bir dükkân açar. Açar açmasına da yeni dükkânında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler, onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar. Kalfa, bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet ustasına gider ve durumu anlatır. Usta:

-Sana demedim mi evlâdım; sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Bu sanatın bir püf noktası vardır.

Usta bunun üzerine tezgâha bir miktar çamur koyar ve:

-Haydi, der, geç bakalım tezgâhın başına da bir testi çıkar. Ben de sana püf noktasını göstereyim.

Eski çırak, ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta, önünde dönen çanağa arada sırada “püf!” diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Böylece çırak da bu sanatın püf denilen noktasını öğrenmiş olur.

Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra püf noktası denilmeye başlanır.

(Kaynak: İskender Pala, İki Dirhem Bir Çekirdek, Kapı Yayınları)


"Saman altından su yürütmek" deyiminin hikayesine BURADAN ulaşabilirsiniz. 

23 Kasım 2023 Perşembe

Osmanlı Devleti'ni Dağılmaktan Kurtarmayı Amaçlayan Fikir Akımları



Fransız İhtilâli'nin sonucunda ortaya çıkan milliyetçilik akımı, çok uluslu imparatorluklarda azınlık isyanlarına ve bağımsızlık hareketlerine neden olmuştu. İhtilâlin etkisiyle ortaya çıkan milliyetçilik akımından olumsuz etkilenen çok uluslu imparatorluklardan birisi de Osmanlı İmparatorluğu'ydu. Devletin parçalanmaya gittiğini gören Osmanlı devlet adamları ve aydınları devletin dağılmasını önlemek amacıyla kurtuluş çareleri aradılar ve bunun sonucunda çeşitli fikir akımları ortaya attılar. Osmanlı Devleti'ni dağılmaktan kurtarmayı amaçlayan fikir akımlarını şu şekilde açıklayabiliriz:

1)Osmanlıcılık

-Osmanlı Devleti’ni oluşturan tüm milletleri dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin haklar bakımından eşit duruma getirmeyi amaçlayan ve başka bir deyişle imparatorluk bünyesindeki tüm milletlere “Osmanlılık” duygusu aşılayarak bir “Osmanlı milleti” oluşturmayı amaçlayan fikir akımıdır.

-Osmanlıcılık fikir akımının temsilcileri; Namık Kemal, Ziya Paşa ve Mithat Paşa’dır.

NOT: Balkan Savaşları sonucunda Balkan uluslarının isyan ederek Osmanlı Devleti’nden ayrılması bu fikir akımının dağılmayı önlemede yeterli olmadığını ortaya çıkardı ve Osmanlıcılık fikir akımının geçerliliğini kaybetmesine neden oldu.

 

2) İslâmcılık

-Milleti bir arada tutan en önemli unsurun din olduğu düşüncesiyle, Müslümanların kültür ve milliyet farkı gözetilmeksizin bir bütün olması gerektiğini ve dolayısıyla Müslümanların halife etrafında toplanması gerektiğini savunan fikir akımıdır.

-İslâmcılık fikir akımının temsilcileri; Mehmet Akif ve Sait Halim Paşa’dır.

NOT: I. Dünya Savaşı’nda Arapların İngilizlerle birlikte hareket etmesi bu fikir akımının geçerliliğini yitirmesine neden olmuştur.

 

3) Türkçülük

-Osmanlı bünyesinde yaşayan bütün Türklere milli bilinç kazandırılarak dağılmanın önleneceğini savunan fikir akımıdır.

-Türkçülük fikir akımının temsilcileri; Ziya Gökalp, Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul'dur.

NOT: Türkçülük fikri, Kurtuluş Savaşı’nda milli birlik ve beraberliğin sağlanmasında etkili olmuştur.

 

4) Batıcılık

Her alanda Batı medeniyetinin takip edilmesi ve örnek alınması gerektiğini savunan fikir akımıdır. Temsilcileri arasında Abdullah Cevdet ve Tevfik Fikret vardır.

NOT: Osmanlı Devleti’ni çağdaşlaştırmayı amaçlayan Batıcılık fikir akımı kendini özellikle Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan inkılâplarda göstermiştir.

NOT: Kendi içlerinde farklı amaçlar taşısa da ortak amaçları devleti dağılmaktan kurtarmak olan bu fikir akımlarının hiçbiri devleti dağılmaktan kurtaramamıştır.

22 Kasım 2023 Çarşamba

Paragraf Sözlüğü / Paragraflarda Sıklıkla Çıkan Sözcükler ve Anlamları


 

Aşağıda paragraf sorularında sık sık karşımıza çıkan sözcükler ve anlamları verilmiştir.

 

Aktüel: Güncel. (Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.)

Anlatı: Roman, hikâye, masal vb. edebi türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, öyküleme.

Ağdalı:

1.Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş).

2.Karmaşık.

Adapte: Uyarlanmış.

Alafranga: Avrupa kültürüne özgü olan, Avrupa uygarlığını benimsemiş, Batılıca, alaturka karşıtı.

Alaturka: Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı.

Anonim: Yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen; laedri.

Bağdaşmak: Uymak.

Örnek: Gerçekle bağdaşmayan söylemler...

Banal: 1. Herkesçe kullanılan, anlaşılan.

             2. Sıradan

Burjuva: 1. Orta sınıftan olan; kent soylu.

                2. Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan.

Betik: Yazılı olan şey, kitap.

Biçem: Üslup, anlatış biçimi.

Basmakalıp: Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan.

Çalakalem: 1. Durmadan, çabucak yazarak.

                     2. Gelişigüzel, özen göstermeden.

Çetrefil: 1. Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç.

                2. Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan dil.

                3. Sarp, engelli ve engebeli (yer).

Devinim: 1. Hareket.

                 2. Bir ruh durumundan başka bir ruh durumuna geçiş.

                 3. Zaman içinde durum değiştirme.

Dingin: Sakin, durgun olan.

Didaktik: Öğretici.

Dikte etmek: 1. Yazdırmak için söylemek.

                         2. Birine isteklerini zorla kabul ettirmek. (mecaz)

Dejenere: Soysuz, yoz, yozlaşmış, bozulmuş, aslını koruyamamış.

Doğaçlama: 1. Birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi.

                       2. Yazılı metni olmayan, oyuncular tarafından sahnede yakıştırılan sözlerle tamamlanan oyun, tuluat.

Dipnot: Metin içinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına, çalışmanın sonuna konulan açıklama veya kaynak bilgisi; haşiye.

Dipnot düşmek: Eklemek, açıklama yapmak.

Eleştiri: Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit.

Eleştirmen: Eleştiri yapan kimse, tenkitçi, münekkit.

Erek: Amaç.

Örnek: Ulaşılması güç bir erek için gece gündüz durmadan çalışıyordu.

Asgari: En az, en aşağı, en düşük, en alt.

Azami: En çok, en üst, en büyük, en yüksek (derece, nicelik).

Anekdot: Hikâyecik.

Evrensel: Bütün insanlığı ilgilendiren.

Estetik: 1. Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi.

               2. Güzellik duygusu ile ilgili olan; güzel duyusal.

               3. Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu.

Empoze: Dayatmak.

Etik: 1. Ahlak bilimi.

         2. Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü.

Edim: Yapılmış, gerçekleşmiş davranış; amel.

Örnek: Hayatımızın geneline baktığımızda her edimimizin altında mutluluğa ve huzura ulaşma çabası yatar.

Edimsel: Edim niteliğinde olan, gerçek olarak var olan.

Eğreti: 1. Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, bir şeyin yerine geçici olarak kullanılan.

             2. İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan.

Ego: Ben. (Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge.)

Egoist: Bencil.

Egoizm: Bencillik.

Fantastik: Hayalî.

Fantezi: 1. Sonsuz, sınırsız hayal.

               2. Değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş.

Fonetik: 1. Ses bilgisi.

                2. Herhangi bir dilde yer alan seslerin fiziksel özellikleri.

Örnek: Eserinde Türkçenin fonetiğine uymayan sözcükler göze çarpıyordu.

Fenomen: 1. Herhangi bir özelliğiyle dikkat çeken, kitleleri etkileme gücü olan kimse veya nesne.

                  2. Olgu (Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç.)

18 Kasım 2023 Cumartesi

KPSS Genel Kültür Notları 2

 

1)Rusya'nın I. Dünya Savaşı'ndan çekildiği antlaşma:

Brest-Litovsk Antlaşması


2)Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'nda savaştığı ilk cephe:

Kafkas Cephesi


3)Bakü'yü Bolşevik ve Ermeni işgalinden kurtaran ve "Bakü Fatihi" olarak anılan Osmanlı komutanı:

Nuri (Killigil) Paşa


4) Mustafa Kemal'in Şam'da kurduğu cemiyet:

Vatan ve Hürriyet


5) Meşrutiyet'in ortadan kaldırılmasını isteyen gelenekçi kitlenin çıkardığı isyan:

31 Mart Vakası


6) I. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin uyguladığı yalnızlık politikası:

Monroe Doktrini


7) Mustafa Kemal'in Fikir Hayatını Etkileyen Düşünürler:

✅Namık Kemal (Vatanseverlik)

✅Jean-Jacques Rousseau (Yurttaşlık)

✅Montesquieu (Demokrasi)

✅Voltaire (Bilimsellik ve Akılcılık)

✅Ziya Gökalp (Milliyetçilik)

✅Mehmet Emin Yurdakul (Milliyetçilik)

✅Tevfik Fikret (Batıcılık, çağdaşlık)


8) Mustafa Kemal'in Hayatına Yön Veren Şehirler:

✅Selanik

✅Manastır

✅İstanbul

✅Şam

✅Sofya


9) Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini anlattığı “Nutuk” adlı eseri başta olmak üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı bazı eserler:

Medeni Bilgiler

✅Takımın Muharebe Talimi

✅Geometri

✅Cumalı Ordugâhı

✅Zabit ve Kumandanla Hasbıhâl


10) 1911'de açılan ilk hemşirelik kursunu bitiren, gönüllü katıldığı Balkan Savaşlarından sonra Çanakkale Savaşı'nda başhemşire olarak görevlendirilen ve Türkiye'nin ilk hemşiresi olarak kabul gören kişi:

Safiye Hüseyin Elbi


11) Cumhurbaşkanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlar:

✅Devlet Arşivleri Başkanlığı

✅Devlet Denetleme Kurulu

✅Diyanet İşleri Başkanlığı

✅İletişim Başkanlığı

✅Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği

✅Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı

✅Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı

✅Savunma Sanayi Başkanlığı

✅Strateji ve Bütçe Başkanlığı

✅Türkiye Varlık Fonu


12) Türkiye, jeotermal enerji potansiyeli bakımından önemli bir yere sahiptir. Bu kaynağın oluşmasında ülkemizin aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer alması etkili olmuştur.


13) Türkiye'nin bazı alanlarında kırsal yerleşmelerin dağınık dokulu olduğu görülür. Bu yerlerin oluşumunda;

✅arazinin engebeli olması

✅tarım alanlarının parçalı olması

etkili olmuştur.


14) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre aday olarak atanmış devlet memurunun asgari adaylık süresi 1 yıl; azami adaylık süresi ise 2 yıldır.


15) İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır.


KPSS Genel Kültür Notları birinci serimize BURADAN ulaşabilirsiniz. 


30 Ekim 2023 Pazartesi

Anlatım Özellikleri

 

Bir yazının taşıması gereken nitelikleri ifade eden “anlatım özellikleri” şunlardır:

 

1)Açıklık

Anlatılmak istenenin hiçbir tartışmaya mahal vermeden kolayca anlaşıldığı, anlatımda söz sanatlarına ve sembollere yer verilmediği anlatım özelliğine açıklık denir.

2) Özgünlük

Anlatımda kendine özgü bir ifade tarzı benimseme başka bir deyişle taklitçi olmamayı ifade eder. Yeni, farklı, alışılmışın dışındaki anlatım tarzları bu anlatım özelliğini ifade eder.

3)Akıcılık

Okuduğumuz bir yazının kolay okunabilmesini başka bir deyişle okurken kişiyi rahatsız eden kelimelerin kullanılmamasını ifade eden anlatım özelliğidir. Anlatım sırasında ses akışını bozan gereksiz ek, hece veya sözcüklere yer verilmesi akıcılığı bozar.

4)Doğallık

Anlatımın günlük yaşamda olduğu gibi yapmacıklıktan uzak olmasını ifade eder.

5) Yoğunluk

Bir yazarın birden fazla anlamı bir arada verdiği anlatım özelliğidir.

6) Tutarlılık

Adından da anlaşılacağı üzere anlatımdaki ifadelerin ya da düşüncelerin birbiriyle çelişmemesini, düşüncelerin birbirini tutmasını ifade eder.

7) Özlülük

Anlatımda az sözle çok şey anlatmayı ifade eder.

8) Sürükleyicilik

Okuyucunun anlatıma olan ilgisini canlı tutan, içerisinde merak unsurunun yoğun olarak bulunduğu anlatım özelliğidir. Başka bir deyişle okuyucu “sürükleyicilik” ilkesinin olduğu bir anlatımda olayları adeta “gözünü kırpmadan" meraklı ve canlı bir şekilde takip eder.

9) Ulusallık / Yerellik

Sadece bir ulusa ya da bir yöreye ait kültürel özelliklerin dile getirildiği anlatım özelliğidir.

10) Evrensellik

Bir anlatımın ya da eserin dünyadaki tüm insanlara hitap ettiği anlatım özelliğidir.

11) Kalıcılık

Ortaya konan bir anlatımın ya da eserin yazıldığı dönemde, günümüzde, gelecekte ve her dönemde önemini, değerini korumasını ifade eder.

12) Sağlamlık

Anlatımın dil bilgisi kurallarına uygun olmasını ifade eder.

 


26 Ekim 2023 Perşembe

Düşünceyi Geliştirme Yolları


Yazılı ve sözlü anlatımda düşüncelerimizi daha da somutlaştırmak amacıyla değişik yöntemlere başvururuz. Bu yöntemlerden birisi de düşünceyi geliştirme yollarıdır.

Düşünceyi Geliştirme Yolları/Yöntemleri

1)Tanımlama

2)Karşılaştırma

3)Örnekleme/Örneklendirme

4) Tanık Gösterme

5)Sayısal Verilerden Yararlanma

6)Benzetme

 

1)Tanımlama

Bir varlığın ya da kavramın ne olduğunu açıklayan, “... nedir?” ya da “... kimdir?” sorularına yanıt veren düşünceyi geliştirme yoluna tanımlama denir.

Örnek: Bir doğa olayı olan sesten bilimsel ve estetik bir temele bağlı olarak oluşturulan ahenkli ve ritim sahibi yapıların oluşturduğu bütüne müzik denir. İnsanın hayatında oldukça önemli bir yere sahip olan müzik, insan ruhunun adeta ilacıdır.

 

Yukarıdaki parçada “Müzik nedir?” sorusunu sorduğumuzda yanıt alabiliyoruz. Bu nedenle bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından tanımlamaya başvurulmuştur.

 

2) Karşılaştırma

En az iki varlığın, kavramın ya da durumun ortak ve farklı yönlerinin ortaya konduğu düşünceyi geliştirme yoluna karşılaştırma denir.

Örnek: “Dinleme” ile “işitme” birbirinden farklı kavramlardır. İşitmede insanın dikkati devre dışıdır başka bir deyişle insan pasif bir konumdadır. Dinlemede ise insanın dikkati etkindir ve insan işitsel uyarılara bilinçli ve aktif bir şekilde kulak verir.

 

Yukarıdaki parçada “dinleme” ile “işitme” karşılaştırılmıştır.

 

3)Örnekleme / Örneklendirme

Soyut bir düşünceyi somutlaştıran başka bir deyişle düşünceleri daha belirgin hâle getiren ve yazının anlaşılmasını kolaylaştıran düşünceyi geliştirme yoluna örnekleme ya da örneklendirme denir.

Örnek: Sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası... Ülkemizde ve dünyada meydana gelen gelişmelerden haberdar olmak artık eskisi gibi zor değil. Sosyal medya bu işlevi görebiliyor. Hayatımıza etkisi oldukça fazla olan sosyal medyayı gereğinden fazla kullanmak ise bağımlılığa neden olabiliyor. Sürekli çevrim içi olma isteği, yüz yüze yapılan sosyal etkinliklerde bile sosyal ağlara bağlanma isteği, sosyal medyadan uzak kalınca kendisini huzursuz hissetme, kişinin yaşadığı her anı sosyal medya platformlarında paylaşma isteği sosyal medya bağımlılığının kişideki belirtileridir.

 

Yukarıdaki parçada koyu yazılan ifadelerle sosyal medya bağımlılığının kişideki belirtileri örneklendirilmiştir. Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından örneklemeye başvurulmuştur.

 

4) Tanık Gösterme

Bir yazarın bir konu hakkında görüşlerini belirginleştirmek ve daha inandırıcı hâle getirmek için sözünü ettiği konu hakkında alanının uzman kişilerinin görüşlerinden alıntı yapmasına tanık gösterme denir.

Örnek: Bir toplumun gelişmesi, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasının en önemli şartı bilime önem vermektir. Bilime önem veren toplumlar çağın gereklerinden uzak kalmazlar ve bilimin rehberliğinde ilerlemeye devam ederler. Bilim o denli önemlidir ki Farabi, “Erdemlerin en büyüğü bilimdir.” demiştir.

 

Yukarıdaki parçada yazar bilimin bir toplum için ne kadar önemli olduğunu Farabi’nin sözüne yer vererek kanıtlamaya çalışmıştır. Bu nedenle bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından  tanık göstermeye başvurulmuştur.

 

5) Sayısal Verilerden Yararlanma

Yazarın bir düşünceyi kanıtlamak amacıyla istatistiksel bilgilere, anketlere ya da grafiklere başvurduğu düşünceyi geliştirme yoluna sayısal verilerden yararlanma denir.

Örnek: Dünyanın en önemli iki yer altı kaynağı olan petrol ve doğal gaz rezervlerinin kıtalara ya da bölgelere göre dağılımını hiç merak ettiniz mi? Yapılan bir araştırmaya göre Ortadoğu’da 79,1 trilyon metreküp, Avrupa ve Asya’da 62,2 trilyon metreküp, Asya ve Pasifik’te ise 33,1 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunurken, Ortadoğu'da 807,7 milyar varil, Güney ve Orta Amerika’da 330,1 milyar varil, Kuzey Amerika’da ise 226,1 milyar varil petrol rezervi bulunmaktadır.

 

Yukarıdaki parçada yazar, petrol ve doğal gaz rezervlerine ilişkin sayısal verilerden yararlanmıştır.

 

6) Benzetme

Bir kavramı, varlığı ya da olayı başka bir kavramın ya da varlığın özellikleriyle anlatma yoluna benzetme denir.

Örnek: Şiir yazmak kolay bir iş değildir. Dolayısıyla şairlik yetenek ve sabır ister. Ben şairleri bir kuyumcuya benzetirim. Nasıl bir kuyumcu büyük bir sabır, özen ve titizlikle değerli madenlerden eserler meydana getiriyorsa şairler de bu sabır, özen ve titizlikle eserlerini meydana getirirler.

 

Yukarıdaki parçada yazar şairliğin ne kadar zor ve emek isteyen bir meslek olduğunu onları kuyumculara benzeterek anlatmaya çalışmıştır. Dolayısıyla yazar, bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından benzetmeye başvurmuştur.


21 Ekim 2023 Cumartesi

KPSS Genel Kültür Notları 1


1)Kuvayımilliye kavramından bahseden ilk belge:

Dr. Esat Işık Raporu

 

2)Dünyaca ünlü "Simyacı" adlı eseriyle bilinen yazar:

Paulo Coelho

 

3)Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesinde bulunan ve "dünyanın en derin ikinci kanyonu" olarak gösterilen kanyon:

Valla Kanyonu

 

4)Türkiye'nin tek buz müzesi Erzurum'da açılmıştır.

 

5)Matematik tarihinde, birinci ve ikinci dereceden denklemlerin sistematik çözümlerinin yer aldığı ilk eser olan "Kitab-ül Cebir vel-Mukabele"nin yazarı:

Harezmi

 

6)Dünyaca ünlü "Anna Karenina" adlı eserin sahibi:

Lev Tolstoy

 

7)2024 Yaz Olimpiyat Oyunları Fransa'nın Paris şehrinde düzenlenecek.

 

8)Sözlükte “yazma, kaydetme, deftere geçirme” anlamına gelen tahrîr kelimesi terim olarak, Osmanlı maliye teşkilâtında vergilerin ve bu vergileri verenlerin  tespiti için değişik dönemlerde gerçekleştirilen sayımları ve bu sayımların kaydedildiği defterleri ifade eder.

 

9)TBMM'de yaptığı coşkulu konuşmaları nedeniyle "Millî Hatip" ve "Cumhuriyet Hatibi" olarak tanınan ve İstiklâl Marşı'nı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okuyan ilk kişi olan siyasetçi ve yazar:

Hamdullah Suphi Tanrıöver 

 

10)Karahanlılar döneminde yazılan, dört ana karakter üzerinden dört insanî yeteneğin anlatıldığı, devlet idaresine yönelik ilkelere de değinilen eser:

Kutadgu Bilig

 

11)16 Haziran 1919'da Malgaç Baskını ile düşmana ilk darbeyi vurmak suretiyle Aydın yöresinde düşman kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmuş olan Milli Mücadele kahramanı:

Yörük Ali

 

12)22 Mayıs 2015'te hizmete giren ve Türkiye'de ve Avrupa'da deniz üzerine inşa edilen ilk havalimanı:

Ordu-Giresun Havalimanı

 

13)"Türk Marşı", Wolfgang Amadeus Mozart tarafından bestelenmiştir.

 

14)Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul şehirlerini anlattığı "Beş Şehir" adlı eseriyle ünlü edebiyatçımız Ahmet Hamdi Tanpınar'dır.

 

15)1982 Anayasası'na göre milletlerarası anlaşmaların onaylanmasını uygun bulma görev ve yetkisi TBMM'ye aittir.


13 Haziran 2023 Salı

Paragrafta Başlık

 


Paragrafta Başlık

Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılı olan başlık, parçanın tamamını kapsayıcı nitelikte olup bir veya birden fazla sözcükten oluşur. Bir paragrafın ya da bir metnin başlığını bulmadan önce o paragrafın ya da metnin konusunu ve ana fikrini bulmak işimizi kolaylaştırır.

Başlığın Özellikleri

1)Konu ve ana fikirle doğrudan bağlantılıdır.

2)Dikkat çekicidir, metin hakkında ipucu verir.

3) Bir sözcükten de oluşabilir, birden fazla sözcükten de oluşabilir.

4) Parçanın bir kısmını değil tamamını yansıtır. Başka bir deyişle parçanın tamamını kapsayıcıdır.

 

Örnek:

Oyun, çocuğun gelişiminde çok önemli bir yer tutmaktadır. Çocuk, oyun sayesinde yaşamı için gerekli olan bilgi, beceri ve davranışları öğrenerek bunları içselleştirir. Nesneleri, toplumsal kuralları, kavramları  ve daha birçok şeyi oyunlar sayesinde öğrenen çocuk böylece yaşama daha hazır bir hâle gelir. Aslında bir eğitim aracı olan oyun sayesinde çocuk zihinsel, sosyal, psikolojik, fiziksel yönden de gelişimini sürdürür.

Yukarıdaki metne “Oyunun Çocuğun Gelişimine Katkıları” başlığını koyabiliriz.

 

NOT: Bir parçanın başlığı bulunurken konu ve ana fikirle bağlantı kurulmalı ve o başlığın kesinlikle parçanın tamamını kapsayıcı nitelikte olduğuna dikkat etmemiz gerekir. Çoktan seçmeli sorularda seçenekteki başlık parçanın tamamını kapsayıcı nitelikte ise doğru cevap o seçenekteki başlıktır.

 

Örnek Soru:

Ölümü düşünmeden, aklımıza getirmeden yaşamak elbette en iyi şey ama elimizde mi? Ölüm düşüncesi bizi bir yol sardı mı, bir daha bırakmıyor, sevinçlerimiz gülmelerimiz içinde bile kendini duyuruveriyor. Yaşamak cömertliktedir: saatler, günler, aylar, yıllar geçiversin ne çıkar? Ölüm korkusu, ölüm düşüncesi ise bizi cimri ediyor: Aman bu saat geçmesin! Sıkıntılar içindeyim, yarın belki bir genişliğe kavuşacağım, olsun gene de bu saat geçmesin. Yarın, o güzel yarın, benim ömrümü kısalmış bulacak.  (Nurullah Ataç)

Yukarıdaki parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşam ve Ölüm

B) Ölüm Düşüncesi

C) Ölüme Yaklaşırken

D) Ölümün Getirdiği Cimrilik

Çözüm:

Yazarın bu parçada vurguladığı şey hiç tartışmasız insanın zihnini saran “ölüm düşüncesi”dir. B seçeneğinde yer alan “Ölüm Düşüncesi” parçanın tamamına uygun ve parçanın tamamını kapsayıcı niteliktedir.     Cevap: B

 

8 Haziran 2023 Perşembe

Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir)


 

Yazarlar, metinlerini bir ana mesaj etrafında yazarlar. İşte yazarın metninde verdiği ana mesaja ana düşünce ya da ana fikir denir. Ana düşünce başka bir deyişle yazarın asıl anlatmak istediği düşünce ya da mesajdır.

Ana düşünceyi bulmak için:

1)Öncelikle konu bulunmalıdır. Konu ile ana düşünce aynı şey değildir ancak birbiriyle yakından ilişkilidir.

2)Ana düşünce, yazarın bize vermek istediği asıl mesajdır. Ana düşünceyi bulmak için “Yazarın bu metinde asıl anlatmak istediği şey nedir?” sorusunu sormamız gerekir. Aldığımız cevap metnin ana düşüncesidir.

 

NOT: Konu ile ana düşünce aynı şey değildir. Konu yargı bildirmez, ana düşünce ise yargı bildirir.

Örnek:

-Çalışmanın önemi (Yargı bildirmiyor, yargı bildirmediği için konuyu ifade eder.)

-“İnsanlar çalışmadan, çaba göstermeden başarıya ulaşamazlar.” (Cümle şeklindedir, başka bir deyişle yargı bildiriyor. Bu nedenle bu ifade ana düşüncedir.) 


 Ayrıntılı bilgi için "Paragrafta Konu" adlı içeriğimize BURADAN ulaşabilirsiniz. 


3) Ana düşünce bazı paragraflarda ilk cümlede verilebilir. Bu nedenle paragrafların ilk cümlesine dikkat etmekte fayda vardır.

Örnek:

İnsanı başarıya götüren önemli unsurlardan birisi de insanın kendisine bir hedef belirlemesidir. Hedefi olan insan ne yapacağını, hangi uğurda çalışıp mücadele edeceğini bildiği için yola daha bilinçli çıkar. Plânlarını hedeflerine göre yapar. Belirlediği hedef onu motive eder ve insan böylece işine sımsıkı sarılarak başarılı olma yolunda emin adımlarla ilerler.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce açık bir şekilde paragrafın ilk cümlesinde verilmiştir.

 

4) Ana düşünce paragrafın son cümlesinde de verilebilir. Eğer paragrafın son cümlesi “kısacası, sonuçta, sonuç olarak, sözün özü, sözün kısası, böylece vb.” ifadelerle başlıyorsa o cümle paragrafın ana düşüncesidir.

Örnek:

Yetenek önemlidir, başarıya ulaşmada yetenekli olmanın önemi asla yadsınamaz. Ancak yeteneğin yanında bazı şeylerin de olması önemlidir. Sabırlı olmak, zorluklara tahammül etmek ve kararlı olmak da yetenekli olmanın yanında çok önemlidir. Sözün kısası, bir işte başarıya ulaşmak için yetenekli olmak tek başına yeterli değildir.

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce paragrafın son cümlesinde verilmiştir.

 

5) Ana düşünce çoğu zaman cümlenin başında veya sonunda verilmeyebilir, parçanın bütününe yayılmış olabilir. Yani bu tür paragraflarda ana düşünceyi bulabilmek için paragrafın tamamını dikkatli bir şekilde okumalı ve paragrafı doğru yorumlamalıyız.

Örnek:

Okuma eylemi bize bambaşka dünyaların kapılarını açan, anlama kabiliyetimizi geliştiren, hayatı anlamada ve anlamlandırmada oldukça büyük rolü olan yararlı bir eylemdir. Düzenli olarak okuyan insan hayata farklı açılardan bakar, kendini daha rahat ve etkili bir şekilde ifade etme olanağı bulur.”

Yukarıdaki paragrafta ana düşünce parçanın başında da sonunda da verilmemiş olup parçanın bütününe yayılmıştır. Yukarıdaki paragrafın ana düşüncesini “Okumak, insanı çeşitli yönlerden geliştiren yararlı bir eylemdir.” şeklinde belirleyebiliriz.

NOT: Bir paragrafın ana düşüncesini belirlerken şu noktaya oldukça çok dikkat etmemiz gerekir: Paragrafın bir kısmını yansıtan düşünce ana düşünce olamaz. Ana düşünce olarak belirlenen ifade paragrafın tamamını karşılamalıdır.

7 Haziran 2023 Çarşamba

ZARF FİİL NEDİR? ZARF FİİLE ÖRNEKLER

 



Zarf Fiil Nedir? Zarf Fiile Örnekler 

Fiillere getirilen "-ken, -alı/-eli, -madan/-meden, -ince/-ınca/-unca/-ünce, -ip/-ıp/-up/-üp, -arak/-erek, -dıkça/-dikçe/-dukça/-dükçe/-tıkça/-tikçe/-tukça/-tükçe, -e...-e/ -a...-a, -r...-maz/-r...mez, -casına/cesine, -meksizin/-maksızın, -dığında/-diğinde/-duğunda/-düğünde/-tığında/-tiğinde/-tuğunda/-tüğünde" ekleriyle yapılan sözcüklere zarf fiil denir. Adından da anlaşılacağı üzere cümlede zarf olarak görev yaparlar. Cümleye durum ve zaman anlamları katarlar. 

Bir Cümlede Zarf Fiil Nasıl Bulunur? 

Bir cümlede zarf fiili bulmak için yükleme "nasıl ve ne zaman?" soruları sorulur. 

 Zarf Fiile Örnekler 

Buradan ayrılalı tam yedi yıl oldu. 

Siz bunları çözerken ben de sizlere yeni sorular hazırlayayım. 

Böyle yaparak asla amacına ulaşamazsın. 

Onun hastalandığını öğrenince çok üzüldüm. 

Önce konu anlatımına çalışıp sonra soruları çözmen senin için daha iyi olur. 

Akşam olmadan köye dönmemiz lazım. 

Ben bu projeyi karşılık beklemeksizin yürütüyorum. 

Buraları gördükçe aklıma hep çocukluğuma dair anılar geliyor. 

Ankara'ya varır varmaz hemen işlerine koyulmuş. (-r...-maz)

Çamurlu zeminde bata çıka yürüdük. (-a...-a)


Örnek Soru: 

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi zarf fiil değildir

A) Öğrenciler sevinç çığlıkları atarak sınıfa girdiler. 

B) Derince bir çukur kazmak için hazır bekliyorlardı. 

C) Öğretmenimiz içeri girince hepimiz kendimize çekidüzen verdik. 

D) Yapılan tüm bu usulsüzlükleri görünce insanlara güvenim azalıyor. 


Sorunun çözümüne BURADAN ulaşabilirsiniz. 


16 Mayıs 2023 Salı

Paragrafta Konu

 

Bir duyguyu, düşünceyi ya da bir olayı anlatabilmek için bir araya getirilmiş cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafta bir duygunun, düşüncenin ya da olayın bir yönü ele alınır. Paragraf tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük oluşturur.

“Paragraf” kavramının tanımını yaptıktan sonra şimdi “Paragrafta Konu” adlı konu anlatımına geçebiliriz.

 

Paragrafta Konu

-Paragrafta yazarın üzerinde durduğu, hakkında söz söylediği durum, düşünce veya olaya konu denir.

-Her paragrafın bir konusu vardır. Paragrafın konusu bulunurken “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını paragrafa yönelterek paragrafın konusunu bulabiliriz.

NOT: Bir paragrafı ele alırken yapacağımız ilk işlerden birisi paragrafın konusunu bulmak olmalıdır. Konusu bilinmeyen bir paragrafın anlaşılması oldukça güçtür. Ayrıca bir paragrafta konuyu belirlemeden ana düşünceyi bulmak da zordur.

 

Örneklere geçmeden önce “Paragrafın/parçanın konusu bulunurken nelere dikkat edilmelidir?” sorusunun cevabını verelim:

1)Öncelikle “Parçada en çok hangi sözcükler ya da kavramlar tekrar edilmiştir?” sorusunu cevaplamak gerekir. Parçada en çok tekrar edilen sözcükler veya kavramlar bize parçanın konusunu verir.

2)Paragrafın/parçanın konusu bulunurken parçanın ilk cümlelerine dikkat etmek gerekir. Genellikle ilk cümleler bize ipucu verir ya da parçanın konusunu bize açık bir şekilde gösterebilir. Ancak bu her zaman böyle olmayabilir. Bunu da göz ardı etmemek gerekir.

3) Konu, parçanın tamamını kapsar nitelikte olmalıdır. Parçanın konusu bulunurken bu noktayı da göz önünde bulundurmak gerekir.

 

Örnek 1: Bazen olmazları mümkün kılan, içinden çıkılması güç meseleleri tereyağından kıl çeker gibi halledebilmeyi sağlayan, bilgi ve onun sağladığı güçtür. Bilginin gücü insan için en değerli anahtardır. Bilginin gücü sayesinde insan medeniyetin kapılarını ardına kadar açar ve bu kapıdan içeri girerek sürekli ilerlemeye devam eder.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir paragrafın konusu bulunurken metne “Parça bize ne anlatıyor?”, “Parçada neden söz ediliyor?”, “Parçada üzerinde durulan nedir?” sorularını sorarız. Bu soruları yukarıdaki metne sorduğumuzda aldığımız cevap ise “bilginin gücü ve onun insana sağladığı yararlar”  olacaktır.

 

NOT: Konu, bir yargı içermez. Başka bir deyişle cümle şeklinde olmaz. Konu bir ya da birden fazla sözcükten oluşan ve yargı bildirmeyen bir unsurdur. Ana düşünce ise bir yargı bildirir.


5 Mayıs 2023 Cuma

Sıfat-Fiil Nedir? Fiilimsi Türlerinden Sıfat-Fiile Örnekler

 

Fiil kök veya gövdelerine getirilen “-an/-en, -ası/-esi, - maz/-mez, -ar/-er/-ır/-ir, - dık/-dik/-duk,-dük, - ecek/-acak, - mış/-miş/-muş/-müş ekleriyle yapılır. Sıfat-fiil eklerini aklımızda daha kolay kalması amacıyla “-an, - ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” şeklinde kodlayabiliriz.

Sıfat-fiil konusunu örneklerle birlikte ele almadan önce şunu belirtmemizde fayda var: Sıfat-fiil ekini alan sözcükler bir ismi niteler. “Sınavda heyecandan bildiğim soruları bile yapamamıştım.” cümlesinde “bildiğim” sıfat-fiili (-dik: sıfat-fiil eki) isim olan “sorular” sözcüğünü nitelemiştir.

Şimdi sıfat-fiil konusunu örneklerle açıklayalım:

Sıfat-Fiil / Örnekler

-İnsan ruhunu tüm gerçekliğiyle ortaya koyan başarılı eserleri vardı. (-an: sıfat-fiil)

-Dedemin anlattığı masalları ilgiyle dinlerdim. (-tık: sıfat-fiil)

-Zavallı çocuk gerçekten acınası bir hâldeydi. (-ası: sıfat-fiil)

-Bu yaz unutulmaz bir tatil geçirdik. (-maz: sıfat-fiil)

-Toplantıda tanıdık bir yüz göremedim. (-dık: sıfat-fiil)

-Okunmuş kitapları şu tarafa koyalım. (-muş: sıfat-fiil)

-Zavallı kadın kendisine sığınacak bir liman arıyordu. (-acak: sıfat-fiil)

-Güler yüzlü insanlar her zaman sevilmiştir. (-er: sıfat-fiil)

 

NOT: Sıfat-fiiller çekimli fiillerle karıştırılmamalıdır.

Örnekler:

1)Giysiler özenle ütülenmiş. (-miş: duyulan geçmiş zaman – Dolayısıyla çekimli fiildir ve yüklem görevindedir.)

Ütülenmiş giysileri dolaba yerleştirelim. (-miş: sıfat fiil eki – “Giysi” ismini nitelemiştir ve sıfat-fiil görevindedir.)

2) Babam, yarınki konferansta konuşacak. (-acak: gelecek zaman kip eki – Çekimli fiildir ve yüklem görevindedir.)

Onunla konuşacak çok şeyimiz var. (-acak: sıfat fiil eki – İsmi nitelediği için sıfat-fiil görevindedir.)

 

NOT: Sıfat-fiiller niteledikleri isim düştüğünde onun yerine geçerler ve bir isim gibi kullanılırlar. Başka bir deyişle “adlaşmış sıfat-fiil” hâline gelirler.

Örnek:

-Sınıftan koşarak çıkan öğrenciler yanıma gelsin. (-an: sıfat-fiil eki – öğrenciler: isim)

Bu cümlede “çıkan” sıfat-fiili “öğrenciler” ismini nitelemiştir.

-Sınıftan koşarak çıkanlar yanıma gelsin.

Bu cümlede ise “öğrenciler” ismi düşerek “çıkan” sıfat-fiili ismin yerine geçmiş ve adlaşmış sıfat-fiil hâline gelmiştir.


9 Nisan 2023 Pazar

İsim-Fiil Nedir? Fiilimsi Türlerinden İsim-Fiile Örnekler

 


Fiillere getirilen “-ma, - ış, - mak” ekleriyle yapılır. Bu ekler büyük ünlü uyumu kuralına göre eklendiği sözcükte “-ma, - me, - ış, - iş, - uş, - üş, - mak, - mek” şeklinde değişiklik gösterir.

İsim-Fiil – Örnekler

-Günlük tutmanın benim için rahatlatıcı bir etkisi vardı. (– ma: isim-fiil)

-Şiir yazmak bir yetenek işidir. (-mak:isim-fiil)

-Onun geliyle odadaki herkes kendine çekidüzen verdi. (-iş:isim-fiil)

 

NOT: İsim-fiil eki olan “-ma, - me” ekleri olumsuzluk eki olan “-ma, - me” ekleriyle karıştırılmamalıdır.

Örnek:

-Masayı oradan tutma, elini acıtabilir.

-Bu hafta günlük tutma etkinliği yapacağız.

“-ma” eki birinci cümlede olumsuzluk eki olarak kullanılırken ikinci cümlede isim-fiil görevinde kullanılmıştır.

 

NOT: Fiillere getirilen isim-fiil ekleri her zaman bulunduğu sözcüğü fiilimsi yapmaz. Bu ekler bulunduğu sözcüğü bir varlığın veya nesnenin ismi hâline getirirse o sözcük kalıcı isim olmuş demektir.

Örnek: Bu mevsimde dondurma yemek pek akıl işi değil.

“-ma” eki burada bulunduğu sözcüğü bir varlığın ismi hâline getirdiği için burada fiilimsi olarak kabul edilmez. Dolayısıyla “dondurma” sözcüğü burada kalıcı isim olarak değerlendirilir.

Kalıcı İsim- Diğer Örnekler

-Sarma, gerçekten çok güzel olmuştu.

-Elindeki çakmakla otları birden tutuşturuverdi.

-Gerekli bilgiyi danışmadan alabilirsiniz.

-Dolabın üstünde ekmek var.

-Akşam, soframızda dolma da olacak.

-Kazmayı yarın getirebilirsen bu işi hemen hallederiz.

-Olumsuz hava koşulları sebebiyle tüm uçuşlar iptal edilebilir.

Yukarıdaki örneklerde isim-fiil ekleri olan “-ma, - ış, - mak” ekleri bulunduğu sözcükleri kalıcı isim hâline getirmiştir.

 

Örnek Sorular:

1)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil yoktur?

A) Özellikle bunu öğrenmek istiyordum.

B) Evleri, ağaçları, yolları, tepeleri görmeye başlayınca sevindim.

C) Şiiri okuyuşunda derin bir hüzün vardı.

D) Atmosferde fazla gaz salınımı olursa bu durum sera etkisi yapar.

 

Çözüm:

-A seçeneğinde öğrenmek,

-B seçeneğinde görmeye,

-C seçeneğinde okuyunda,

sözcükleri isim-fiil görevindedir.

D seçeneğinde isim-fiil yoktur.  Cevap: D

Popüler Yayınlar